İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/10/2021 NUMARASI : 2020/10 ESAS 2021/740 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 20. İcra Müdürlüğü 2019/46603 sayılı dosyasında müvekkili aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borca, yetkiye, kambiyo senedi vasfına, faize, zaman aşımına ve icra takibine itirazın kabulünü, ödeme emri ve takibinin müvekkil yönünden ve kanaat halinde tümden iptalini, icra takibinde kötü niyetli borçluya İİK.67 maddesi gereği %20 den az olmamak kaydıyla tazminata mahkum edilmesini istemiştir....
İİK'nun 168/4-5. maddesi gereğince kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde borca itiraz ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetin yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda borçlulara ödeme emrinin 17/07/2013 tarihinde tebliğ edildiği, yasal 5 günlük itiraz ve şikayet süresinin 22/07/2013 pazartesi günü sona erdiği halde, borçlunun süresinden sonra 26/07/2013 tarihinde icra mahkemesine müracaatla takibin iptalini talep ettiği, tebligat usulsüzlüğü yönünde bir itiraz da ileri sürmediği anlaşılmıştır. İİK 168/5 maddesi uyarınca talebin süreden reddi gerekirken işin esası incelenerek sonuca gidilmesi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru kararın onanması gerekmiştir....
Borca itirazları yönünden yapılan istinaf incelenmesinde; davacı borçlu şirketin senedin bedelsiz olduğuna ilişkin icra mahkemesine başvurusu; İİK'nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK'nun 169/a maddesi gereğince incelenmesi gerekmektedir. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçluya aittir. Somut olayda davacı şirket senedin bedelsiz olduğunu ve borcu olmadığını ispatlayamadığından borca itirazın reddine karar verilmesi isabetlidir. Davacı borçlunun, takibin zamanaşımına uğradığına yönelik itirazı da henüz davacı borçlu yönünden takip kesinleşmediğinden borca itiraz niteliğindedir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 169. maddesi gereğince borca itiraza, İİK 170/a maddesi gereğince kambiyo vasfı şikayetine ve İİK'nın 16. Maddesine dayalı memur işlemini şikayete ilişkindir. İİK'nın 168/3 maddesi gereğince kambiyo vasfına yönelen şikayetlerin ve İİK'nın 168/5 maddesi gereğince borca itirazın ödeme emri tebliğini müteakip 5 günlük yasal sürede icra mahkemesine yapılması gerekir. Somut durumda davacı borçluya ödeme emri 2008 yılında tebliğ edilmiş olup, dava aradan 11 yıl geçtikten sonra açılmakla davacının borca yönelik itirazı ile kambiyo vasfına yönelen şikayeti süresinde değildir. Davacı ayrıca maaş kesintisine yönelik şikayette bulunarak haciz kararının iptalini istemiştir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki kambiyo senedine dayalı takipte icra dairesinin yetkisine itiraz ve borca itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacıların yetki itirazının reddine, davacıların kambiyo vasfına yönelik şikayetinin kabulü ile takibin iptaline, takip iptal edilmiş olmakla davacıların sair itirazları konusunda hüküm kurulmasına yer olmadığına, koşulları oluşmadığından davalı alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararın davalı alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
, 6502 sayılı Kanun'un 4/5. maddesi uyarınca nama düzenlenmesi gerekirken, emre düzenlenmesi nedeniyle geçersiz olduğunu, müvekkilinin yerleşim yeri Esenler olup, yetkili icra dairesinin Bakırköy İcra Daireleri olduğunu, müvekkilinin alacaklıya borcunun bulunmadığını, borca, faize ve fer'ilere itiraz ettiklerini, senet aslının icra dairesine teslim edilmediğini ileri sürerek şikayet ve itirazlarının kabulü ile takibin iptaline ve tazminata karar verilmesini istemiştir....
Tüm dosya kapsamına göre; her ne kadar mahkemece davacının iddialarını incelemekle icra hukuk mahkemesinin görevli olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, dava İİK 170/a maddesi kapsamında davalının yetkili hamil olmadığına yönelik şikayet, ayrıca borca itiraz mahiyetinde olup kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takiplerde borca itirazın ve kambiyo vasfına yönelik şikayetlerin İİK 169 ve 170/a maddeleri gereğince icra mahkemesince incelenmesi gerektiği, mahkemece görevli olmadığından bahisle davanın reddine ilişkin kararın isabetli olmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın esasının incelenmeksizin mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....
İcra Dairesinin 2022/3265 Esas sayılı dosyası ile başlatılan kambiyo senetlerine ilişkin takibe karşı itiraz davası açıldığını, mahkemece yetki itirazının kabul edildiğini, ancak taraflarınca imzaya, borca ve kabul manasına gelmemek kaydıyla fer'ilerine yaptıkları itirazların incelenmediğini, yetkilisi olduğu şirketin bu şekilde keşide ettiği bir kambiyo senedi bulunmadığını, bu sebeple yerel mahkemenin imzaya, borca ve kabul manasına gelmemek kaydıyla fer'ilerine yaptığı itirazların incelenmemesi sebebiyle eksik inceleme neticesinde karar verildiğini, icra takibinde borca, imzaya, faize ve tüm fer'ilerine açıkça itiraz ettiklerini belirterek, yetkilisi olduğu şirket hakkında başlatılan takibin durdurulmasına ve iptaline, davalının inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklı tarafından borçlular Hüseyin Kargın ve Baltacı İnşaat ......
Borçlu, alacaklının bu fasıl hükümlerine göre takip hakkı olmadığını 168 inci maddenin 3 üncü bendine göre şikayet yolu ile ileri sürebilir. İcra mahkemesi *1* müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. (Ek fıkra: 09/11/1988- 3494/34 md.) Her ne suretle olursa olsun, imza inkarı itirazı geri alınmış veya borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise bu madde hükmü uygulanmaz....
Buna göre, itiraz dilekçesinde öne sürülen taleplerin ve dava nedenlerinin her birinin ayrı ayrı tartışılarak bunlar hakkında hangi sonuca ulaşıldığı ve verilen kararın ne olduğu hükümde birer birer açıklanıp gösterilmelidir. Borçlunun 30.10.2015 tarihli mahkemeye başvuru dilekçesinin incelenmesinde; kambiyo vasfına yönelik şikayetinin yanı sıra, takip dayanağı senette bulunan imzanın muteriz borçlu şirket yetkilisine ait olmadığına ilişkin de itirazda bulunduğu, ancak mahkemece bu konuda herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. Bu hususta mahkemece bir değerlendirme yapılmamış olması, yukarıda açıklanan HMK'nun 297/2. maddesine aykırıdır. O halde mahkemece istemin süresinde olduğu da nazara alınarak borçlunun bu yöndeki itirazı incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....