Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aleyhine itiraz edilen alacaklı vekili, müvekkili ile itiraz eden borçlu arasında kambiyo ilişkisi bulunduğunu ihtiyati hacze konu senetlerin üzerindeki imzaların borçluya ait olduğunu, kambiyo senetlerine yetkiye dayalı kayıt düşüldüğünü bu nedenle karşı tarafın yetki itirazının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak itirazın reddine karar verilmesini istemiştir....

    Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak karar verdiğini, davacı tarafın sadece tebligatın öğrenilme tarihine itiraz ettiğini, dosyada Tebligat Kanunu 20. maddesinin şartlarının oluşmadığını, davacı/ borçlu taraf dosyaya muvakkaten başka yere gittiğine dair bir belge sunmadığını, süresinde olmayan bir dava ve yetkiye itiraz dilekçesi ile imza ve yetkiye itiraz edilmesinin haksız ve dayanaktan yoksun olduğunu beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, davacı borçlu aleyhine, bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo takibinde, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetine, borca ve yetkiye itiraz istemine ilişkindir....

    Somut olayda, borçlunun icra mahkemesinde yetkiye itiraz etmesinden sonra, 11.09.2015 tarihinde icra müdürlüğünde borçluya yeniden ödeme emri tebliğ edildiği, borçlunun icra zaptına yazılan aynı tarihli imzalı beyanı ile yasanın lehine vermiş olduğu tüm itiraz ve şikayet haklarından süreleriyle birlikte feragat ettiğini beyan ederek takibin kesinleştirilmesini istediği ve mallarına haciz konulmasına muvafakat ettiğini bildirdiği görülmüştür. O halde, mahkemece borçlunun yetkiye itirazının feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      İcra Müdürlüğü’nde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda, sair itiraz ve şikayetleri ile birlikte ... İcra Dairesinin yetkili olduğunu ileri sürerek, yetkiye itiraz ettiği, mahkemece itiraz ve şikayetlerin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.İİK'nun 50/1.maddesine göre, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HMK'nun 447/2. maddesi atfıyla HMK 'nun yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir. Ayrıca, takip dayanağı akdin yapıldığı icra dairesi de yetkilidir....

        İcra Müdürlüğü’nün 2020/9666 Esas sayılı dosyasında davacı aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, davacının takibin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığı gerekçesiyle yetkiye itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın takibin yapıldığı icra dairesinin bağlı bulunduğu Ankara 3. İcra Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddesi gereğince; Ankara 3. İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 17/01/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Somut olayda; itiraz eden borçluya ödeme emri 21/02/2014 tarihinde, diğer takip borçluları ... Makina Ltd. Şti'ne 28/01/2014,... 'a ise 18/04/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Her ne kadar diğer borçlu ... Şti.'de borca ve yetkiye itiraz etmiş ise de 14.05.2014 tarihli duruşmada yetkiye itirazından feragat ettiği ve diğer borçlular yönünden takip, itiraz tarihi olan 21/02/2014 tarihi itibariyle henüz kesinleşmediğinden ... İcra Dairelerinin yetkisi de henüz kesinleşmemiştir.O halde mahkemece itiraz eden borçlunun adresinin, çekin keşide yerinin ve muhatap bankanın bulunduğu yerin ......

            Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, İİK'nun 265. maddesinde, ihtiyati hacze itiraz nedenlerinin tahdidi olarak sayıldığı, bunların mahkemenin yetkisine, teminata ve ihtiyati haczin dayandığı nedenlere ilişkin olduğu, itiraz eden borçlu yanca yetkiye itiraz edilmiş olup, taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinin 36/2 maddesinde İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğu kararlaştırıldığından, yetki itirazının yerinde olmadığı, kat ihtarnamesi keşide edilerek alacağın muaccel hale geldiği, ihtiyati haciz kararına itiraz nedenlerinin, şekli ve sınırlı olarak İİK'nun 265. maddesinde açıkça düzenlendiği, borçlu vekilinin diğer itirazlarının madde kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle, ihtiyati haciz kararına itirazın reddine karar verilmiştir. Kararı, itiraz eden borçlu vekili temyiz etmiştir....

              Buna göre, davaya konu takipte borçlunun borca itiraz ile birlikte yetkiye de itiraz ettikleri, buna karşın davacı tarafça borca yönelik itirazın iptali talep edilip yetkiye ilişkin itirazın davaya konu yapılmayarak zımnen kabul edilmiş sayılması gerektiği, böylelikle; yetkili bir icra dairesinde başlatılmış geçerli bir icra takibinin varlığı kabul edilemeyeceğinden borcun esasına girilmeksizin davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. (Aynı yönde Yargıtay 17....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtiraz Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla yapılan takibe, yetkiye ve imzaya itiraz ile takibin iptali istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 12. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 14.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Davacı idare hem yetkiye hem de borca itiraz edilmesi karşısında genel mahkeme kararında itirazın iptali davasını açmak yolunu seçmiştir. Bu davada da iddiasını haksız fiilden doğan para alacağı olması nedeniyle HUMK'nun 21 ve BK.nun 73.maddesi gereğince davacının ikametgahının bulunduğu Ankara İcra Dairelerinin yetkili olduğu noktasına dayandırmıştır. Davalı borçlu ise; genel hükümlere göre borçlunun ikametgahı İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle hem İcra Müdürlüğünün hem de davanın açıldığı bu mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu savunmuş, böylece icra dairesinin yanında mahkemenin yetkisine de itiraz etmiştir. Mahkemece; icra takibinde davalının hem borca hem de yetkiye itiraz ettiği halde, davada yetkiye itirazın iptali yönünde istemde bulunulmadığı böylece yetki itirazının benimsendiği dolayısı ile geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu