İcra Müdürlüğü' nün 2001/19862 sayılı dosyasından icra takibi yaptıklarını, ancak davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, alacağa işleyecek %50 reeskont faizine ve davalı aleyhine % 40' dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili aleyhine açılan işbu davanın her ne kadar itirazın iptali davası olarak nitelendirilerek açılmış ise de, ancak sıradan bir alacak davası olabileceğini, zira davacının başlattığı icra takibinde yetkiye ve borcun tamamına itiraz ettiklerini, davacının yetkili icra dairesinde takip yapmaksızın işbu itirazın iptali davasını açtığını, ayrıca borçlu şirket yerine müvekkiline dava açılmış olduğunu beyanla, haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğü' nün 2010/4979 E. sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, davalının takibe itiraz dilekçesinde, Gaziantep icra dairelerinin yetkili olduğunu belirterek yetkiye ve borcu bulunmadığını belirterek borcun tamamına itiraz ettiğini, davalının yetki itirazının reddine, alacağa yönelik yapılan itirazın iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağa ticari temerrüt faizi uygulanmasına ve %40' dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, öncelikle müvekkilinin Malatya 7. İcra Müdürlüğü' nün 2010/4979 E. sayılı icra dosyasında yaptığı itirazların tamamını tekrar ettiğini, açılan davada yetkili yerin Gaziantep Mahkemeleri ve Gaziantep İcra Daireleri olduğunu, dava konusu alacağın müvekkili şirket tarafından davacı tarafa çekler verilmek suretiyle ödendiğini, müvekkilinin alacaklıya bir borcunun olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
İcra Müdürlüğü’nün 2023/763 Esas sayılı dosyasında davacı aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, davacının yetkiye, borca ve ferilerine itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın takibin yapıldığı icra dairesinin bağlı bulunduğu Ankara 2. İcra Hukuk Mahkemesinde görülerek uyuşmazlığın sonuçlandırılması gerekmektedir. III. KARAR Açıklanan sebeplerle; 6100 sayılı Kanun’un 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince Ankara 2. İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 27.11.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi....
Somut olayda, konşimento senedi alacağına dayalı olarak başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine karşı borçlunun yetkiye ve borca dair itirazında alacaklının iddia ettiği hukuki ilişkiye açıkça itiraz ettiği ve bu ilişkiyi kabul etmediği anlaşılmaktadır. Öte yandan, konşimento senedi İİK'nun 68. maddesinde yazılı mücerret borç ikrarını içeren belge niteliğinde de değildir. Borçlu tarafından konşimento senedi içeriği ve takip konusu borçla ilgili hukuki ilişki kabul edilmediğine göre alacaklı, anılan belgeye dayalı olarak yetki itirazının kaldırılmasını isteyemez. O halde mahkemece, esasa girilmeksizin yetki itirazının kaldırılması isteminin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İtiraz eden vekilince borca yönelik itiraz beyanında bulunmuş ise de ihtiyati haciz kararına itiraz sebepleri İİK’nun 265/1. Maddesinde sınırlı olarak belirtilmiş olup, borca yönelik itiraz bu kapsamda bulunmadığından reddine" karar verilmiştir. Bu karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; işbu haciz kararına konu bonolarda müvekkilinin adresi olarak Ataşehir/İstanbul adresi yazıldığını, bu adresin müvekkili tarafından yazılmadığını, ödeme emri tebligatlarının icra dosyasında müvekkilinin oturduğu aynı zamanda mernis adresi de olan ... Mahallesi, ... Caddesi, No:..., D:.....
İCRA HUKUK TARİHİ : 03/03/2022 NUMARASI : 2022/16 ESAS - 2022/166 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet-Yetkiye ve Borca İtiraz- İcranın Geri Bırakılması KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı tarafından müvekkili aleyhine çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo takibinde ödeme emrinin müvekkilinin çalışanı olduğu iddia edilen Ömer Aygün'e 06/08/2007 tarihinde tebliğ edilerek takibin kesinleştirildiğini, müvekkilinin icra takibinden tesadüfen 24/07/2019 tarihinde haberdar olduğunu, tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, müvekkilinin adresinin Bingöl'de bulunduğunu, bu sebeple yetkiye itiraz ettiklerini, müvekkilinin takip alacaklısına borcunun bulunmadığını...
Karara karşı ...ŞTi vekili yetki ve esas yönünden, ... vekili esas yönünden itiraz sebeplerini sunmuştur. İlk derece mahkemesi itirazı müraafalı olarak inceleyerek 15.03.2022 tarihli kararı ile; "...İhtiyati hacze itiraz eden ... Tic. Ltd.Şti. vekilince her ne kadar mahkememizin yetkisine itiraz edilmiş ise de, talep konusu diğer borçlulardan birinin adresinin Bayrampaşa, diğerinin adresinin Gaziosmanpaşa İlçe sınırlarında olduğu, iş bu adreslerin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi'nin yargı çevresinde olduğu anlaşıldığından iş bu borçlu yönünden yetki itirazının yerinde olmadığı, iş bu borçlunun diğer itirazlarında ve ihtiyati hacze itiraz eden ...'in itirazlarında ileri sürülen diğer iddiaların İİK’nun 265. maddesinde belirtilen itiraz nedenlerinden olmadığı, itiraz edenlerin iddialarının açılacak başka davaların konusu olabileceği ve ihtiyati hacze itiraz aşamasında değerlendirilemeyeceği anlaşıldığından, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu ...'in ve ... Tic. Ltd.Şti.'...
Davacı alacaklı dava dilekçesinde, davalı borçlunun yetkiye ve borca itirazının kaldırılmasını kabul ettiği halde, Mahkemece; HMK'nın 26.maddesine aykırı olarak davacının talebi dışında, sanki davacının icra müdürlüğünün yetkisine itirazı varmış gibi yetki itirazının kabulüne, icra müdürlüğünün yetkisizliğine, dosyanın yetkili icra müdürlüğüne karar verilmesi usule aykırıdır. İİK'nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Somut olayda; alacaklı, faturaya dayalı olarak genel haciz yolu ile ilâmsız takip yapmış, davalı borçlu tarafından süresinde yetkiye ve borca itiraz edilmesi nedeniyle takip durdurulmuştur....
Borçlunun yetkiye itiraz tarihi 24.12.2020 dir. Borçlunun yetkiye itiraz ettiği tarih itibari ile diğer borçlu açısından takip kesinleşmiştir. Borcun kaynağı olarak gösterilen sözleşmede sözleşmenin yapıldığı yere ilişkin bir açıklama yoktur. Belirtilen hususlar gözetildiğinde borçluların adreslerinin ödeme emrinde yer almamasının borçlunun yetkiye itirazını doğrudan doğruya etkilediği açıktır. Ancak ödeme emrindeki bu usulsüzlük kamu düzeni ile ilgili olmamakla İİK nun 16. Maddesi kapsamında yedi günlük şikayet süresine tabidir. Borçlunun usulsüzlüğe ödeme emrini tebellüğ ettiği tarihte vakıf olduğu nazara alındığında yedi günlük itiraz süresi geçirildiğinden şikayetin reddine karar verilmesi gerektiğinden davacının istinaf taleplerinin reddine ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK nın 353/1- b-2. Maddesi gereğince kaldırılmasına yerel mahkeme kararının gerekçesi değiştirilerek şikayetin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
HMK'nın 17.maddesi uyarınca sözleşme ile yetkili kabul edilen mahkemenin yetkisi kesin yetki olmamakla birlikte yetkiye itiraz edildiği hallerde dava sadece sözleşme ile belirlenen mahkemede açılabileceğinden bunun dışında başka bir mahkemeden sözleşme ile belirlenen ihtilaf konusu hakkında talepte bulunulabilmesi mümkün değildir. Birden fazla borçlu bulunduğu hallerde borçlulardan birinin yetkiye itiraz etmemesi halinde dahi sözleşme ile belirlenen mahkeme dışında ihtilaf konusuyla ilgili talepte bulunulması mümkün değildir. Her ne kadar somut olayda ihtiyati haciz talebi 8 adet bonoya dayalı ise de bonoların tanzim edilmesine ilişkin temel ilişki taraflar arasında akit edilen 15/12/2018 tarihli sözleşmeye dayalı olup bu sözleşmede de uyuşmazlıkların halli için İstanbul mahkemeleri yetkili olarak kabul edildiğinden bunun dışında başka bir yer mahkemesinden sözleşmenin tarafı olan borçlu şirket yönünden ihtiyati haciz talebinde bulunulabilmesi mümkün değildir....