Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesi ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlunun itiraz sebeplerini icra dairesine bildirip yasal ödeme süreleri geçtikten sonra alacaklının merciden itirazı kaldırılması ve tahliye isteyebileceğinin öngörüldüğü anılan kanun maddesi gereğince borçlunun ödeme emri tebliğ edilmeden haricen icra takibini öğrenip icra dairesine itiraz etmesi kanunun emredici hükümleri karşısında hukuki sonuç doğurmayacağı borçluya hiç ödeme emri tebligatının çıkartılmaması ya da tebliğ edilememesi halleri için geçerli olduğu da müstekar içtihatlarla sabittir. O halde mevcut takip dosyasında icra müdürlüğünün kararlarından da anlaşılacağı üzere takip borçlusuna ödeme emrinin tebliğe çıkarılmadığı ve hiçbir tebligatın yapılmadığı sabittir....

bulunmadığını, hesap kat ihtarnamelerine itiraz edildiğini, geçersiz kefilliklerde yetkiye yönelik ibare olmamasına rağmen takibin yetkisiz mercide açıldığını öne sürerek takibin ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

Davalı borçlu 18.10.2017 tarihli itiraz dilekçesinde, borçlu müvekkilinin adresinin Keçiören/Ankara olduğunu, icra takibinin Ankara icra müdürlüğünde açılması gerektiğini, bu nedenle yetkiye itiraz ettiklerini, müvekkilinin alacaklı şahsa icra takibine konu edildiği gibi bir borcu bulunmadığını, ayrıca icra takibine konu borca işletilmiş faiz oranının da fahiş olduğunu bildirerek borca, faize, faiz oranına ve ferilerine itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması isteminde bulunmuştur....

    Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine girildiğini, davalı- borçlu şirket, işbu İcra takibinde takibe, yetkiye, ödeme emrine, borç, faiz oranına ve işlemiş faize, yetkiye vb. her türlü ferilere itiraz ettiğini, davalı-borçlu şirketin borca haksız ve kötü niyetli olarak alacağın tahsilini uzatmaya matuf itirazı nedeniyle icra takibinin durduğunu, yetki itirazının reddini talep ettikterini, borçlunun İcra Dosyasında Mesnetsiz ve hukuki olarak geçerli olmayan icra dairesinin yetkisine dair soyut yetki itirazının reddini talep ettiklerini, icra takibi davalının ikametgahı adresinde yetkili Bakırköy icra Müdürlüğünde açılmış olup, işbu itirazın iptali davaları yetkili ve görevli Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığını, borca itiraz talebin reddettiklerini, müvekkilinin, davalı borçlu şirketten alacaklı olduğu gerek imzalı-tasdikli cari hesap alacağı belgesinden, gerekse taraflara ait ticari defter kayıtlarının tetkikinden açıkça sübut bulduğunu, müvekkilin alacağı likit olduğundan...

      Somut olayda; borçlunun ödeme emrine ilişkin şikayetinin incelemesinde, Bölge Adliye Mahkemesince de tespit edildiği üzere ödeme emrinin usulüne uygun düzenlenmediği, takip talebinde her bir bono için asıl alacak miktarı ve işlemiş faiz gösterilerek takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek faizi ile tahsili talep edilmesine rağmen, ödeme emrinde tüm alacak kalemlerinin toplamı olan 87.637,87 TL 'nin asıl alacak olarak gösterildiği ve içerisinde işlemiş faiz de olan bu miktara takip tarihinden itibaren faiz talep edildiği, dolayısıyla ödeme emri takip talebiyle uyumlu olmayıp usulüne uygun düzenlenmediği açık olmakla Bölge Adliye Mahkemesinin bu husustaki değerlendirmesi ve ödeme emrini iptal etmesi yerindedir. Ancak; ödeme emrinin iptali ile borçluya yeniden usulüne uygun düzenlenmiş bir ödeme emri çıkarılacağı tabi olup, borçlunun süresinde borca itiraz edebileceği ve ancak o vakit borca itirazın değerlendirilebileceği de tabidir....

        Davacı, 17/02/2016 tarihli takip sonrası 19/02/2016 tarihinde 2.485 EUR ve 1.915.90 USD'nin davalı tarafça haricen ödendiğini, ancak takibe ilişkin icra masrafları ve vekalet ücretinin ödenmediğini, ödeme emrinin tebliği üzerine süresi içinde takibe konu alacak ve fer’ileri yönünden borca itiraz edilerek takibin durdurulmasına sebebiyet verildiğini, borçlu-davalı tarafından yapılan ödeme tutarının takip tarihindeki kur üzerinden TL cinsinden değerinin 13.891,38 TL olup tarife gereğince karşı yan ücretinin 1.666,00 TL olduğunu ve bunun ödenmesi gerektiğini iddia etmekte, davalı yan ise ödeme emrinin tebliği üzerine 19/02/2016 tarihinde alacaklı-davacıya 2.485 EUR ve 1915.90 USD ödeme yapıldığını, yetkili Ankara Batı İcra Müdürlüğünün ... sayılı dosyası kapsamında gönderilen ödeme emrine karşı da borca itiraz ettiklerini ve takibin durduğunu, masraflar ve vekalet ücreti talep edilebilmesi için itirazın iptali davası açılması ve takibe devam edilmesi gerektiğini, alacak davasıyla icra vekalet...

          Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir'' hükmüne yer verildiği, aynı Kanunun 297/c maddesinde ise; kararın; ''Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri'' içermesi gerektiği belirtilmiştir. Somut olayda genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde borçlu kendisine gönderilen örnek 7 ödeme emrine karşı icra dairesine verdiği 22.09.2014 tarihli dilekçede kendisine gönderilen ödeme emri ile dosya içerisinde bulunan ödeme emrinin farklı olması nedeniyle ödeme emrinin iptalini talep etmiştir. Ödeme emrinin iptali şikayet yolu ile icra mahkemesinden talep edilebilir. İcra müdürlüğüne yapılan bu başvuru hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağı gibi borca itiraz olarak da yorumlanamaz....

            Bu nedenle başvuru, bu hali ile İİK. nun 168/5.maddesi kapsamında olup, aynı kanunun 169.maddesi uyarınca borca itiraz niteliğindedir. Borca itirazın ise İİK. nun 168/5.maddesi uyarınca ödeme emri tebliği üzerine yasal beş günlük sürede yapılması zorunludur. Somut olayda, borçluya örnek 10 numaralı ödeme emrinin 31.10.2008 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise 11.04.2013 tarihinde, İİK. nun 168/5.maddesinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra icra mahkemesine verdiği dilekçe ile borca itiraz ettiği görülmüştür. O halde, mahkemece, borca itirazın süre aşımı nedeniyle reddi yerine esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, borçlunun istemi hesap tablosuna yönelik şikayet olarak kabul edilse bile örnek 10 numaralı ödeme emrinde takip tarihinden itibaren asıl alacağın %74 faiziyle tahsilinin istendiği ve İİK. nun 168/5.maddesinde öngörülen yasal beş günlük sürede itiraz edilmeyerek takibin kesinleştiği anlaşılmıştır....

              Esas sayılı dosyadan gönderilen 07.01.2019 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine 10.01.2019 tarihinde yetkili icra dairesinin Bursa icra daireleri olduğunu beyan ile yetkiye, takibe, borca ve tüm ferilerine itiraz ederek takibin durdurulmasını talep ettiğini, İstanbul 25. İcra Dairesi tarafından 12.02.2019 tarihinde dosyanın, yetkili Bursa İcra Tevzi Bürosuna gönderilmesine karar verildiğini, Bursa 14. İcra Müdürlüğünün 2019/......

                Davacı alacaklı tarafından Bakırköy/İstanbul adresinde başlatılan ilamsız icra takibine, yetki ve esas yönünden yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında, mahkemece, yetkili icra dairesinde takip yapılmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği ve bu kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, bunun üzerine dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderildiği ve bu icra dairesi tarafından gönderilen ödeme emrine itiraz üzerine, işbu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır. Kesinleşen usule ilişkin Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararı ilamsız icra takibin ortadan kalkması ve geçersizliği sonucunu doğurmayacağı gibi, aynı alacağa ilişkin İİK 68/1 maddesi uyarınca ikinci bir ilamsız icra takibi yapma olanağı da yoktur....

                  UYAP Entegrasyonu