Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Alacaklı, borçlunun yetki itirazını kabul etmezse, yetki itirazının kaldırılması için yalnız icra mahkemesine başvurabilir. (İİK madde 68-68 a) İcra mahkemesi, yetki itirazının haklı olduğuna kanaat getirirse alacaklının itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verir. Somut olayda, alacaklı vekili İİK'nun da yer almayan bir biçimde terditli olarak yetki itirazının kabul edilmemesi halinde yetkili icra dairesinin belirlenmesi talebinde bulunmuş, Mahkeme, yetki itirazının kaldırılmasına hükmetmediği halde alacaklı vekilinin terditli talebinin kabulü ile borçlulara karşı takibin yürütüleceği yetkili icra dairelerinin belirlenmesine karar vermiştir. Bu durumda, mahkemece, alacaklının yetki itirazının kaldırılması talebi yerinde görülmediğinden bahisle yukarıda belirtilen şekilde karar vermek yerine İİK'nunda yer almayan bir biçimde hüküm tesisi doğru değildir....

    Davacı alacaklı yetki itirazının kaldırılması için dava açmış, mahkemece davanın kabulü ile davalı borçlunun yetki itirazının kaldırılmasına karar verilmiştir. HMK'nun dava şartlarını düzenleyen 114. maddesinin (h) bendinde, davacının dava açmakla hukuki yararının olması gerektiği belirtilmiştir. Borçlu itirazında yetkiye ve borca birlikte itiraz ettiğine göre alacaklının sadece yetki itirazının kaldırılması istemesinde hukuki yararı bulunmamaktadır. Davacı alacaklının icra mahkemesine açacağı itirazın kaldırılması davası, yada genel mahkemede açacağı itirazın iptali davasıyla birlikte yetki itirazının da kaldırılmasını talep etmesi mümkün olduğundan, ilk derece mahkemesince yetki itirazının kaldırılması isteminin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. (Yargıtay 12....

    Alacaklının icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 68. maddesi gereğince borçlunun borca ve yetkiye itirazlarının kaldırılmasına ilişkin olup, mahkemece alacaklının talebi ile bağlı kalınarak öncelikle yetki itirazı hakkında bir karar verildikten sonra, yetki itirazı yerinde değil ise diğer itirazların incelenmesi suretiyle alacaklının itirazın kaldırılması talebinin kabul veya reddine karar verilmesi gerekir.Somut olayda, mahkemece borçlunun icra dairesine yaptığı yetki itirazının yerinde olduğu kabul edilmiş olduğundan, alacaklının yetki itirazının kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, alacaklının ilamsız takipte itirazın kaldırılmasını talep ettiği gözardı edilerek borçlunun icra mahkemesinde yetki itirazı varmış gibi yetki itirazının kabulü ile gönderme kararı verilmesi isabetsizdir.SONUÇ:Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının temyiz itirazlarının...

      Davacı alacaklı vekili tarafından yetki itirazının kaldırılması için dava açılmıştır. HMK'nun dava şartlarını düzenleyen 114. maddesinin (h) bendinde, davacının dava açmakla hukuki yararının olması gerektiği belirtilmiştir. Borçlular vekili itirazında yetkiye ve borca birlikte itiraz ettiğine göre alacaklının sadece yetki itirazının kaldırılması istemesinde hukuki yararı bulunmamaktadır. Davacı alacaklının icra mahkemesine açacağı itirazın kaldırılması davası, yada genel mahkemede açacağı itirazın iptali davasıyla birlikte yetki itirazının da kaldırılmasını talep etmesi mümkün olduğundan, ilk derece mahkemesince yetki itirazının kaldırılması isteminin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

      Mahkemece, Dairemizin 07.03.2016 tarih ve 2015/29922 E. -2016/6421 K. sayılı kararı ile verilen ve önce icra dairesinin yetkisine itirazın kaldırılması istemi hakkında karar verildikten sonra, yetki itirazının yerinde görülmemesi halinde diğer itirazların esasının incelenmesi gerektiği yönündeki bozmaya uyulmuşsa da, herhangi bir gerekçe belirtilmeksizin ve takip şekli de gözardı edilerek, sanki kambiyo senetlerine özgü takipte yetki itirazı yapılmış gibi, yetki itirazının kabulü ile dosyanın taleple ilgisi bulunmayan İstanbul İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verildiği görülmektedir. Oysa, HMK'nun 26/1. maddesi uyarınca; icra mahkemesi taleple bağlı olup, yetkili icra dairesini talebin dışına çıkarak re'sen belirleyemez. Mahkemece yetki itirazının kabülü ile dosyanın ... İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilerek sonuca gidilmiş ise de, borçluların yetkili icra dairesi olarak bildirdikleri icra dairesi olan ......

        O halde mahkemece, öncelikle alacaklının, yetki itirazının kaldırılması isteminin çözümlenmesi ve borçluların yetki itirazı yerinde görülmez ise, borca itirazın kaldırılması talebinin incelenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yetki itirazının kaldırılması istemi incelenmeksizin ve bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Davacı vekili, yukarıda özetlenen dava dilekçesiyle yalnızca borçlunun icra dairesinin yetkisine yapılan itirazının kaldırılmasını talep etmiş, borca itirazın kaldırılmasını talep etmemiştir. Mahkemenin gerekçeli karar içeriğinden anlaşılacağı üzere borçlunun yetki itirazı yerinde görülerek yetki itirazının kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekirken "Yetki itirazının Reddine, Erdemli İcra Dairelerinin yetkili olduğuna" karar verilmiş ise de hüküm fıkrası gerekçe ile birlikte değerlendirildiğinde hüküm fıkrasında yer alan bu ibarenin yetki itirazının kaldırılması talebinin reddi yönünde olduğu anlaşılmaktadır. HMK'nun ''Taleple Bağlılık İlkesi'' başlıklı 26. maddesinin birinci fıkrasında; ''Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir'' hükmüne yer verilmiştir....

          Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, yetki itirazının kaldırılması istemine ilişkindir. ... 19. İcra Hukuk Mahkemesince, alacağın kredi kartından kaynaklanması nedeniyle, yetkiye ilişkin itirazın Tüketici Mahkemesince değerlendirileceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 5. Tüketici Mahkemesi ise, icra takibine yapılan itirazının İcra Hukuk Mahkemesinde görüleceğini belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. İİK'nun 50/II. maddesinde “Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur.” hükmüne yer verilmiştir. Davacı, yaptığı takipte davalının yetki yönünden itirazda bulunduğunu belirterek, itirazın kaldırılmasını talep etmiştir....

            Somut olayda; takibin İstanbul İcra Dairesi'nde başlatıldığı, borçlunun icra müdürlüğüne sunduğu itiraz dilekçesinde ikamet adresinin Amasya olduğu açıklamasıyla yetki itirazında bulunduğu, ancak yetkili icra dairesini açıkça belirtmediği anlaşıldığından, usulüne uygun ve geçerli bir yetki itirazı söz konusu değildir. Bu durumda yetki itirazı dikkate alınmayacağından ve takibin durması sunucunu da doğurmayacağından alacaklının yetki itirazının kaldırılmasını talep etmesi fuzuli bir başvurudur. Mahkemece bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı nedenlerle reddedilmesi isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle; davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının yetki itirazının kaldırılması talebinin, borçlunun geçerli bir yetki itirazı olmadığından reddine, davacının sair istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

            Mahkemece borca itirazın esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken geçerli bir yetki itirazının bulunduğu ve yetki itirazının kaldırılması istenmeden sadece borca itirazın kaldırılması istendiği gerekçesiyle itirazın usulden reddine karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu