Yeni bir toplu sözleşme için yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliği tespiti bir sonraki dönem için geçerli olacak, işkolu tespiti talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmayacak, işkolu değişiklikleri yürürlükteki toplu iş sözleşmelerinin uygulamasını etkilemeyecektir. İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmayacaktır. Bu hüküm ile işkolu itirazlarının toplu sözleşme yapma sürecini gereksiz şekilde uzatması ve zaman zaman bu itirazların toplu sözleşme sürecini kilitlemek için kötüye kullanılması önlenmek istenmiştir.” hususları ifade edilmiştir. Belirtmek gerekir ki, işkolu itirazının yetki tespit sürecinde bekletici mesele yapılamayacağına dair kural, yetki tespit başvurusundan sonra ileri sürülen işkolu itirazına ilişkindir....
Davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde; yetki tespit işleminin Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtları üzerinden yapılan işçi bildirimleri esas alınarak yapıldığını, yetki tespit başvurularının SGK kayıtlarından otomasyon sistemiyle yansıyan bilgiler üzerinden değerlendirildiğini, yetki tespiti işleminde SGK üzerinden gelen işçi verileri ve e-devlet aracılığıyla gelen sendika üyelik bilgileri doğrultusunda yetki tespiti işlemi gerçekleştirildiğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini talep etmiştir. 2. Davalı ......
Boşanma davalarında yetki kesin yetki değildir. 6100 sayılı HMK'nin 19/2. maddesi gereğince yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer. Somut olayda davacı ... tarafından Gölbaşı (Ankara) 2. Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesi’nde dava açılmış ve davalı vekili tarafından 13.08.2021 tarihli cevap dilekçesi sunulmuş, ancak yetki itirazından bahsedilmemiş, buna karşın davalı vekili tarafından 16/08/2021 tarihli dilekçe ile yetki itirazında bulunulmuştur....
ın yetki itirazında bulunmadığı halde yetki itirazında bulunmuş gibi yetki itirazının kabulüne karar verilmesi de doğru değildir. O halde mahkemece yetki itirazının reddi ile işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı gerekçe ile yetki itirazının kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
olduğu, davalılardan birinin usulüne uygun yetki itirazında bulunmuş olması mahkememizi yetkisiz hale getireceği zira tarafların danışıklı işlem yapıp yapmadığı yargılama aşamasında ortaya çıkacağı bu sebeple her iki davalının yetki itirazında bulunması koşulunun aranması durumunda hakkaniyete uygun yargılama yapılamayacağı bir bakıma usulünce yetki itirazında bulunan davalı açısından belki de bir daha görüp karşılaşmayacağı diğer davalının da yetki itirazında bulunması koşulunun aranması evrensel hukuk düzeni ile bağdaşmayacağı, herkes hukuki hakkını bireysel olarak kullanabilme hak ve özgürlüğüne sahip olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ..........
Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, tasarrufun iptali davalarının, genel yetki kurallarına göre HMK'nın 6. maddesi uyarınca davalının ikametgahı mahkemesinde görüleceği, davalılar birden fazla ise dava, davalılardan birinin yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği anlaşılmakla süresinde yetki itirazında bulunan davalının yerleşim yerinin Osmaniye olduğu, davanın davalının yetki itirazı nedeniyle Osmaniye Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle davalı ... vekilinin yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. Osmaniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, davanın tasarrufun iptali davası olduğu, davalı ... ve davalı ... arasında yasa gereği zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu, yetki itirazının aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunan davalılarca birlikte ileri sürülmesi gerektiği, davalı ... tarafından usulüne uygun olarak yapılan bir yetki itirazı bulunmadığı, bu nedenle davanın açıldığı ilk mahkeme olan Malatya 7....
Anılan genel yetki kuralının yanında, bazı davalar için başka yer mahkemeleri de yetkili kılınmış olup, istisna niteliğindeki bu düzenlemelere özel yetki kuralları denilmektedir. Özel yetki kurallarının kamu düzenine ilişkin olmadığı, özel yetkinin genel yetkiyi kaldırmayıp her iki kuralın beraber uygulandığı, davacının her iki yetki düzenlemesi arasında seçim hakkı bulunup davasını, öngörülen iki mahkemeden birinde açabileceği, temel ilke olmakla birlikte, bazı davaların mutlak surette belli bir yer mahkemesinde açılması benimsenmiştir ki, bu durumda kesin yetki söz konusudur. Kesin yetki halleri genel yetkiye istisnadır. Bunun dışında bir dava için özel yetki kuralı bulunsa bile, davacının genel yetki ile özel yetki arasında bir seçim hakkı vardır. Özel yetki kuralları ilke olarak kamu düzenine ilişkin değildir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5. maddesinde, İş mahkemelerinde açılacak her davaya, açıldığı tarihte dava olunanın ......
kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir....
Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK'nın 17. maddesi uyarınca geçerlidir. Yalnızca tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir. HMK.'nun 17. maddesi gereğince yer alan yetki şartı da munhasır yetki şartı olup kesin yetki şartı değildir. HMK.'nun 19. maddesi gereğince,--- yetki şartı davalı tarafça usulüne uygun şekilde ileri sürülmediği takdirde, sanki bir kesin yetki şartıymış gibi mahkemece re'sen dikkate alınamaz....
Davalı şirket davada genel yetki kuralına göre, davalı yerleşim yeri mahkemesinin yetkili mahkeme olduğunu, kaldı ki davacı ile aralarında yetki sözleşmesi bulunduğunu iddia etmiş ancak yetki sözleşmesi şartını içeren cari hesap sözleşmesini sunmamıştır....