İcra Daireleri’nin yetkili olduğuna dair yapmış olduğu yetki itirazı hakkında, ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/472 E. - 543 K. sayılı kararıyla yetki itirazının kabulüne karar verilmiş olup, kararın 24.11.2014 tarihinde kesinleşmesi üzerine borçlu ... hakkındaki takip dosyası tefrik edilerek yetkili ... İcra Dairesi’ne gönderilmiştir. ... İcra Hukuk Mahkemesi, 03.12.2014 tarih ve 2014/473 E. - 2014/588 K. sayılı ilamında; borçlu ...’nün, icra dairesinin yetkisine dair yapmış olduğu itirazın, ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/472 E. - 543 K. sayılı kararıyla kabul edildiği, bahse konu kararın kesinleşmesi ile mahkemenin eldeki uyuşmazlığı inceleme yetkisinin ortadan kalktığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir. Dosya süresi içerisinde talepte bulunulması üzerine ... İcra Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmiş, anılan mahkemece, işin esası incelenerek, imzaya itirazın kabulü ile takibin iptaline karar verilmiştir....
Mahkemece, davacının 08.10.2009 tarihli dilekçesi ile yetki itirazında bulunduğu, icra takibinde yalnız borca itiraz edilmesinin mahkemede yetki itirazında bulunulmayacağı anlamına gelmediği, davalının ikametgahının Kayseri'de bulunduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın Kayseri Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Yetki itirazı HUMK.' nun 187. maddesinde düzenlenen ilk itirazlardan olup, 10 günlük cevap süresi içinde ileri sürülmelidir. Basit yargılama usulüne tabi davalarda ilk duruşma gününde davanın esasına girilmeden yetki itirazında bulunmak mümkündür....
Yol Mevkii Aynalı İş Hanı Kat.4 No. 8 Bingöl" olduğu, bu sebeple yanlış adrese gönderilen ödeme emriyle kesinleştirilen icra takibinin usul ve yasaya aykırı olduğu, davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 24/07/2019 tarihi olarak düzeltilmesine, yetki itirazı yönünden ise borçlunun adresinin Bingöl'de olduğu, davacının yetki itirazı ve seçme hakkı göz önünde bulundurularak HMK'nın 9. maddesi uyarınca davacının adresi ve İİK'nın 50.maddesi yollaması ile HMK'nın 6 ve 10.maddeleri uyarınca, takipte Bingöl İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu gerekçesiyle, davacının diğer itirazları incelenmeksizin, yetki itirazının kabulü ile İstanbul İcra Dairelerinin yetkisizliğine, kararın kesinleşmesi ve talep halinde, takip dosyasının yetkili Bingöl İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar vermiştir....
Takip dayanağı senetlerde, Kuşadası Mahkemelerine ilişkin yetki düzenlemesi yapılmış ise de, senetlerde tarafların tacir olduklarına dair bir ibare bulunmadığı gibi, tarafların tacir olduğuna ilişkin bir delil sunulmadığından, HMK'nın 17. maddesinin uygulanması mümkün değildir. Genel yetki kuralı uyarınca takipte Denizli İcra Müdürlüğünün yetkili olduğu anlaşıldığından, yetki itirazının kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacının yetki itirazı ve zamanaşımı itirazının incelenebilmesi için öncelikle, usulsüz tebliğ şikayetinin değerlendirilmesi ve itirazın süresinde olup olmadığının buna göre belirlenmesi gerektiğinden, davalı vekilinin bu konudaki istinaf nedeni de yerinde değildir....
Bu husus, kamu düzenine ilişkin, kesin yetki niteliğindedir. Kanunda, koşulları oluşması halinde İİK'nın 79 ve 360. maddeleri bu husustaki (yetki ile ilgili) istisnaları düzenler. Dosya kapsamından, davac vekilinin talebinin dayanağı olan icra takibinin ... 1. İcra Müdürlüğü 2020/ 5022 esas sayılı dosyası olduğu anlaşılmaktadır. O halde uyuşmazlığın ... 2. İcra Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; ... 2. İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 22/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Şikayet hakkının düşürülmesi Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Şikayetçi vekilinin vekaletnamesinde birden çok vekile yetki verilmiş olması, yargılama sırasında yetki belgesi ile başka avukatın da yetkilendirilmiş olması karşısında tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir....
İcra Mahkemesi İİK’nun 331.maddesine muhalefet etmek suçundan sanıklar ... ve ... haklarında açılan davada müştekinin şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde müşteki vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Dosya kapsamına göre, müşteki vekili Avukat ...’un 15.09.2006 tarihinde düzenlediği yetki belgesine istinaden stajer Avukat ...'ın duruşmalara girmesine rağmen Mahkemece "icra mahkemesindeki davanın Avukat stajeri tarafından takibinin usul hükümleri gereği mümkün bulunmadığı, bu hususun duruşmaya katılan stajer avukat tarafından müşteki vekiline bildirdiği halde, müşteki vekilinin duruşmaya icabet etmediği" gerekçesiyle İİK'nun 349/6.maddesi uyarınca şikayet hakkının düşürülmesine karar verildiği anlaşılmıştır....
İş Mahkemesine dava açılmış olup davalı tarafından süresinde verilen cevap dilekçesinde, yetki itirazında bulunulmuş ise de, yetkili mahkeme belirtilmediği için yetki itirazı usulsüz kabul edilip Mahkemece, kesin yetki olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda; Mahkemece, kesin yetki kuralları bulunmadığı ve davalı tarafça usulüne uygun bir yetkisizlik itirazı ileri sürülmediği dikkate alınarak davanın esasına girilmesi gerekirken, re’sen dosya üzerinden yetkisizlik gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nce (İş Mahkemesi Sıfatıyla) ise, kesin yetki kuralı bulunmayan dava konusu olayda, yetki itirazı bulunmaksızın ve dosya üzerinden yapılan inceleme ile yetkisizlik kararı verildiği, yetkinin kamu düzenine ilişkin olmadığı ve kesin yetkinin bulunmadığı ve usulüne uygun bir yetki itirazı olmadığı durumlarda ise davanın ilk açıldığı mahkemenin yetkili hale geleceği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Hizmet tespiti davalarında şu dört yer yetkili sayılır....
İcra Dairelerinde yapılması gerektiği yönündeki yetki itirazı ile birlikte takibe konu çek üzerinde alacaklıya ait ciroda oynama yapıldığından bahisle borca yönelik itirazda da bulunduğu mahkemece yetki itirazının kabulü ile dosyanın talep halinde ... İcra Dairelerine gönderilmesine, borca ilişkin itirazlar hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.6100 sayılı HMK'nın Yetki itirazının ileri sürülmesi başlıklı 19/2. fıkrasında " (2) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." hükmü mevcuttur.HMK.nun 19/2. maddesi uyarınca birden fazla yetkili icra dairesi varsa, borçlu yetki itirazında seçtiği icra dairesini bildirmelidir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz....