Kira davalarında, yetkisiz mahkemede dava açılmış olsa bile kesin yetki ve/veya kamu düzenine ilişkin bir yetki kuralı bulunmadığından, mahkemece yetki hususu kendiliğinden nazara alınarak yetkisizlik kararı verilmez. Somut olayda, davalı tarafından yetki ilk itirazı ileri sürülmediği ancak, ... Sulh Hukuk Mahkemesince re'sen yetkisizlik kararı verildiğinden, uyuşmazlığın, davanın ilk açıldığı ... Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 19/01/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Farklı bölge adliye mahkemelerinin yargı çevresinde kalan ilk derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarının giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 6100 sayılı Kanunu’nun 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 sayılı Kanun) 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemelerdir. 2. 6100 sayılı Kanun'un "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19 uncu maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları şöyledir. " Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz....
Bu nedenle, mahkemece davalının yetki itirazının hukuk Muhakemeleri Kanununun 164. maddesinde gösterilen şekilde incelenmesi için taraflara yetki konusunda delillerini gösterme olanağı tanınarak, gösterildiği takdirde toplanarak; gerçekleşecek sonucuna göre yetki itirazı hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şeklide karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, davalının yetki itirazı dışındaki diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 24.10.2016 ( Pzt.)...
Bu nedenle, mahkemece davalının yetki itirazının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 164. maddesinde gösterilen şekilde incelenmesi için taraflara yetki konusunda delillerini gösterme olanağı tanınarak, gösterildiği takdirde toplanarak; gerçekleşecek sonucuna göre yetki itirazı hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, davalının yetki itirazı dışındaki diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 03.06.2015(Çarş.)...
Bu nedenle, mahkemece yetki itirazının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 164. maddesinde gösterilen şekilde incelenmesi için taraflara yetki konusunda delillerini gösterme olanağı tanınıp, gösterildiği takdirde toplanarak; gerçekleşecek sonucuna göre yetki itirazı hakkında bir karar verilmesi gerekirken; eksik incelemeyle yazılı şekilde, mahkemece yetki yönünden dava dilekçesinin reddine karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi....
İlke olarak, özel yetki kuralları genel yetkiyi kaldırmaz, onunla birlikte uygulanır. Ancak istisna olarak, bazı davaların mutlaka belli bir yer mahkemesinde açılması öngörülmüştür ki, bu halde kesin yetki söz konusudur. Kesin yetki halleri, genel yetkiye istisnadır. Bunun dışında, bir dava için özel yetki kuralı bulunsa bile, davacının genel yetki ile özel yetki arasında bir seçim hakkı vardır. Özel yetki kuralları ilke olarak kamu düzenine ilişkin değildir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.07.2009 gün 2009/10- 236- 345 sayılı kararında da aynı ilkeler benimsenmiştir. (Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2016/16328- 2019/2132 E-K sayılı ve 2016/17673- 2019/4432 E-K sayılı kararları) 6100 sayılı HMK'nın 21.maddesine göre, kesin yetki dışında mahkemenin yetkisizlik kararı kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiş olsa bile ,yetkili olarak dosya kendisine gönderilen mahkeme, bu yetkisizlik kararı ile bağlıdır ve kendisinin yetkisiz olduğunu düşünse bile yetkisizlik kararı veremez....
Davalı, yetki itirazında bulunurken, doğru şekilde yetkili mahkemeyi de göstermelidir. Aksi halde yetki itirazı kabul olunmaz. Somut olayda, yetkili mahkeme taraflarca düzenlenen 05.08.2004 tarihli sözleşme uyarınca İstanbul Mahkemeleridir. Ancak davalı, cevap dilekçesinde bildirdiği yetki itirazında ... Mahkemelerinin yetkili olduğunu belirtmiştir. Bu durum karşısında, usulüne uygun bir yetki itirazından söz edilemez. O halde mahkemece usulüne uygun bir yetki itirazının bulunmadığı, bu nedenle davanın açıldığı mahkemenin yetkili hale geldiği gözetilmeksizin, yazılı gerekçe ile İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesi'nin yetkili olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmadığından bu gerekçe ile hüküm bozulmalıdır. Ne var ki sayın çoğunluk tarafından sözleşmenin 13.maddesinde İstanbul Mahkemeleri yetkili kılınmış ise de, yetki sözleşmesinin seçimlik hakkı kaldırmadığı genel yetki kuralına göre davalının yetki itirazın da belirttiği ......
İcra Müdürlüğü'nün 2009/3314 sayılı icra dosyası için yetki alındığı, aynı icra dairesinin 2009/3315 sayılı icra dosyası için dava açıldıktan sonra yetki alındığı gerekçesi ile bu dosyaya ilişkin talebin reddine, 826 parsel sayılı taşınmazın satışı ile elde edilecek paranın 2009/3314 sayılı icra dosyasından kaynaklanan alacağı karşılayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İ.İ.K.nun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan İcra Müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip, icra hakiminden yetki belgesi almak üzere süre verilmelidir....
Söz konusu yetkiye ilişkin kural, HMK'nın 18/1. maddesinin "Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hâllerinde, yetki sözleşmesi yapılamaz." hükmünden de açıkça anlaşılabileceği üzere mahkeme re'sen gözetilecek kesin bir yetki kuralı niteliğinde değildir. Esasen, yine madde hükmünden hareketle, taraflarca aksi kararlaştırılabilecek bir yetki kuralının, kamu düzeni mülahazası ile va'zedilmiş olan kesin yetki kuralları arasında yer alması söz konusu olamaz. 6100 sayılı HMK'nın 19/2'nci maddesi uyarınca yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Aynı Kanunun 19/4'üncü maddesi de yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalının süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmadığı takdirde, davanın açıldığı mahkemenin yetkili hâle geleceği düzenlenmiştir....
Davacı, 23.10.2008 tarihli yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan yer dışında genel veya özel yetkili bir mahkemede dava açmış olsaydı dahi, artık açılan dava ile işlem tamamlanmış olup, 6100 sayılı HMK'nun 17. maddesindeki münhasır yetki sözleşmesine ilişkin hüküm olayda uygulanmayacaktı. Sonuç olarak 01.10.2011 tarihinden önce tacirler arasında yapılan yetki sözleşmeleri, 01.10.2011 tarihinden sonra da geçerliliklerini muhafaza etmektedirler. Öte yandan, HMK'nın yetkiyi düzenleyen maddelerinde kesin yetki halleri açıkça belirtilmiştir. HMK'nın 18/1. maddesi uyarınca, yetki sözleşmesi de ancak kesin yetki bulunmayan hallerde yapılabilir. Ancak, HMK'nın 17. maddesindeki, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşmeyle belirlenen mahkemelerde açılabileceğine ilişkin yetki kuralı, aksi de kararlaştırılabildiğinden münhasır yetkiyi düzenlemekte olup, kesin yetki kuralı değildir....