Buna göre, davaya konu takipte borçlunun borca itiraz ile birlikte yetkiye de itiraz ettikleri, buna karşın davacı tarafça borca yönelik itirazın iptali talep edilip yetkiye ilişkin itirazın davaya konu yapılmayarak zımnen kabul edilmiş sayılması gerektiği, böylelikle; yetkili bir icra dairesinde başlatılmış geçerli bir icra takibinin varlığı kabul edilemeyeceğinden borcun esasına girilmeksizin davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. (Aynı yönde Yargıtay 17....
Davacı idare hem yetkiye hem de borca itiraz edilmesi karşısında genel mahkeme kararında itirazın iptali davasını açmak yolunu seçmiştir. Bu davada da iddiasını haksız fiilden doğan para alacağı olması nedeniyle HUMK'nun 21 ve BK.nun 73.maddesi gereğince davacının ikametgahının bulunduğu Ankara İcra Dairelerinin yetkili olduğu noktasına dayandırmıştır. Davalı borçlu ise; genel hükümlere göre borçlunun ikametgahı İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle hem İcra Müdürlüğünün hem de davanın açıldığı bu mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu savunmuş, böylece icra dairesinin yanında mahkemenin yetkisine de itiraz etmiştir. Mahkemece; icra takibinde davalının hem borca hem de yetkiye itiraz ettiği halde, davada yetkiye itirazın iptali yönünde istemde bulunulmadığı böylece yetki itirazının benimsendiği dolayısı ile geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtiraz Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla yapılan takibe, yetkiye ve imzaya itiraz ile takibin iptali istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 12. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 14.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA KONUSU : Yetkiye ve İmzaya İtiraz KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı vekili tarafından müvekkili hakkında Ödemiş İcra Müdürlüğünün 2019/4351 sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine mahsus yolla takip başlatıldığını, ancak müvekkilinin adresinin Adnan Menderes Cad. Gülbahçe Sit....
Somut olayda; alacaklının, borçlu aleyhine başlattığı genel haciz yoluyla takipte vekaleten görülen işlerden doğan komisyon ve iş takibi ücretlerini talep ettiği fakat takip talebine herhangi bir belge eklemediği, borçlunun ise, süresi içerisinde verdiği itiraz dilekçesi ile yetkiye ve borca itiraz ettiği görülmüştür. Alacaklı takip talebine, takibe ilişkin belgeleri eklemediği için itirazın kaldırılması aşamasında artık bu belgelere dayanamaz. Borç ve akdi ilişki de borçlu tarafında kabul edilmediğinden bu durumda akdi ilişkiye dayalı alacak sözkonusu değildir. O halde; mahkemece, HMK'nun 6. maddesi gerecince takibin, borçlunun yerleşim yeri olan ...' da yapılması gerektiği gerekçesi ile yetkiye itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Şubesi'ne ait olduğu, keşidecisinin ...., cirantaların ihtiyati hacze itiraz eden borçlular olduğu, çekin .... Bankası .... Şubesi'ne ibraz edildiği, çekin ibraz edildiği banka şubesince ödeneceği, ibraz edilen şubenin mahkemenin yetki sınırları içerisinde bulunduğu, bu nedenle mahkemenin ihtiyati haciz kararı verilmesi yönünden yetkili sayılacağı, ihtiyati hacze yönelik diğer itirazların İİK'nın 265. maddesinde sayılan itiraz sebepleri dahilinde bulunmadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir. Kararı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili temyiz etmiştir. Talep, çeke dayalı ihtiyati haciz kararına itiraz istemine ilişkin olup, mahkemece itiraz eden borçlular vekilinin yetkiye dair itirazının reddine karar verilmiştir....
Dava, kambiyo takibinde kambiyo vasfına yönelik şikayet ile borca ve yetkiye itiraza ilişkin olup; borçlu, 19/01/2018 tarihinde usulsüz tebligattan haberdar olduğunu beyanla, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, yetkiye ve borca itiraz ile birlikte kambiyo vasfına yönelik şikayette bulunmuş ancak borçlunun mahkemeye müracaat tarihi olan 25/01/2018 tarihi itibari ile 5 günlük itiraz süresi geçmiş olmasına rağmen, ilk derece mahkemesince işin esasına girilerek yetki itirazının kabulüne karar verilmesi ve istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmesi, isabetli değildir. O halde, ilk derece mahkemesince, 19/01/2018 ödeme emrini ıttıla tarihine göre 5 günlük itiraz süresi geçtiği gerekçesi ile davanın süre aşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir....
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ GEREKÇE: Dava, tüketilen enerji bedelini ödemediği iddiasıyla başlatılan ilamsız icra takibinde vaki yetkiye ve borca yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. ...33. İcra Dairesi'nden 2022/33125 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı borca ve yetkiye itiraz etmiş icra takibi durmuştur. İtirazın hükümden düşürülmesi için yasal süresi içerisinde bu dava açılmıştır. İtirazın iptali davaları, yapılan takibe itiraz üzerine duran takibin devam etmesini sağlamak amacıyla açılan davalardır. Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK'nın) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. İcra takiplerinde yetki hususu, 2004 sayılı İİK’nın 50. maddesi yollaması ile usul kanunu hükümlerine göre yapılmaktadır. İİK’nın 50. maddesi; "(Değişik: 3/7/1940-3890/1 md.)...
Dava dilekçesinde borçlu davacı, yetkiye itirazla birlikte imzaya itirazını ileri sürmüş ise de, mahkemece yetkiye itiraz hakkında öncelikle karar verilmesi gerekirken, yetkiye itiraz konusunda hiçbir değerlendirme yapılmadan esas hakkında karar verilmiştir. Mahkemece, öncelikle borçlunun yetkiye itirazının çözümlenmesi ve yetkiye itiraz yerinde görülmezse, imzaya itirazının incelenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yetki itirazı konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin eksik incelemeyle hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Açıklanan sebeplerle; HMK'nın 353/1- a-6. bendi gereğince esasa yönelik inceleme yapılmaksızın, birleşen dosya davacısının istinaf başvurusunun kabulüne, mahkemenin kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- a-6. bendi gereğince KABULÜ ile Bakırköy 2....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ödeme emrinin 26/10/2020 tarihinde davacıya borçluya tebliğ edildiğini, borçlu tarafından 03/11/2020 tarihinde takibe, borca, faize ve yetkiye itiraz edildiğini, yerel mahkemeye davacı tarafından süresinde itiraz yapılmadığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolunda borca ve yetkiye itiraz istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davalı alacaklının bonoya dayalı takip başlattığı, davacı borçlunun yetkiye ve borca itiraz ettiği, mahkemece yetkiye itirazın kabulün karar verildiği, davalının karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....