GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : A- Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesi; Karar tarihi ile temyiz incelemesinin yapıldığı tarihe kadar 5237 sayılı TCK’nın 66. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde öngörülen 8 yıllık dava zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından; diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA; 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrası ve 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası gereğince sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, B- Kenevir ekme suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik temyiz isteğinin incelenmesi: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları, CMK'nın 231. maddesinin 12. fıkrası gereğince itiraz kanun yoluna tabi olduğundan, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na...
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : A- Sanık ... hakkındaki kararın incelenmesinde: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları, CMK'nın 231. maddesinin 12. fıkrası gereğince itiraz kanun yoluna tabi olduğundan, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na İADESİNE, B- Sanık ... hakkındaki beraat hükmünün incelenmesinde: Sanığın iddianame uyarınca sorgusunun yapıldığı 26/03/2009 tarihinden itibaren, temyiz incelemesinin yapıldığı tarihe kadar 5237 sayılı TCK’nın 66. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde öngörülen 8 yıllık dava zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından; diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA; 5320 sayılı Kanunun 8. maddesinin 1. fıkrası ve 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası gereğince sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 23/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar...
Sulh Ceza Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma Dosya incelenerek gereği düşünüldü: A) Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde: Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar 5271 sayılı CMK'nın 231/12. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna tabi olduğu ve itiraz merciince 30.07.2010 tarihinde karar verilmiş olduğu da dikkate alınarak anılan sanık yönünden inceleme yapılmasına yer olmadığına; B) Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde : Sanık hakkında 10.06.2010 tarihinde verilen mahkumiyet kararından sonra, inceleme tarihine kadar zamanaşımını kesen başkaca bir işlemin yapılmadığı ve 5237 sayılı TCK'nın 66. maddesinin 1/e ve 2....
Borçlu, yetkiyle birlikte aynı zamanda borca da itiraz etmişse, dosya yetkili icra müdürlüğüne gönderilip kendisine yeniden ödeme emri tebliğ edildiğinde, borca yeniden itiraz etmesi gerekir. Buna göre borçlu, yetki itirazı ile birlikte borca itirazlarını bildirmemiş olsa bile yetkili icra dairesince gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine süresi içinde yetkili icra mahkemesine borca itirazlarını sunabilir. Bir başka deyişle yeni ödeme emri tebliği, borçluya yeni itiraz hakkı sağlar. O halde mahekemece yukarıda belirtilen ilkeler ışığında itirazın esasının incelenmesi gerekirken borçlunun itiraz hakkını kaybettiği gerekçesiyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Mahkemece duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda; çekteki keşide yeri, muhatap banka ve borçlunun ikametgahı...olduğundan yetkiye yönelik itirazın reddine, itiraz eden vekilinin itiraz dilekçesine konu çekin yetkisiz çalışan tarafından imza edildiği ve güveni kötüye kullanma suçundan hakkında soruşturma başlatıldığına ilişkin iddiaların İİK'nın 265. maddesi kapsamında incelenemeyeceği, ancak esasa ilişkin dava kapsamında incelenebileceği, her ne kadar HMK'nın 209. maddesinde sahteliği iddia olunan belgenin herhangi bir işleme esas alınamayacağı düzenlemesi mevcut ise de savcılığın soruşturma kapsamında tedbir kararını kaldırdığı, ihtiyati haczin bir muhafaza tedbiri olduğu, sahtelik iddiasının ihtiyati haciz kararı verilmesine engel teşkil etmeyeceği gerekçesiyle, itirazın reddine karar verilmiş, hüküm itiraz eden vekilince temyiz edilmiştir....
İhtiyati hacze itiraz eden icra dosyasında borca ve yetkiye itirazda bulunduğunu, borcunun olmadığını belirterek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece, muterizin ihtiyati haczi 11.01.2010 tarihinde icra takibine yaptığı itiraz sırasında öğrendiği, ihtiyati hacze itirazını ise 7 günlük yasal süreyi geçirdikten sonra 17.03.2010’da yaptığı belirtilerek itirazın süreden reddine hükmedilmiş, karar muteriz tarafından temyiz edilmiştir. İcra ve İflâs Kanunu'nun 265,I hükmü uyarınca, “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.” Somut olayda mahkemenin de kabulüne uygun şekilde ödeme emrinin 8/1/2010 tarihinde borçluya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır....
Davalı Liberty Sigorta A.Ş. vekili, kusura, hasara, faize ve icra inkar tazminatı istemine itiraz ederek davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., icra takibi sırasında yetkiye itiraz ettiğini bildirip, kusura itiraz ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulü ile davalıların Beyoğlu 2. İcra Müdürlüğünün 2008/9019 esas sayılı dosyasındaki itirazlarının 4.325,56 TL itibariyle iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, kabul edilen asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1.Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalıların Beyoğlu 2.İcra Müdürlüğünün 2008/9019 esas sayılı takip dosyasına yaptıkları itirazın iptalini istemiştir. Davalı ..., icra dosyasına yaptığı itiraz ile icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiştir....
Borçlu da icra takibine yaptığı itirazda yetkiye açıkça ve belirli şekilde itiraz etmiştir. Hal böyle iken, Ankara Batı İcra Dairesinin yetkili olmaması nedeniyle davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine olan itirazı yerinde görülerek yetkili icra dairesinde usulüne uygun olarak yapılmış bir icra takibi bulunmadığından davacının itirazın iptali davasının, borçlunun icra dosyasında yetkiye de itiraz ettiği gözetilerek, 6100 sayılı HMK'nun 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Tüm bu yapılan açıklamalar çerçevesinde öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz 6100 sayılı HMK'nun yetkiye ilişkin hükümleri çerçevesinde incelenmiş, HMK 6. Maddesi gereğince borçlunun yerleşim yerinde açılması gereken takip borçlunun yerleşim yeri olan Ankara Batı İcra dairelerinde açılmamış, Ankara İcra Dairesinde açılmıştır. Borçlu da icra takibine yaptığı itirazda yetkiye açıkça ve belirli şekilde itiraz etmiştir. Hal böyle iken. Ankara İcra Dairesinin yetkili olmaması nedeniyle davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine olan itirazı yerinde görülerek yetkili icra dairesinde usulüne uygun olarak yapılmış bir icra takibi bulunmadığından davacının itirazın iptali davasının, borçlunun icra dosyasında yetkiye de itiraz ettiği gözetilerek, 6100 sayılı HMK'nun 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İcra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş olup, yetki itirazı usulüne uygun olarak yapılmamıştır. 6100 sayılı HMK 19. Maddesinde; Yetki itirazında bulunan tarafın yetkili mahkemeyi,.birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirmek zorunda olduğu aksi takdirde yetki itirazının dikkate alınmayacağı hüküm altına alınmıştır.Davalı taraf icra dairesinde sunduğu yetkiye ve borca itiraz dilekçesinde sadece yetkiye itiraz etmiş yetkili mahkemeyi göstermemmiştir.Bu nedenle esasa ilişkin yargılamaya devam edilmesi usul ve yasaya uygundur. Davanın esası ile ilgili istinaf sebeplerinin incelenmesinde; Davacı taraf, davalı ile aralarında anlaşma gereğince davalıya 8.400,00 TL bedelle taşınmaz sattığını, davalı borçlunun tapu bedelini daha sonra ödeyeceğini beyan etmesine rağmen ödememesi sebebiyle takip başlattığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini belirterek itirazının iptalini talep etmiştir....