Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK'nın 17. maddesi uyarınca geçerlidir. Yalnızca tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir. HMK.'nun 17. maddesi gereğince yer alan yetki şartı da munhasır yetki şartı olup kesin yetki şartı değildir. HMK.'nun 19. maddesi gereğince,--- yetki şartı davalı tarafça usulüne uygun şekilde ileri sürülmediği takdirde, sanki bir kesin yetki şartıymış gibi mahkemece re'sen dikkate alınamaz....

    Davalı şirket davada genel yetki kuralına göre, davalı yerleşim yeri mahkemesinin yetkili mahkeme olduğunu, kaldı ki davacı ile aralarında yetki sözleşmesi bulunduğunu iddia etmiş ancak yetki sözleşmesi şartını içeren cari hesap sözleşmesini sunmamıştır....

      Adliyesine bağlanması ve HMK'nın 116-a maddesine göre davalının süresinde yetki itirazında bulunmuş olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesi ise dava, tüketici hakem heyeti kararının iptali ile davalı ile aralarındaki tüketici kredisi sözleşmesindeki haksız şartlar dolayısıyla açılan alacak taleplerine ilişkindir. O halde, hâkem heyeti kararlarına itiraz için özel bir düzenleme mevcuttur. Kural olarak özel yetki genel yetkiyi ortadan kaldırmaz, Ancak 70/3 hükmü yetkili mahkemenin hangisi olduğunu açıkça belirtmiştir ve itirazın kararı veren hakem heyetinin bulunduğu yer şeklinde sınırlamıştır. Dolayısıyla burada bir özel yetki hali değil kamu düzenine ilişkin bir yetki kuralı söz konusudur. Eğer bir an için kesin yetki halinin mevcut olmadığı düşünülürse davalı tarafça süresi içerisinde yetki itirazında bulunulmakla Alaca Mahkemeleri yetkili olarak bildirilmiştir....

        Borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İ.İ.K.nun 121.maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan icra müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip, icra hakiminden yetki belgesi almak üzere önel verilmelidir. Bu şekilde açılacak davada borçlu ortak dahil Tüm ortakların davaya dahil edilmeleri zorunludur. Olayımıza gelince; mahkemece dava konusu edilen ... Ada ... parsel sayılı taşınmazın ortaklığının giderilmesine yönelik olarak davacı vekili ... 3 İcra Dairesinin 2008/7650 Esas sayılı dosyasından almış olduğu 01/02/2010 tarihli ve 2008/7649 Esas sayılı dosyasından almış olduğu 01/02/2010 tarihli yetki belgelerine dayalı olarak işbu davayı açmış ise de İİK 121. maddesi gereğince icra hâkiminden yetki almamıştır....

          Ancak paydaşlığın giderilmesi davalarında olduğu gibi kıyasen borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İ.İ.K.nun 121.maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için paydaşlığın giderilmesi davası açabileceği gibi elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesini de isteyebileceği uygulamada kabul edilmektedir. Bunun için davacı alacaklının icra hakiminden yetki belgesi alması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan İcra Müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip, icra hakiminden yetki belgesi almak üzere alacaklıya önel verilmelidir. Olayımıza gelince; Davacı alacaklı İcra Müdürlüğünden alınmış bir yetki belgesine dayanarak bu davayı açmış ise de, alacaklı tarafından İcra mahkemesinden alınmış bir yetki belgesine dosya arasında rastlanılmamıştır....

            Bendinin hüküm fıkrasından tamamen çıkarılarak yerine “Davalının süresinde yapılan yetki itirazının kabulü ile, davanın yetki yönünden reddine” cümlesinin yazılmasına, kararın değiştirilen bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 18.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Davalının yetki itirazı hadise şeklinde incelenmeksizin davalı tarafın katılmadığı 19.02.2015 tarihli duruşmada reddedilmiş, yetki itirazının reddine ilişkin ara karar da davalı tarafa usulüne uygun tebliğ edilmemiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu kesin olmayan yetki itirazının bir ilk itiraz (HMK m. 116/1-a) olduğunu, ilk itirazların bir ön sorun gibi incelenmesi ve karara bağlanması gerektiğini (HMK m. 117/3) öngörmüştür. Ön sorunun incelenme yöntemi, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 164. maddesinde gösterilmiştir. Davalının yetki itirazı ise mahkemece hadise şeklinde incelenmeden karara bağlanmıştır....

                Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir." denilmektedir.6100 sayılı HMK’nın 127. maddesinde, cevap dilekçesini verme süresinin, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki hafta olduğu, 116/1-a maddesinde kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazının ilk itirazlar içinde sayıldığı ve 117/1.maddesinde de ilk itirazların hepsinin cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorunda olduğu belirtilmiştir.İncelenen dosyada, yetki itirazı olmaksızın, dosya üzerinden ve resen... İş Mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmıştır. Eldeki davanın niteliği gereği kesin yetkinin söz konusu olmadığı, davalılara dava dilekçesinin tebliğ edilmediği ve davalılar tarafından yetki itirazında bulunulmadığı görülmektedir....

                  Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir." denilmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 127'nci maddesinde, cevap dilekçesini verme süresinin, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki hafta olduğu, 116/1-a maddesinde kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazının ilk itirazlar içinde sayıldığı ve 117/1'inci maddesinde de ilk itirazların hepsinin cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorunda olduğu belirtilmiştir. Eldeki davada, kesin yetki söz konusu değildir. Davacı tarafından Kadirli Mahkemelerinde dava açılmış olup ortada usulüne uygun bir yetki itirazının bulunmadığı açıktır....

                    Alacak davalarında yetki, kesin yetki kuralı olmayıp tarafların süresinde ve usulüne uygun yetki itirazında bulunmaları halinde mahkemece dikkate alınabilecektir. Bu durumda, davalının yetki itirazı bulunmadığına göre, davanın açıldığı ilk mahkeme olan Mahkemesi'nde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 Sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğinceYARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 12.06.2014 oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu