WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, borçluların öncelikle yetkiye itiraz ettiği, ancak mahkemece borçlulara ödeme emrinin hangi tarihte tebliğ edildiği ve bu tebliğ tarihine göre borca itiraz davasının süresinde açılıp açılmadığının denetlenmeksizin eksik incelemeyle Muş İcra Dairesinin yetkisizliğine dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Mahkemece itiraz eden borçluların itirazının süresinde olup olmadığının değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre yetki itirazı ile itiraz dilekçesindeki diğer hususlar hakkında değerlendirme yapılması gerekirken eksik inceleme ile verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; davalı takip alacaklısı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1- a.6 maddesi uyarınca ilk derece mahkeme kararının kısmen kaldırılmasına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

İlk derece mahkemesi; takip dayanağı bononun keşide yerinin İstanbul olduğu, bu nedenle yetki itirazının reddi gerektiği, davacının borca itirazını İİK'nın 169/a-1. maddesi kapsamında ispatlayamadığı gerekçesi ile borca ve yetkiye itirazın reddine karar vermiştir. Davacı/borçlular vekili istinaf dilekçesinde; kararın eksik inceleme sonucu verildiğini, gerekli ve yeterli inceleme yapılmadan ve taraflar arasındaki ticari ilişki tespiti yapılmadan karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı/borçlular vekili dava dilekçesinde icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiş, istinaf dilekçesinde ise borca itiraz nedenleriyle birlikte eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğini ileri sürmüştür. İİK'nın 169/a maddesi uyarınca borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir....

Bir icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise, bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece, açıklanan nitelikte bir icra takibinin varlığından söz edilemez. Bu nedenle, itirazın iptali davasını gören mahkeme, öncelikle bu yönü inceleyip karara bağlamalıdır. Esasen, itirazın iptali davasına bakma yetkisi takibin yapıldığı yer mahkemesine ait olduğundan, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi zorunludur. Mahkeme bu inceleme sonucunda kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır. Yine, mahkemenin açıklanan yönde yapacağı inceleme ve değerlendirme bakımından kendi yetkisine yönelik bir itiraz bulunup bulunmaması da önem taşımaz. Kısaca, itirazın iptali davasını gören mahkeme, kendi yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, öncelikle icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazı incelemek ve sonuçlandırmak zorundadır....

    Sayılı ilamı yorumlandığını ve usulüne uygun yapılan itiraz nedeniyle durduğu aşikar olan takip dosyası üzerinden bir de Kahramanmaraş İcra Müdürlüğü’ne gönderilme işlemi yapıldığını, oysa ki itiraz üzerine takip durduğunu ve iptaline dönük bir karar olmadığı müddetçe de devam ettiğini, bu itibarla İcra Müdürlüğü’nce sanki bir yetkisizlik kararı varmış gibi yapılan işlem yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, icra müdürlüğü ilama aykırı bir işlem yaptığını, takipteki yetki itirazı hususuna gelindiğinde; davalı tarafça İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi kararının kendisine tebliği akabinde iki hafta içerisinde takibin yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesini de istemediğini, genel haciz yoluyla takipte itiraz 2004 sayılı İcra İflas Kanunu 62 vd. maddelerde düzenlendiğini, borçlu yapılan icra takibinde yalnızca yetkiye veya borca ilişkin itirazda bulunabileceği gibi hem yetkiye hem borca da itiraz edebileceğini, itirazın hükmü başlığını taşıyan İİK 66. maddeye göre süresinde yapılan itiraz ile takip...

    İİK'nun 50. maddesi uyarınca, para veya teminat borcu için takip hususunda HMK'nun yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla tatbik olunur. Takibe esas olan akdin ifa edileceği yer icra dairesi de takibe yetkilidir. İtirazın iptali davalarında, Yargıtayın istikrar kazanmış uygulamalarına göre icra dairesinin yetkisine itiraz edilmişse, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın öncelikle icra dairesinin yetkisine itirazın incelenip sonuçlandırılması gerekir. İtirazın iptâli davasının görülebilmesi, usulüne uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır. Geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptâli davasının görülebilmesine usulen imkân bulunmamaktadır. İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği hallerde bu itiraz incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir takibin bulunmayacağı açıktır. Nitekim; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13/11/2013 tarih 2013/10-395 Esas ve 2013/1568 Karar sayılı ilâmında da aynı kurallar gösterilmiştir....

      İHTİYATİ HACİZ KARARINA İTİRAZ EDENİN İTİRAZLARI: İhtiyati haciz kararına itiraz eden vekili; yetkiye itiraz etmiş, ihtiyati haciz kararına dayanak çek iptali kararından bilgilerinin olmadığını, muaccel hale gelmemiş bir borca dayalı olarak ihtiyati haciz kararı verildiğini, alınan ihtiyati haciz kararının haksız olduğunu savunarak, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İSTİNAF EDİLEN KARARIN ÖZETİ: Mahkemece, ihtiyati haciz kararına itiraz eden borçlunun yerleşim yerinin, çekin keşide yerinin ve muhatap bankanın bulunduğu yerin Niğde olduğu,bu durumda yetkili mahkemenin Niğde Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle, yetki itirazının kabulüne ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. Karar aleyhine, ihtiyati haciz isteyen vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklının 9 adet bonoya istinaden borçlular Of ... ile ... hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başladığı, örnek 10 ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu ...’nun yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda, diğer itiraz ve şikayetlerinin yanı sıra takipte Bakırköy İcra Dairelerinin yetkili olduğunu belirterek yetkiye itiraz ettiği, mahkemece, takibin Asliye Ticaret Mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararına istinaden başlatıldığı ve ihtiyati haciz kararını veren yer icra dairelerinin de yetkili olduğu gerekçesiyle yetki itirazının reddine karar verildiği...

          Yapı lehine Hakkı Kan tarafından tanzim edilmiş takip dayanağı bonoda, yetkiye itiraz edenin avalist olduğu, ... Mahkemelerinin yetkisinin kararlaştırıldığı, icra takibine ... İcra Dairesinde başlandığı, yetkiye itiraz eden avalistin, ... kayıtlı iş yeri bilgilerinde, işveren konumunda olduğu anlaşılmaktadır. Ancak ne var ki, alacaklı, 6102 sayılı ...’nun ... ve .... maddeleri kapsamında tacir olduğunu iddia etmemiştir. Alacaklı, esnaf işletmesi olup, takip talebinde de alacaklı “...- ........ Yapı” gösterilmiş ve alacaklıya ait TC kimlik numarası bildirilmiştir. Dolayısıyla bu durumda yetki anlaşmasının geçersiz olduğunun kabulü gerekir. O halde mahkemece, yetki itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

            İİK'nun 50. maddesine göre, takip konusunda HUMK'nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile uygulanır. Bayilik sözleşmesinin 13. maddesinde ve bayilik sözleşmesine ek sözleşmenin 5. maddesinde uyuşmazlık halinde İstanbul icra dairelerinin yetkili kılınacağını gösteren yetki sözleşmesi yapılmıştır. Borçlu tarafça da açıkça bu sözleşmeye karşı çıkılmadığına göre alacaklının sözleşme ile yetkili kılınan İstanbul icra dairesinde icra takibi yapması doğrudur. Şu duruma göre, mahkemece borçlunun yetkiye yönelik itirazının reddine karar verildikten sonra diğer itiraz nedenleri incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde istemin reddi isabetsizdir.SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25.04.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.  ...

              İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden karşı taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. İhtiyati hacze itiraz eden karşı taraf vekili istinaf dilekçesinde özetle; herhangi bir haklı gerekçe olmaksızın ihtiyati hacizde yetkiye yönelik itirazlarının hatalı olarak reddedildiğini, yetkiye yönelik olarak taraflar arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, müvekkili şirketin adresinin Kartal/İstanbul olduğunu, yetkili icra dairelerinin İstanbul Anadolu Adliyesi İcra Daireleri olmasına rağmen yetkiye yönelik itirazlarının reddedilmesinin hatalı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: İstinafa tabi karar, ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkindir. Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....

                UYAP Entegrasyonu