Davalı yetki itirazında bulunmuş ve esas yönünden de davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, talep halinde dosyanın yetkili ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Yetki itirazı HUMK. 187. maddesindeki ilk itirazlardan olup esasa cevap ile birlikte süresi içinde bildirilmesi gerekmektedir. Oysa somut olayda dava dilekçesi davalıya 05.10.2009 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olmasına karşın davalı 16.10.2009 tarihinde yetki itirazında bulunmuştur. Yetki itirazı 10 günlük cevap süresi içerisinde yapılmamış olduğundan geçersizdir. Bu durumda mahkemece işin esası incelenip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Davalı Halil, süresinde yetki itirazında bulunmuş ve Nazilli mahkemelerinin yetkili olduğunu belirtmiştir. Mahkemece verilen karar, dairemizin 2014/4467 Esas 2014/4789 Karar sayılı ilamı ile borçlu ve davalı 4.kişi Halil arasında zorunlu dava akadaşlığı olmadığı, davalı Halil'in yetki itirazı olduğu diğer davalılaran yetki itirazı olmadığından davalı H.. E.. ile ilgili davanın tefrik edilerek karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş ve bozma sonrasında dosya tefrik edilerek dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, başvuru halinde yetkili Nazilli mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 27,70 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna 29.9.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bir kimsenin adres kayıt sisteminde gösterilen adresi yerleşim yerine karine olup; aksi sabit oluncaya kadar kişinin yerleşim yeri olarak kabul edilmesi gerekir (Adres Kayıt Sistemi Yönetmeliği m. 13/1). 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu kesin olmayan yetki itirazının ilk itiraz (HMK md. 116/1-a) olduğunu, ilk itirazların bir ön sorun gibi incelenmesi ve karara bağlanması gerektiğini (HMK md. 117/3) öngörmüştür. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 164. maddesinde gösterilen şekilde ön sorunun incelenmesi gerekir. O halde taraflara yetkiye münhasır olarak delillerini gösterme olanağı tanınması, gösterdikleri takdirde toplanması ve gerçekleşecek sonucuna göre yetki itirazı hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yetki itirazı konusunda usulünce inceleme yapılmadan yazılı şekilde işin esasının incelenmesi doğru görülmemiştir....
Çatalca Sulh Hukuk Mahkemesi ise, mirasçılık belgesinin verilmesi davalarında kesin yetki kuralı bulunmayıp, olayda yetki itirazı da bulunmamasına göre yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava, mirascılık belgesi istemine ilişkindir. Mirasçılık belgesinin verilmesine ilişkin dava 6100 Sayılı HMK.nın 382. maddesinin çekişmesiz yargı işlerinden sayılmış, 384. Maddesinde ise Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, çekişmesiz yargı işleri için talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu, HMK.nın 11/3. maddesinde ise mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesinin verilmesine ilişkin davalarda, mirasçıların her birinin oturduğu yer mahkemesi de yetkili olduğu belirtilmiştir. Bu hale göre mirasçılık begesinin verilmesi davalarında kesin yetki kuralı olmayıp tarafların yetki itirazı da olmadığına göre davanın açıldığı ilk mahkeme olan Gaziosmanpaşa 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülüp sonuçlandırılması gerekir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Kesin yetki kuralının söz konusu olmadığı hallerde mahkemelerin yetkisine yönelik itirazlar, ilk itirazlardan olup (6100 s. HMK. d. 116/1-a) bu husus, mahkemece öncelikle ve esasa girilmeden Ön sorunlar gibi incelenir ve karara bağlanır (6100 s. HMK. md. 117/3). Hakim, ön sorun hakkındaki kararını taraflara tefhim veya tebliğ eder (6100 s. HMK. md. 164/3). Görüldüğü gibi yetki itirazı hakkında verilen ara kararın ilgilisine tebliğinde yasal zorunluluk bulunmaktadır. Davalı süresi içinde verdiği dilekçesi ile yetki itirazında bulunmuş, mahkemece bu itiraz ile ilgili karar verilmeden yargılamaya devam edilmiştir. Belirtilen yasal kurala uyulmadan yetki itirazı ile ilgili olumlu ya da olumsuz karar verilmeden hüküm kurulması önemli bir usul hatası olup bozmayı gerektirmiştir....
İcra Dairesi'nin 2015/25931 Esas sayılı takip dosyasına itirazının iptaline ilişkin olduğu, İcra İflas Kanununun 4. maddesi hükmüne göre yargı çevresi içinde olmayan icra dairesi ile ilgili karar verilemeyeceği gerekçesiyle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava itirazın iptaline ilişkindir. Davalının icra müdürlüğündeki itirazında yetkili yeri bildirmemesi sebebiyle usulüne uygun bir yetki itirazı yoktur. İtirazın iptali davasının icra takibinin yapıldığı yerde görüleceğine dair bir düzenleme de bulunmamaktadır. Somut olayda davalının cevap süresi içerisinde mahkemeye sunduğu bir yetki itirazı olmadığı halde hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek yetkisizlik kararı verilmesi doğru olamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 22/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlıkla ilgili olarak kanunla öngörülmüş kesin yetki kuralı bulunmadığından davalının yetki itirazı “ilk itiraz” niteliğindedir. Yetkinin kesin olmadığı davalarda yetki itirazının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir (md. 19/2). Cevap dilekçesinin, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki hafta içinde ya da mahkemece verilmiş ek süre içinde verilmesi gerekir (md.127). Somut olayda davalı şirketçe yetki ilk itirazı süresinde yapılmıştır. HMK’daki yetkiye ilişkin hükümler incelendiğinde, HMK’nın 6. maddesine göre, genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Yerleşim yeri 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenir. 4721 sayılı TMK’nın 51. maddesinde, tüzel kişinin yerleşim yeri, kuruluş belgesinde başkaca bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yer olarak tanımlanmıştır....
Davacı tarafından, davalının ikametgahının bulunduğu İzmir' de icra takibi yapılıp, davalının itirazı üzerine dava açılmıştır. Davalı, icra takibine itirazı sırasında icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiştir. 6100 Sayılı HMK' nın 17. maddesindeki yetki kuralı kesin yetki olmayıp, münhasır yetki niteliğindedir. Kesin yetki halleri aynı Kanun' un 11/1, 12/1. 14/2 ve 15/2 maddelerinde açıkça düzenlenmiştir. Kanunda açıkça “kesin” yetkiden söz edilmeyen .../... hükümlerdeki yetki kurallarının kesin yetki olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Bu itibarla, yerel mahkemenin bu ilkelere uygun düşmeyen gerekçesinde isabet görülmemiştir. Bu durumda mahkemece HMK'nun 17. maddesindeki yetki kuralının re'sen incelenemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar tesisi doğru değildir....
Yetki itirazı, esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır, icra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi incelenir. Mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verilmesi halinde, yetkisizlik kararının kesinleşmesini müteakip, yetkisiz icra müdürlüğünce yapılan işlemler geçersiz olur. Borçlu, yetki itirazı ile birlikte borca itirazlarını bildirmemiş olsa bile, takibin şekline göre yetkili icra dairesince gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine, süresi içinde yetkili icra mahkemesine borca itirazlarını ve şikayetlerini sunabilir. Bir başka deyişle, yetkili icra dairesince, borçluya yeniden ödeme emri tebliğ edilmesi üzerine borçlu tarafından yapılacak itiraz ve şikayetler, o icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince incelenerek değerlendirilir. Bu nedenlerle Mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verilmekle yetinilmesi isabetlidir....
Davalı vekili, yetki itirazı yönünden tanık bildirmelerine rağmen dinlenmeden yetki itirazının reddine karar verilmesi, davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; istinaf talebinin reddi ile kararın onanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı erkek usulünce yetki itirazında bulunmuştur. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu kesin olmayan yetki itirazının bir ilk itiraz (HMK.md.116/1- a) olduğunu, ilk itirazların bir ön sorun gibi incelenmesi ve karara bağlanması gerektiğini (HMK.md.117/3) belirlemiştir. Ön sorunun incelenme yöntemi Hukuk Muhakemeleri Kanununun 164. maddesinde gösterilmiştir. Davalının yetki itirazı mahkemece ön sorun şeklinde incelenmeden yetki itirazının reddine karar verilmiştir....