Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK. 50/1 fıkrasının göndermesi ile HMK’nın yetki hükümleri (HMK m. 9-27) ilâmsız icradaki yetki hakkında kıyasen uygulanır. Alacaklı yetkisiz bir icra dairesinde takip yapması hâlinde icra dairesi yetkisizliğini kendiliğinden gözetemez. İcra dairesinin yetkisi hakkında yetki sözleşmesi yapılabilir. İlâmsız icra takibinde borçlu kendisine gönderilen ödeme emrinin tebliğinden itibaren süresi içinde sadece yetki itirazında bulunabileceği gibi esasa (borca veya imzaya) itirazla birlikte yetki itirazında bulunabilir. İtiraz üzerine icra takibi kendiliğinden durur. Yetki itirazı üzerine alacaklı, borçlunun yetki itirazını kabul eder ise takip dosyasının borçlunun yetkili olarak bildirdiği icra dairesine gönderilmesini ister. Dosyayı alan yetkili icra dairesi borçluya yeni bir ödeme emri gönderir. Borçlu bu yeni ödeme emrine karşı esasa yönelik itiraz edebilir....

    Mahkemece iddia, savunma, icra dosyası, toplanan delillere göre, davacının davasını yetkili mahkemede açmadığı gerekçesiyle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı borçlu, aleyhinde Aliağa İcra Müdürlüğü’nde yapılan takibe karşı borca itirazla birlikte, icra dairesinin yetkisine de itiraz ederek, yetkili icra dairesinin davalının muamele merkezinin bulunduğu Karadeniz Ereğli İcra dairesi olduğunu bildirmiştir. Bu durumda mahkemece, öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, bu yön üzerinde durulmadan yazılı gerekçe ile mahkemenin yetkisiz olduğundan bahisle dava dilekçesinin yetki yönünden reddinde isabet görülmemiştir....

      İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğuna karar verilmesini talep etmiş, mahkeme, yetki itirazın kabulü ile borçlu yönünden ... İcra Dairelerinin yetkili olduğuna karar vermiştir. İİK.’nun 168/5.maddesi hükmü gereği, borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Bu süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda borçluya, örnek 10 numaralı ödeme emrinin 04/02/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun icra mahkemesine müracaatında yetki itirazında bulunmayıp, sadece imzaya ve borca olan itirazlarını ileri sürdüğü, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiasının da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Borçlunun itirazı, İİK.'nun 168/5. maddesi kapsamında yetki itirazı olup, bu maddeye göre ödeme emri tebliği tarihinden itibaren beş günlük sürede yapılması gerekir....

        Davalı- borçlu icra takibine konu borca ve icra dairesinin yetkisine itirazla yetkili icra müdürlüğünün ikametgahı yeri olan Gediz İcra Müdürlüğü olduğunu bildirmiş, açılan itirazın iptali davasında da süresinde verdiği dilekçesinde akdi ilişkiyi inkarla birlikte mahkemenin yetkisiz olduğunu, yetkili mahkemenin Gediz Mahkemeleri olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece yetki itirazının reddi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı – borçlunun hem icra dairesinin hem de borca itirazı halinde İİK.’nun 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenir. HUMK.’nundaki yetki hükümleri İİK.’nun 50. maddesi uyarınca ilamsız icradaki yetki hakkında da uygulanır. Davalı yan akdi ilişkiyi inkarla borca itiraz ettiğine göre artık yetkili icra müdürlüğünün belirlenmesi yönünden B.K.’nun 73. maddesi hükmüne dayanılamaz, yetkili icra müdürlüğü HUMK.’nun 9. maddesi gereğince belirlenir....

          Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; yetkiye itiraz durumunda sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğinin seçileceği belirtildiğini, bu kapsamda hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmediğini, hem yetki hem de borca itiraz durumunda takibin yetkili icra dairesine gönderilmesi gibi bir buton veya seçenek bulunmadığını, yönetmelik ve kanunda borçlu tarafından borca ve yetkiye itiraz durumunda izlenecek yol düzenlenmediğini,itirazın iptali davasının da Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığının da mahkemece gözetilmediğini belirterek ,usul ekonomisi açısından hem mahkemenin yetkisi,hemde borca yönelik hüküm kurulması gerekirken davanın usulden reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davada ödenmeyen fatura alacağının tahsili yönünden yapılan takibe itirazın iptali ve icra...

          Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; yetkiye itiraz durumunda sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğinin seçileceği belirtildiğini, bu kapsamda hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmediğini, hem yetki hem de borca itiraz durumunda takibin yetkili icra dairesine gönderilmesi gibi bir buton veya seçenek bulunmadığını, yönetmelik ve kanunda borçlu tarafından borca ve yetkiye itiraz durumunda izlenecek yol düzenlenmediğini,itirazın iptali davasının da Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığının da mahkemece gözetilmediğini belirterek ,usul ekonomisi açısından hem mahkemenin yetkisi,hemde borca yönelik hüküm kurulması gerekirken davanın usulden reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davada ödenmeyen fatura alacağının tahsili yönünden yapılan takibe itirazın iptali ve icra inkar...

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, borçlunun süresinde yetkiye itiraz ettiği, davalı alacaklı tarafından yetki itirazının kabul edildiği, borçlunun ikametgah adresinin Söke olduğu gerekçesiyle davacının yetki itirazının kabulü ile; Didim İcra Müdürlüğünün yetkisizliğine, kararın kesinleşmesi ve süresinde talep halinde Didim İcra Müdürlüğünün 2019/1973 Esas sayılı takip dosyasının yetkili Söke İcra Dairesine gönderilmesine, yetki itirazı kabul edildiğinden bu aşamada borca itiraz hususunda karar verilmesine yer olmadığına, icra takibinin geçici durdurulması kararının karar kesinleşinceye kadar devamına; harç, vekalet ücreti ve yargılama giderleri ile ilgili hususların HMK'nın 331/2. maddesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemece dikkate alınmasına karar verilmiştir....

            İcra Müdürlüğü'nün 2011/11094 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borca haksız itirazı nedeniyle itirazın iptali ile inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; müvekkilinin ...'da ikamet ettiğini, davanın ...'da açılması gerektiğini belirterek, yetki itirazında bulunmuş, ayrıca görevli olan davacının eksik KDV tahakkuk ettirmesinin kendi kusurundan kaynaklandığını, davanın zaman aşımına uğradığını, davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, davalının yerleşim yeri ..., işlemin gerçekleştiği yer Boğazlıyan olmakla, davalının süresindeki yetki itirazının kabulü ile dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı tarafından, ... 6....

              İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/01/2017 NUMARASI : 2016/816 ESAS, 2017/37 KARAR DAVA KONUSU : Yetki İtirazı|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu 15....

              Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Somut olayda, icra takibi ... 9. İcra Müdürlüğü'nde başlatılmış, muteriz borçlu vekilinin icra mahkemesine verdiği dilekçede, adresinin ... olduğunu ve çekin keşide yerinin ... olduğunu bu iki yer icra dairelerinin de yetkili olduğunu ileri sürdüğü görülmüştür. Bu durumda borçlu birden fazla yerin yetkili olduğunu ileri sürerek, yetkili icra dairelerinden hangisini seçtiğini belirtmediğinden HMK'nun 19/2. maddesine uygun bir yetki itirazından söz edilemez. O halde mahkemece, yetki itirazının reddi ile borca itirazın esasının incelenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, mahkeme kararının belirtilen nedenlerle bozulması gerekirken, onandığı anlaşılmakla alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir....

                UYAP Entegrasyonu