Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/11/2019 NUMARASI : 2019/777 ESAS 2019/396 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Adana 6. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 29/11/2019 tarih ve 2019/777 Esas 2019/396 Karar sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna davalı alacaklı vekili tarafından başvurulması üzerine dosya incelendi; DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilleri aleyhine davalı alacaklı tarafça Adana 5. icra müdürlüğü 2019/13631 sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine girişildiğini, davacılardan T2 Gazi mah. 1203 nolu sok. No: Kahta adresinde, T1 ise Bayraktar mah....

İlk derece mahkemesi tarafından; alacaklı tarafından hizmet sözleşmesine dayalı olarak borçlu hakkında genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 7 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal sürede yaptığı başvuruda, borca itirazı ile birlikte Ankara İcra Dairesinin yetkisiz, İzmir İcra Dairesinin yetkili olduğunu ileri sürerek yetkiye itiraz ettiği, alacaklının ikametinin dosya ekindeki vekaletnameye göre Adapazarı/ Sakarya olduğu, borçlu davalının yerleşim yerinin ödeme emrinin tebliğ edildiği Narlıdere/ İzmir olduğu, bu hali ile Ankara İcra Müdürlüğünün yetkisiz olduğu gerekçesi ile, yetki itirazının kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir....

İcra Müdürlüğü’nün 2014/16924 Esas sayılı dosyasıyla takip yapıldığını, takibe itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, takip ve davanın yetkisiz yerde başlatıldığını, ayrıca davacıya borçları bulunmadığını ve mal da teslim almadıklarını beyan ederek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalının icra takibine yapmış olduğu yetki itirazı yerinde görülerek usul yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı, ödeme emrinin tebliği üzerine icra dosyasına 19.09.2014 havale tarihli dilekçesiyle borca ve yetkiye itirazda bulunmuştur. İtiraz dilekçesinde yetki yönünden “... .., ...” ve “... İcra Daireleri’nin yetkili olduğunu bildirmiş olup, iki ayrı yerin yetkili olarak bildirilmesi nedeniyle usulüne uygun bir yetki itirazının bulunduğundan söz edilemez....

    Mahkemece yapılan yargılama sonunda sözleşmenin ifa yeri itibari ile davalının yetki itirazının haksız olduğu, ayrıca taraflar arasındaki uyuşmazlığın vade farkından kaynaklandığı taraflar arasında vade farkı hususunda bir defa uygulama bulunduğu, bu nedenle de vade farkı talebinin yerinde olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı aleyhine girişilen icra takibinde hem borca, hem de icra dairesi ile mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir. Mahkemece kendi yetkisine yönelik itiraz incelenmiş olmasına rağmen icra takibine yönelik itiraz hususunda değerlendirme yapılmamıştır. Hal böyle olunca İİK.’ nun 50. maddesi uyarınca mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik davalı itirazı değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir....

      İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği ve bu itirazın olumlu veya olumsuz sonuçlandırılmadığı hallerde geçerli bir takibin bulunamayacağı açıktır. O halde bu husus İİK' nun 67.maddesi uyarınca bir dava şartıdır ve dava şartları da mahkemece re'sen gözetilmek zorundadır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda; mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır. Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafça başlatılan icra takibine karşı davalının süresinde yetki ve borca itiraz ettiği, İcra Müdürlüğünce de takibin yetki ve borç yönünden durdurulduğu, daha sonra davacı tarafça işbu itirazın iptali davası açıldığı, mahkemece, icra takibinin yetkisi konusunda karar vermeden, kendi yetkisine ilişkin karar verdiği görülmektedir. Hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz edildiği durumlarda mahkemece İİK.nun 50.maddesi gözetilerek öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir....

        Davalının 16/05/2016 tarihinde(süresinde) verdiği itiraz dilekçesinde; davalı ... ve şahıs şirketi olan .... Restaurant'ın faaliyet yeri ve ikametgah adreslerinin .... olduğu ve ... İcra dairelerinin yetkili olduğu ileri sürerek yetki itirazı nedeni ile takibin durdurulmasını talep etmiştir. Davalının başlatılan icra takibine sadece yetki yönünden itiraz etmiş,asıl borca yönelik itirazda bulunmamıştır. 6100 sayılı HMK'nın, "Yetki sözleşmesi" başlıklı 17. maddesine göre; (1) Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır. 6100 sayılı HMK'nın, "Yetki sözleşmesinin geçerlilik şartları" başlıklı 18. maddesine göre (1) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hâllerinde, yetki sözleşmesi yapılamaz....

          İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/10/2021 NUMARASI : 2020/53 ESAS - 2021/665 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|Takibin Taliki Veya İptali|İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine kambiyo senedine özgü takip başlatıldığını, takibe konu çeklerdeki imzanın müvekkil şirket yetkililerine ait olmadığını, ayrıca borca da itiraz ettiklerini söyleyerek imzaya ve borca itirazlarının kabulüne, takibin iptaline, davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....

          İcra Dairesi'ne verilen dilekçe ile icra müdürlüğünün yetkisine, borca ve takip ile faize itiraz ettiğini, takibin ilamsız takip olduğunu ve itirazın süresinde yapıldığını, Yargıtay üyesi Mahmut Coşkun'un İtirazın İptali, Menfi Tespit ve İstirdat, Tasarrufun İptali, İflas ve İflasın Ertelenmesi, Sıra Cetveline İtiraz Davaları kitabının genişletilmiş 4. baskılı kitabına göre; İtirazın iptaline konu icra takibine karşı itirazda bulunan borçlu "yetki itirazında" bulunmamış olsa dahi, itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz edebilir, (Yargıtay 19. HD'nin 13/02/2007 tarih, 2006/12034; 1236) Bu durumda mahkemece; kendi yetkisine yapılan ilk itirazın esasa girilmeden genel hükümler çerçevesinde incelenip karara bağlanması gerekir. İcra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmiş ve mahkemece icra dairesinin yetkisiz olduğu tespit etmişse, itirazın iptali davası bu nedenle ret edilmelidir....

            Davacı/ borçlunun takip dayanağı çeklerin bedelsiz kaldığına ilişkin itirazı, borca itiraz niteliğindedir....

            Davacının sair itirazları ise borca itiraz niteliğinde olup İİK'nın 169/a-l. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı ve itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Somut olayda, davacının İİK'nın 169/a maddesi gereğince iddialarını ispatlayamadığı, ayrıca senedin zorla alındığı iddiasının dar yetkili icra mahkemesinde değerlendirilmesi mümkün olmadığı gibi, itiraz tarihi itibariyle bu hususa ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı sunulmadığı, takibe konu senedin kambiyo vasfına haiz olduğu anlaşılmış olup, mahkemece davacının borca itirazının reddine ilişkin duruşmalı olarak verilen karar yerindedir....

            UYAP Entegrasyonu