anlaşıldığını, davacının ödeme emrine ilişkin usulsüz tebligatı öğrenme tarihinin 04/11/2021 tarihi olduğunu, alacaklının iddialarının soyut olup geçerliliğinin bulunmadığını, yetkili icra müdürlüğünün Yatağan İcra Dairesi olması nedeniyle yetkiye itiraz ettiğini, borcun tamamına, takibin dayanağı belgelere, işlemiş faize ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini beyanla istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Alacaklı vekili; borçlunun yetkiye ve borca itirazının haksız olduğunu, takibe konu sözleşmenin yapıldığı yer Ankara olduğundan Ankara icra müdürlüklerinin yetkili olduğunu, borçlunun itirazında aradaki hukuki ilişkiyi reddetmeyip aksine vermiş olduğu itiraz dilekçesi ile kabul ettiğini ve takibe konu borcu ödediğini ileri sürdüğünü, ancak icra takip dosyasına ödemeye ilişkin hiçbir belge sunulmadığını, borçlunun mahkeme içi ikrar ve kesin delil niteliğindeki itiraz dilekçesi ile takibe konu sözleşme ve faturalardan kaynaklanan alacağı ve bunlara konu malzemeleri teslim aldığını kabul ettiğini, dolayısı ile müvekkilinin alacağının kesin delillerle kanıtlandığını, borçlunun alacağın ödendiğini kanıtlayamadığını belirterek, borçlunun icra takip dosyasında ileri sürdüğü yetkiye ve borca itirazın kaldırılmasına, takibin devamına ve borçlu aleyhine % 20 inkar tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; alacağın müvekkili şirkete temlik edildiğini, ödeme emrinin tebliğ edilmesi üzerine borçlu tarafından yasal süresi içerisinde herhangi bir itirazda bulunulmadığından takibin kesinleştiğini, dosyanın hiçbir aşamasında borçlu tarafından itirazda bulunulmadığını, takibe, ödeme emrine, borca ve faize itiraz ile takibin durdurulmasına yönelik taleplerinin reddi gerektiğini, İİK md 82/12'e dayalı haczedilmezlik şikayetinin İİK md 16/1 gereği 7 günlük süreye tabi olduğunu, davanın süre yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece, davalı hakkında temerrüt nedeniyle icra takibi yapıldığı, usulüne uygun olarak ödeme emrinin tebliğ edildiği, süresinde ödeme yapılmadığı, borca itiraz edilmediği, davalının usulüne uygun ödeme emrine rağmen süresinde kira borcunu ödemediği gerekçesiyle davanın kabulü ile, davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen icra takibi nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Alacaklı, İİK.nun 269/a maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 30 günlük ödeme süresi geçtikten sonra hak düşürücü süre olan 6 ay içerisinde icra mahkemesine başvurarak tahliye isteminde bulunabilir. Altı aylık sürenin hak düşürücü süre niteliğinde olması ve kamu düzenine ilişkin bulunması nedeniyle davanın süresinde açılıp açılmadığının mahkemece kendiliğinden gözetilmesi zorunludur....
(c) Borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı ve soyadı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası: tüzel kişi ise unvanı, vergi kimlik numarası, biliniyorsa ticaret sicil numarası ve Merkezi Sicil kayıt Sistemi numarası: adresi, biliniyorsa telefonu ve elektronik iletişim bilgileri"nin yazılacağı hususunun belirlendiği, böylece Merkezi Takip Sistemi ile bütün abone sözleşmeleri kapsamında tüketici-tacir ayrımı yapılmadan bütün aboneler hakkında Merkezi Takip Sistemi'nin uygulanacağı konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Yine aynı Kanun'un "Ödeme emrine itiraz" başlıklı 7.maddesinin 1.bendinde "Borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde, herhangi bir icra dairesine başvurarak ödeme emrine itiraz edebilir, 3.bendinde; "Süresi içinde borca yapılan itiraz üzerine icra takibi durur. Duran takip hakkında, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun ilgili hükümleri uygulanır" denilmektedir. (Ankara Bam ....Hukuk Dairesi ... Esas; ...)İİK.'...
Bu da rehinli malın taşınır ve taşınmaz olmasına göre ikiye ayrılır. Alacağı taşınır rehni ile sağlanmış olan alacaklının alacağı veya rehin hakkı bir ilama veya ilam niteliğinde bir belgeye bağlı (İİK m. 150/h) değil ise, rehin alacaklısının başvurabileceği takip yolu, taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takiptir. (İİK m. 145-147) (..., İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, ..., 2013, s. 991) Rehnin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takipte İİK madde 146 uyarınca borçluya ve varsa rehin veren üçüncü kişiye ödeme emri gönderilir. Ödeme emrine itiraz başlıklı İİK'nın 147 maddesine göre ödeme emrine itiraz hakkında 62'den 72. maddeye kadar olan hükümler uygulanır. Ancak; aynı maddenin 1. bendinde rehin hakkına açıkça itiraz edilmemiş ise alacaklının rehin hakkı takip safhası içinde artık tartışma konusu olamaz hükmü düzenlenmiştir....
E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını,. davalı şirketin 25.01.2021 tarihinde takibe, borca, ödeme emrine, işlemiş ve işleyecek faize ve tüm ferilere itiraz ettiğini, itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek; itirazın iptaline, takibin devamına %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacı taraf mahkememize vermiş olduğu 13/09/2022 tarihli dilekçesi ile açmış olduğu davadan vekaletnamesindeki yetkiye dayanarak feragat ettiği, davalı vekilinin ise 13/09/2022 tarihli dilekçesi ile; davacının feragat etmesi nedeniyle işbu dosyanın kapatılmasını, yargılama gideri, vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan ettikleri anlaşıldığından feragat nedeniyle davanın reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
İ.İ.K’nun 269. maddesinde ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlunun itiraz sebeplerini icra dairesine bildirip yasal ödeme süreleri geçtikten sonra alacaklının merciden itirazın kaldırılması ve tahliye isteyebileceği öngörülmüştür. Somut olayda; kiralayan alacaklı tarafından ... 2....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıya mal sattığını, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davaya konu icra takip dosyasına sunulan itiraz dilekçesinin incelenmesi sonucu, itirazın davalı şirket yetkilisi tarafından verilen vekâletnamedeki yetkiye istinaden yapıldığı ve icra takibinin durduğu anlaşılmıştır. Ödeme emrine itiraz etmek Avukatlık Kanununun 35/1 maddesi anlamında adli bir işlem olduğundan borçlunun vekili sıfatıyla ödeme emrine itiraz eden kişinin avukat olması gerekir. Avukat olmayan kişinin verdiği itirazın geçerli olduğundan söz edilemez....
konu senetten doğan bir borcu olmadığını, bu nedenle ödeme emrine konu borca da itiraz ettiklerini belirtmiş, açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, yetki itirazlarının kabulüne, dosyanın yetkili Alanya İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesine, borca itirazımızın kabulüne, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....