Yetki itirazının geçerli olabilmesi için yetki itirazında açıkça hangi yer icra dairelerinin yetkili olduğunun belirtilmesi gerekmektedir. Somut olayda takibe dayanak senette davacı borçlunun usulüne uygun yetki itirazında bulunmadığından usule uygun yapılmayan yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir. Kambiyo senetlerine mahsus takip usulünde imzaya itiraz İİK’nın 170. maddesi delaletiyle aynı Kanun’un 168,IV maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre borca ve imzaya karşı yapılacak itirazın beş gün içinde yapılması gerekir. Davacı borçlu takibe konu senetteki imzanın kendisine ait olmadığını belirterek imzaya itiraz etmiştir. Ödeme emrinin tebliği ile dava tarihinin incelenmesi sonunda davacının davasının süresinde olduğu anlaşılmıştır....
tanzim tarihi itibariyle davacının borçlu şirket yetkilisi olmaması imzaya itiraz davası açmasına engel teşkil etmediğinden, bu nedenle davacıların imzaya ve borca itirazı esastan incelenerek, senedin tanzim tarihi itibariyle davacı borçlu şirketin tespit edilen yetkilisinin ve davacı asil Leman'ın imza örnekleri alınarak, imzaya itiraz yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak hüküm oluşturulması gerektiğinden, davacıların istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, HMK. 353/1- a6 maddesi gereğince dosyanın esastan incelenerek hüküm oluşturulmak üzere mahkemesine geri gönderilmesine" gerekçesiyle kararın kaldırıldığı, ilk derece mahkemesince kaldırma kararından sonra imzaya itiraz yönünden bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, kapsam ve sonuç itibariyle hüküm kurmaya elverişli kesin kanaat içeren bilirkişi raporu doğrultusunda verilen kararda yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 1-Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre alacaklının temyiz itirazlarının (REDDİNE), 2-Borçlunun temyiz itirazlarına gelince; Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte borçlu, imzaya itiraz ederek takibin durdurulmasını istemiş, mahkemece borçlunun imzaya itirazının reddine ve alacağın yüzde onu oranında para cezasına hükmedildiği görülmüştür....
Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi’nin gerekçesinde, borçlular tarafından sunulan yenileme dilekçesinde duruşma günü tebligatının usulsüz olduğuna yönelik bir iddia bulunmadığından süresi içerisinde yapılmayan usulsüz tebligat iddiasının istinaf aşamasında dinlenemeyeceği belirtilmiş ise de; İİK’nın 16. maddesinin, icra ve iflas dairelerinin işlemleri hakkında olduğu nazara alındığında, mahkemece yapılan tebligat işleminin usulsüz olduğuna yönelik iddia yönünden uygulama alanı olmadığının kabulü gerekir. O halde; borçluların duruşma günü tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin iddialarının gerekirse zabıta araştırması yapılarak değerlendirilmesi ve iddianın doğru olması halinde usulüne uygun duruşma günü tebliğ edilerek yargılama yapılması maksadıyla kararın bozulması gerekmiştir. Öte yandan; borçluların 25.12.2018 tarihli icra mahkemesine başvuru dilekçesinde, borca ve imzaya itirazın yanısıra yetki itirazı ve bir kısım şikayet nedenlerinin de bulunduğu görülmektedir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/07/2020 NUMARASI : 2019/113 ESAS- 2020/394 KARAR DAVA KONUSU : İMZAYA İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : Aleyhlerine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi yapıldığını, bono üzerindeki imzaların davacıya ait olmadığını, davacının davalıya borcu bulunmadığını, aralarında bir ticari ilişkininde olmadığını,imzaya borca ve ferilerine itiraz ettiklerini beyanla takibin durdurulmasına ve davalının %10 oranında para cezasına %20 oranında tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davacının almış olduğu para karşılığında senet doldurduğunu imzanın davalı huzurunda atıldığını, davacının iddialarının genel mahkemelerde dinlenebileceğini beyanla davanın reddine ve lehlerine %20 tazminata karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı alacaklı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davalı vekilinin, gerek yetkisizlikle gelen icra müdürlüğünde gerekse yetkisizlik üzerine gelen somut dava konusu icra müdürlüğünde borca itiraz ettiğini, fakat imzaya ayrıca ve açıkça itiraz etmediğini, bu nedenle borca itiraz dilekçesinde imzaya açıkça itiraz etmeyen borçlunun, itirazın kaldırılması davasında artık imzaya itiraz edemeyeceğini, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, takip dayanağı belgenin kesin borç ikrarını içeren bir belge olması bir yana, Yargıtay içtihatları gereği de İİK'nun 68. maddesi kapsamında borç ikrarını içeren belge olarak kabul edilmesi gerektiğini, 09.01.2020 tarihli taraflar arasındaki borç mutabakat belgesindeki ilk cümlede davalının, kayıtsız şartsız 110.131,00 TL borcu bulunduğuna ilişkin kabulü ve imzası bulunduğunu, anılan belgenin 2. cümlesinde ise bu borcun davalı tarafından 13.01.2020 tarihinde müşteri evraklarıyla ödeneceğinin, yani ne şekilde ödeneceğinin kararlaştırıldığını,...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/06/2021 NUMARASI : 2019/487 ESAS, 2021/494 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü....
Davalı borçlunun takibe itirazı üzerine açtığı bu davada, 12.02.2008 tarihli ve 277.000,00 TL tutarlı çek bedelinin ödenmeden bankada girdi-çıktı işlemi yapılarak davalı tarafından alındığını, hesap bakiyesi ile ilgili olmadığını, bu hususun 12.02.2008 tarihinde davalı şirket yetkilisince imzalanan protokol ile sabit olduğunu bildirmiş ve protokol ibraz etmiştir. Bu protokolde, mermer imalâtıyla ilgili olarak verilen 12.02.2008 tarih ve 7489852 numaralı Vakıfbank çekinin ödenmediği, kanuni işlem olursa nakit olarak ödeneceği... imzasıyla taahhüt edilmiştir. ...’in davalı şirketin yetkili temsilcisi olduğu imza sirküleriyle sabittir. Ancak gerek adı geçen temsilci gerekse vekili 16.10.2009 tarihli celsedeki imzalı beyanlarında, protokol altındaki imzaya itiraz etmişlerdir. Mahkemece, imza ve yazı örnekleri toplanmış ancak, bilirkişi incelemesi yaptırılmadan dava reddedilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre davacı aleyhine kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, davacının yetki itirazı ile birlikte borca ve imzaya itiraz ettiği, 23.09.2017 tarihinde ödeme emrinin davacıya tebliğ edildiği, davanın süresi içerisinde açıldığı, imza itirazı ile ilgili 11.02.2020 tarihli duruşmada alacaklı tarafa bilirkişi ücreti ve gider avansı olarak toplam 550 TL yatırması için 2 haftalık kesin süre verildiği, ilk derece mahkemesince davalının bilirkişi ücretini ve gider avansını yatırmadığı ve ispat yükünü yerine getirmediğinden bahisle imza itirazının kabulüne karar verildiği ancak dosyada bulunan 24.02.2020 tarihli tahsilat makbuzuna göre davalı tarafın 11.02.2020 tarihli duruşmada takdir edilen bilirkişi ücreti ve delil avansı 550,00- TL’yi süresi içerisinde yatırdığı bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen kararın yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı...
İİK'nun 168. maddesinin 1. fıkrasının 4. bendine dayalı olarak imzaya itiraz edilmesi halinde, itiraz hakkında İİK'nun 170. maddesinin uygulanması gerekmekte olup, anılan maddenin 3. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece, borçlunun imzaya itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Diğer taraftan, İİK'nun 170/4. maddesinde, icra mahkemesince imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, senedi takibe koymada kötüniyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, alacaklının takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminatla sorumlu tutulacağı ve alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum edileceği düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda, alacaklının, takip dayanağı çekte, lehtarın cirosu ile değil, lehtardan sonra gelen ciranta ...'...