Somut olayda, davalı taraf genel yetki itirazında bulunmuş olup, HMK.nun 19/2.maddesi uyarınca yetki itirazında bulunan taraf yetkili mahkemeyi bildirmek zorundadır. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Buna göre, davalının ikametgahı Alaçatı/Çeşme olduğu halde, itirazında İzmir Mahkemelerini yetkili olarak göstermiş olması yukarıda açıklanan yasa hükmüne göre geçerli bir yetki itirazı olarak kabul edilemez. O halde, davalının yetki itirazının reddi ile işin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, yetkisizlik kararı verilmiş olması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesince; davalının yetki itirazına karşı davacının herhangi bir beyanda bulunmayarak taraflar arasında bir çeşit yetki sözleşmesi yapıldığı, davalının ikamet adresinin Kayseri olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi ise; para alacağına ilişkin davalarda alacaklının bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu, yetkinin kesin olmadığı gibi davalının cevap süresi içinde yetki itirazında bulunmadığı, süresinde yapılmayan yetki itirazına dayanılarak verilen yetkisizlik kararının usulüne uygun olmadığından bahisle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)'nun 19/2. Maddesinde" Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." düzenlemesi yer almaktadır....
tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Dava, İİK'nın 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir. Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İcra İflas Kanununun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alınması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan icra müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip davacı tarafa icra hakiminden yetki belgesi almak üzere süre verilmelidir. Somut olayda; dosya içerisinde İcra Hukuk Hakimliğinden alınmış yetki belgesine rastlanılamamıştır....
Bu istisnai nitelikteki yetki kurallarına “özel yetki” kuralları denilmektedir. İlke olarak, özel yetki kuralları genel yetkiyi kaldırmaz, onunla birlikte uygulanır. Ancak istisna olarak, bazı davaların mutlaka belli bir yer mahkemesinde açılması öngörülmüştür ki, bu halde kesin yetki söz konusudur. Kesin yetki halleri, genel yetkiye istisnadır. Bunun dışında, bir dava için özel yetki kuralı bulunsa bile, davacının genel yetki ile özel yetki arasında bir seçim hakkı vardır. Özel yetki kuralları ilke olarak kamu düzenine ilişkin değildir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.07.2009 gün 2009/10-236-345 sayılı kararında da aynı ilkeler benimsenmiştir. Ayrıca 6100 sayılı HMK’nın 19/2. maddesine göre, yetkinin kesin olmadığı davalarda yetki itirazının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir....
Bu yeni düzenleme, 01.10.2011 tarihinden sonra açılacak davalar bakımından uygulanmakla birlikte, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir. Mahkemece re'sen yetkisizlik kararı verilebilecek haller, dava şartı olan, kesin yetki halleridir. HMK'nın 18. maddesi kesin yetkinin olduğu hallerde tarafların yetki sözleşmesi yapamayacaklarını açıkca düzenlemiştir. Bu nedenle yetki sözleşmesi kesin yetkinin olduğu hallerde yapılamaz. Yetki sözleşmesinin yapılmış olması da resen yetkisizlik kararı verilebilecek hallerden değildir. (11. HD 2016/15056 -2017/319 vb) Somut olayda, davacı vekili tarafından ... 3....
İlke olarak, özel yetki kuralları genel yetkiyi kaldırmaz, onunla birlikte uygulanır. Ancak istisna olarak, bazı davaların mutlaka belli bir yer mahkemesinde açılması öngörülmüştür ki, bu halde kesin yetki söz konusudur. Kesin yetki halleri, genel yetkiye istisnadır. Bunun dışında, bir dava için özel yetki kuralı bulunsa bile, davacının genel yetki ile özel yetki arasında bir seçim hakkı vardır. Özel yetki kuralları ilke olarak kamu düzenine ilişkin değildir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.07.2009 gün 2009/10-236-345 sayılı kararında da aynı ilkeler benimsenmiştir. Ayrıca 6100 sayılı HMK’nın 19/2. maddesine göre, yetkinin kesin olmadığı davalarda yetki itirazının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir....
Davalılar vekili, yetki itirazında bulunmamıştır. Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen kefaletnamenin 5. maddesindeki yetki şartı kesin yetki kuralı olarak değerlendirilerek mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun yetki sözleşmesinin düzenlendiği 17.maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” denilmektedir. Bu maddeyle 1086 sayılı HUMK'nun 22. maddesindeki düzenlemeden farklı olarak münhasır yetki sözleşmesi yapabilme imkanı getirilmiştir. Münhasır yetki sözleşmesinden; tarafların yetki sözleşmesi ile belirlenen mahkemenin dışında başka bir mahkemede dava açmama konusunda anlaşmış olmaları hali anlaşılmalıdır....
Somut olayımızda taraflar arasında yetki sözleşmesi düzenlenmiş olduğu, bu sözleşmeden doğacak uyuşmazlıkların çözümünde ... (Merkez) mahkeme ve icra dairelerinin yetkili kılındığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... 8. Asliye Ticaret Mahkemesince ise taraflarca yetki sözleşmesi yapıldığı dosyada bulunan sözleşmeden anlaşılıyor ise de sözleşme ile belirlenen yetki şartının kesin yetki olmayı münhasır yetki olması, süresinde cevap dilekçesi ile yetki ilk itirazında bulunulması halinde mahkemenin yetki sözleşmesini nazara almasının mümkün olmasına karşın dosyada davalı tarafından verilmiş bir cevap dilekçesi olmaması ve bu sebeple de yetki ilk itirazı olmadığı, davanın açıldığı ilk mahkemenin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 17. maddesinde "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler....
Bu yeni düzenleme, 01.10.2011 tarihinden sonra açılacak davalar bakımından uygulanmakla birlikte, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir. Mahkemece re'sen yetkisizlik kararı verilebilecek haller, dava şartı olan, kesin yetki halleridir. HMK'nın 18. maddesi kesin yetkinin olduğu hallerde tarafların yetki sözleşmesi yapamayacaklarını açıkca düzenlemiştir. Bu nedenle yetki sözleşmesi kesin yetkinin olduğu hallerde yapılamaz. Yetki sözleşmesinin yapılmış olması da resen yetkisizlik kararı verilebilecek hallerden değildir. Somut olayda, kesin yetki durumu bulunmadığından ve davalı ... Taşıma İnşaat Gıda Temizlik Tekel Ürünleri Otomotiv Emlak Turizm ......
HMK'nun 17. maddesinde düzenlenen yetki kuralı kesin olmadığından dava şartları arasında sayılmamıştır. (HMK md. 114). Bu itibarla mahkemece re'sen gözetilemez. Çünkü, aynı kanunun 19/2. maddesi hükmüne göre; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." HMK'nun 19/4 maddesinde ise; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda davalının yetki itirazı bulunmamaktadır. Mahkemece yukarıda belirtilen ilkeler gözetilmeksizin somut olayda davalının yetki itirazı bulunmadığı ve kesin yetki durumu da söz konusu olmadığı halde re'sen yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....