Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

E. sayılı dosya icra takibi dosyasına haklı olarak itiraz ettiklerine dair beyanın yanlış anlaşıldığını, davalının oğlunun kendisine karşı açılan takipte borcu kabul etmesinin, davalıya karşı açılan takipte müvekkilinin borcu kabul ettiği anlamına gelmediğini, oysaki Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin Dosya No: 2019/3553 Karar No: 2020/18 sayılı kararında sehven "Davalı hakkında başlatılan icra takip dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesi ile hukuki ilişkiyi inkar etmek suretiyle borca, yetkiye, imzaya itiraz etmiştir....

    ve şikayet hakkını kullanabileceğini, bu durumda davanın reddine dair kararın hatalı olduğunu, diğer taraftan dava dilekçesine bakıldığında icra dosyası kapsamında yetkiye, imzaya, borca ve tüm ferilerine ayrıca zamanaşımı itirazında bulunduklarının görüleceğini, dilekçenin sonuç kısmına bakıldığında; dosya kapsamında usulsuz tebligatlar nedeniyle kesinleşen icra dosyasında; tüm usulsuz tebligatlar yönünden ; usulsuz tebligat nedeniyle icra dosyasını öğrenme tarihi olan 24.07.2019 tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi talebiyle yetkiye,imzaya,borca ve tüm ferilerine ayrıca zamanaşımı itirazında bulunduklarının görüleceğini, borcu kabul anlamına gelmemek kaydıyla; zamanaşımı itirazlarının zaten yenileme emrine de itiraz niteliğinde olduğunu, bir an için mahkemenin görüşünün kabul edileceği farzedilse dahi; yerel mahkemenin bahsettiği yenileme emrine itiraz niteliği taşıyan dava dilekçesinin d bendinde anlattıkları icra dosyasının 2010 yılında yenilenmesine dair zamanaşımı itirazlarının...

    UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava; kambiyo takibinde yetkiye ve borca itiraz istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....

    Banktaki hesaplara bloke konulduğunu, kredi kartlarının kullanılamaz hale geldiğini ve banka kartı ile yalnızca ATM'den emekli maaşı çekilebildiğini, 31/12/2019 tarihinde Aliağa İcra Müdürlüğüne verilen yetkiye, imzaya, borca, faize ve tüm ferilerine o sırada davalının vekili olan avukatın hazırladığı dilekçe ile itiraz edildiğini, dilekçenin davalı tarafından imzalandığını, her ne kadar dilekçede birçok hususa itiraz edilmiş ise de itirazın yalnızca borcun kendisine ve faizine olduğunu, bunun dışında yetkiye ve imzaya herhangi bir itirazın bulunmadığını, borca itirazın haksız olmadığını, davalının kötü niyetli davranmadığını, davalının dava dışı ... AŞ.'nin ortaklarından olduğunu, şirket yönetiminin zaman içerisinde basiretsiz yönetim tarzı ile şirketin çöküşe terkedildiğini, davacı ......

      edilerek ödeme emri tebliğ tarihinin 23/01/2015 olarak düzeltilmesine bu kabule göre de yasal sürede yapılan imzaya ve borca itirazın esası incelenerek, senetteki imzanın muteriz borçlu eli ürünü olduğu kanaatini bildiren bilirkişi raporu doğrultusunda imzaya itirazın reddine, borca (faize) itirazın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 168. maddesinin 4. ve 5. bendine göre; imzaya ve borca itirazın ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; kendisine ödeme emri ile kira sözleşmesinin tebliğ edilmediğini, bu nedenle imzaya itiraz hakkını saklı tuttuğunu, tebliğ edilen ödeme emrinde hangi ayların kirasının takip konusu yapıldığının ve faiz miktarının da belli olmadığını, ilk derece mahkemesinin davanın kabulüne ilişkin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER : Sarayönü İcra Müdürlüğü'nün 2019/902 Esas sayılı dosyası. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Davacı alacaklı vekili tarafından davalı hakkında Sarayönü İcra Müdürlüğü'nün 2019/902 Esas sayılı dosyasıyla 19/07/2019 tarihinde adi kiraya ve hasılat kiralarına ilişkin icra takibi başlatılmış, davalı borçluya ödeme emri, 20/08/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı 26/08/2019 tarihli dilekçesiyle borca, yetkiye, faize ve tüm ferilerine açıkça itiraz etmiştir....

        İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/07/2023 NUMARASI : 2022/531 ESAS 2023/335 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkeme kararı aleyhine istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, Dairemizce HMK'nun 353. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda dosyadaki belgeler okundu, incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı dava dilekçesinde; Konya 5. İcra Müdürlüğünün 2022/9167 Esas sayılı dosyası ile aleyhine başlatılan senetli icra takibinde imza kendisine ait olmadığını, tebligatı 13/10/2022 tarihinde tebellüğ ettiğini, takibe, borca, imzaya, faize ve tüm ferilerine açıkça itiraz ettiğini belirtmiştir....

        para almadığını ve borcunun bulunmadığını, borca itiraz ettiğini, 2015 yılında bedelini ödeyerek şirketten bir apartman dairesi satın aldığını, ancak tüm borcu ödediğini, daireyi de 1 yıl içerisinde sattığını, dolandırıcılık ve sahtecilik işiyle karşı karşıya olduğunu belirterek borca, imzaya ve bonoya itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

        gerekçesiyle imzaya ve borca itirazın süresinde olmadığından reddine karar verildiği görülmektedir....

          Somut olayda; örnek (10) numaralı ödeme emrinin borçluya 06.12.2012 tarihinde tebliğ edildiği, yapılan bu tebligata karşı itiraz dilekçesinde tebligat usulsüzlüğünün ileri sürülmediği, borçlunun 12.12.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurarak imzaya itiraz ettiği görülmektedir. Mahkemece İİK'nun 168/4. maddesi gereğince itirazın yasal 5 günlük sürede yapılmadığı imzaya ve borca itirazın süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek sonuca gidilmesi yerinde değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden mahkeme kararı sonucu itibariyle doğrudur Ancak; istemin süre yönünden reddine karar verilmesi halinde borçlunun tazminat ve para cezası ile sorumlu tutulmasının isabetsiz olduğu anlaşıldığından kararın belirtilen nedenlerle bozulması gerekir ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....

            UYAP Entegrasyonu