Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

verilmediğinden yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmalarının usule aykırı bir karar teşkil ettiğini bu nedenlerle kararın kaldırılarak usulsüz tebligat şikayetlerinin kabulüne ve davanın esasına girilmesine, yapılan tebliğin, müvekkil şirket adına icra dosyasına vekalet sunmuş oldukları 04/10/2021 tarihinin öğrenme tarihi olarak kabul edilmesine, yapılan usulsüz tebligat nedeni ile davanın açılmasına sebebiyet taraflarınca verilmediğinden aleyhe verilen vekalet ücretinin reddine, müvekkil şirket aleyhine yapılan icra takibindeki imzaya, borca, faize, vekalet ücretine ve borcun ferilerinin tamamına itiraz ettiklerinden itirazları gereğince icra takibinin durdurulmasına, haksız olarak talep edilen borç ve faize ilişkin takibin iptaline, vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir....

Dairemizce yapılan değerlendirmede; Davanın usulsüz tebligat şikayeti, yetki, zamanaşımı, husumet ve imzaya itiraz olarak açıldığı, mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin yapılan tebligatın Tebligat Kanunu'nun 20. maddesine göre usulsüz olduğundan bahisle kabulüne karar verildiği, bu talep yönünden verilen kararda usul ve yasaya aykırı yön bulunmadığından yetki itirazının süresinde ileri sürüldüğünün kabulü gerektiği, yasa gereğince öncelikle yetki itirazı yönünden inceleme yapıldığında; Bonoya dayalı takipte İİK.'nın 50. maddesi göndermesi ile uygulanması gereken, HMK.'nın 6. maddesi dikkate alındığında; takibin borçlunun ikametgahının bulunduğu genel yetkili icra dairesinde, bonoda öngörülen ödeme yerinde, ödeme yeri gösterilmeyen bonoda tanzim yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerektiği ve bu yerdeki icra dairesinde takibin yapılabileceği düzenlenmiştir....

İcra hukukunda da kıyasen uygulanması gereken bu hükme göre, feragate dair beyanın feragat edene okunması ve okunduğunun tutanağa yazılması zorunludur. Feragatin doğurduğu hukuki sonuçlar gözönüne alındığında, feragat beyanında bulunan taraf, ancak hangi hukuki sonuçlar doğuracağını bildiği veya en azından bilmesi gerektiği ölçüde onunla bağlı tutulabilir. Somut olayda, başvuru borca ve imzaya itiraz niteliğinde olup, mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Diğer taraftan borçlu asilin icra mahkemesinde açtığı davadan feragate ilişkin beyanı icra müdürlüğünce 10.10.2014 tarihli kesin haciz tutanağına geçirilmiş ise de, işbu feragat beyanı hakkında borçlunun diyecekleri de sorulmamıştır. O halde mahkemece, duruşma açılarak borçluya davadan feragat beyanı sorularak ve varsa tarafların delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden yapılan inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    Taraflar arasındaki imzaya ve borca itiraz nedeni ile yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince imzaya itirazın reddine, borca itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Kararın davalı alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, borçlunun imzaya ve borca itirazının reddine, takip geçici olarak durdurulmadığından borçlu aleyhine tazminata ve para cezasına hükmolunmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı muteriz borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

      İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ; Mahkemesince; davacının yetki itirazının kabulü ile, davacı/borçlular T1 ve Emre Türk yönünden Kocaeli İcra Müdürlüğünün yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı/borçlular T1 ve Emre Türk yönünden icra dosyasının yetkili Ankara İcra Müdürlüğüne gönderilmesine, HMK 20. maddesi gereğince, takip dosyasının yetkisizlik kararının kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde yetkili icra dairesince gönderilmesinin talep edilmesi gerektiği, aksi takdirde takibin açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun ihtarına, davacıların yetki itirazı kabul edildiğinden ve yetkisizlik kararı verildiğinden sair imzaya, borca, faiz ve ferilerine yapılan sair itirazlar ile tazminat taleplerine yönelik bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

      Davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine genel haciz yoluyla takibe geçtiği, ödeme emrine karşı borçlunun süresi içerisinde icra dairesine müracaatla borca ve imzaya itiraz ettiği, borçlunun itirazının iptali için genel hükümlere göre asliye Hukuk mahkemesinde dava açtığı ve bu davada görevsizlik kararı verildiği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık İtirazın iptali davasının istihkak davası için bekletici sorun sayılmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. İstihkak davasında bekletici sorun davanın sonuçlandırılması için öncelikle çözümü gereken bir sorunun başka bir mahkemece sonuçlandırılmasının beklenmesidir. HUMK. da bekletici sorunla ilgili bir düzenleme yoksa da öğretide ve uygulamada bekletici sorun kabul edilmektedir. Borçlunun borca ve imzaya itirazı üzerine itirazın iptali davası açıldığına göre bu davanın sonuçlanması bekletici sorun yapılmalıdır....

        GEREKÇE : Dava İİK'nun 169/a. maddesi uyarınca açılmış zamanaşımı ve borca itiraz ile İİK'nun 170. maddesi uyarınca açılmış imzaya itiraz davasıdır. Davalı alacaklı vekili tarafından davacı borçlu hakkında 01/11/2016 vade tarihli, 10/03/2011 keşide tarihli, 18.500,00 USD meblağlı bir adet bonoya istinaden 09/07/2019 tarihinde Denizli 4. İcra Müdürlüğünün 2019/4459 sayılı dosyası üzerinden kambiyo takibi başlatıldığı, davacı borçlunun yetki itirazında bulunduğu, Denizli 3....

        Davalı vekili istinaf dilekçesinde; bono borçlularından T1 dışındaki diğer borçlu ortaklarca takibe ve borca itiraz edilmediğini ve haklarındaki takibin kesinleştiğini, davacının hem şirketle ilgili hem de kendisi ile ilgili olarak Burak Yanık'ı ticari temsilci ve vekil olarak görevlendirdiğini, bu durumda vekilin davacı adına atmış olduğu imza neticesinde, davacı tarafın da borçtan sorumlu olacağını, davacının borcunun bulunmadığına yönelik itirazı, beyanı ve ileriye sürdüğü bir kanıtının da bulunmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca, Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo takibinde borca itiraza ilişkindir. Takibe konu bononun aval sıfatı ile davacı adına, vekili olarak hareket eden Burak Yanık tarafından imzalandığı hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır....

        İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/02/2022 NUMARASI : 2022/93 ESAS - 2022/207 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine İstanbul 13.icra müdürlüğünün 2021/40129 Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus takip başlatıldığını, Gaziantep İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu ileri sürerek icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itirazda bulunmuştur. Davalı vekili davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince davacının yetki itirazının kabulüne karar verilmiştir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, imzaya yazıya borca , faize ve faiz oranına itirazının kabulü ile takibin iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı/ borçlu vekilinin istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....

        UYAP Entegrasyonu