WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. (3) Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir. (4) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir.” C. Değerlendirme 1. Mirasın hükmen reddinin tespiti hakkındaki davalarda yetki konusunda özel bir düzenleme bulunmadığından, yetkili mahkeme genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesidir. 2. Dosya kapsamından, ... Sosyal Güvenlik Merkezi'nin göndermiş olduğu ödeme emri nedeniyle davacının murisinin mirasını hükmen reddinin tespitini talep ettiği, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'nın ... şubesinin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemelerinin yargı alanında kaldığı anlaşılmaktadır....

    Dava yetki sözleşmesinde belirtilenden başka yerde açılmış ve süresinde yetki itirazında bulunulmamış ise artık önceki yetki sözleşmesini ortadan kaldıran yeni bir yetki sözleşmesi kurulduğu ve dava açılan mahkemenin yetkili hale geldiğinin kabulü gerekir. HMK 17. madde açıkça tarafların iradesine önem verirken yetki sözleşmesindeki mahkemenin kesin yetkili olduğu ve bu yetkisinin taraflarca ortadan kaldırılamayacağı şeklinde bir sonuca ulaşılması da mümkün değildir. Anlatılanların sonucu olarak sözleşmedeki mahkemenin münhasır yetkisi davalının yetki itirazında bulunulması halinde mahkemece dikkate alınması gerekir ise de bulunulmamış ise mahkemece kendiliğinden gözetilemez. Somut olayda taraflar tacir olup HMK yürürlüğe girdikten sonra yapılan yetki sözleşmesi geçerlidir....

      Soybağına ilişkin davalarda yetkiyi düzenleyen Türk Medeni Kanununun 283. maddesi hükmü kesin yetki kuralı getiren bir düzenleme olmadığından; mahkemece yetki durumu re'sen gözönüne alınamaz. Davalılar tarafından yasal süresi içinde yapılmış bir yetki itirazı bulunmadığı ve süre geçtikten sonra yetki itirazında bulunulduğu anlaşılmakla uyuşmazlığın ... 1. Aile Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; ... 1. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13/12/2016 gününde oy birliği ile karar verildi....

        Sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığını, yetki tespitinin kanuna aykırı olduğunu ve iptali gerektiğini, yetki tespiti kararının işyeri bölümünde ... Yalıtım Malzemeleri San. ve Tic. Ltd. Şti. olarak belirlendiğini ve adresin .../..., .../... ve .../...'da bulunan fabrikaları şeklinde belirtildiğini, yetki tespiti kararının .../...'nde bulunan işyerine tebliğ edildiğini, söz konusu kararın işveren Şirket adına tebellüğ etme yetkisi olmayan çalışana tebliğ edildiğini, işveren Şirketin yetki tespitine 20.05.2019 tarihinde muttali olduğunu, buna göre 6 ... günü içerisinde itiraz yapıldığını, itiraz konusu yapılan yetki tespiti kararına konu olan yetkilendirmenin 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ......

          Bu hükme göre, yetki sözleşmesi (veya yetki şartı) yapan taraflar, aksine bir düzenleme yapmamışlarsa, dava sadece yetki sözleşmesinde kararlaştırılmış olan mahkemede açılabilir. Diğer bir deyişle, aksi belirtilmediği sürece, HMK, yetki sözleşmesinde gösterilen mahkemenin münhasır yetkili mahkeme olacağını kabul etmiştir. Bu şekilde yapılmış olan, yetki sözleşmesinin münhasır yetkili olacağı madde gerekçesinde de açıkça belirtilmiştir. Görüldüğü üzere, taraflar, salt bir münhasır yetki sözleşmesiyle, kanunun öngörmüş olduğu genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisini kaldırmış olmaktadırlar. Taraflar, bu sonucun ortaya çıkmasını istemiyorsa, yani genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa yetki sözleşmesinde bunu ayrıca belirtmek zorundadırlar. Buna göre, münhasır yetki sözleşmesinden kasıt, tarafların yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan mahkemeden başka bir mahkemede dava açılamaması üzerinde anlaşmalarıdır. T.T.K.'...

            Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takip dayanağı bonoda İstanbul icra dairelerinin yetkili kılındığını, HMK'nın 17. maddesi uyarınca yetki sözleşmesinin geçerli olduğunu ve aval vereni bağlayacağını, TTK'nın 12. maddesi uyarınca da davacının yetki itirazının reddinin gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme; davacı borçlunun, takibe dayanak bonoda aval veren olup, aval verenin sorumluluğunun bono borçlusu gibi olduğu, keşidecinin tacir olması sebebiyle bonoda yetki sözleşmesi yapabileceği, bonoda İstanbul İcra dairelerinin yetkili olduğuna dair yetki kaydının bulunduğu, bu nedenlerle yetki itirazının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir....

            Belirtmek gerekir ki toplu iş sözleşmesi yetki tespit başvurusunun yapılması ve yetki sürecinin başlaması durumunda, bu tarihten sonra işkolu tespitine ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı dahi bir sonraki dönem için geçerli olup mevcut yetki başvurusunu etkilemeyeceğinden, bir işyerine ilişkin işkolu tespit başvurusunun hangi tarihte yapıldığının bir önemi olmaksızın bu husus yetki tespit işleminde bekletici mesele teşkil etmeyecektir. Bu anlamda yetki başvurusundan sonra verilen, işyerinin farklı işkolunda yer aldığına dair kesinleşmiş bir mahkeme kararı da, mevcut yetki uyuşmazlığını etkilemeyecektir. 10. Bu sebepledir ki kanun koyucu herhangi bir istisna öngörmeksizin mutlak emredici bir şekilde “İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmaz” düzenlemesini ihdas etmiştir. 11....

              Yetki itirazının kabulü suretiyle ihtiyati haczi kaldırılan alacaklı, borçlunun yetki itirazında belirttiği yerle sınırlı olmaksızın yetkili herhangi bir yerden tekrar ihtiyati haciz talebinde bulunabileceğine göre, borçlunun da yetki itirazında birden fazla yer gösterebilmesi taraflar arası eşitlik ve menfaatler dengesine de uygun düşer. İhtiyati hacizde, mahkemenin yetkili olup olmadığını belirleyerek isabetli bir sonuca ulaşması ve kötüniyetli itirazların engellenmesi için yetki itirazında bulunan borçlunun itirazlarını gerekçelendirerek ispat etmesi zorunludur. Zira mahkemenin yetkisiz olduğu kanısına varabilmesi için hangi mahkeme veya mahkemelerin yetkili olduğunu gerekçesinde belirtmesi gerekir. (Bkz. Özekes, M. : İhtiyati Haciz, ... 1999, s. 318,319, dn.34). Borçlunun itirazında yetkili mahkemeyi belirtmemesi veya gösterdiği mahkemenin yetkili olduğunu ispat edememesi hâlinde yetki itirazı da reddedilmelidir....

                Mucur Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesince, somut olayda özel bir yetki kuralı bulunmamakla genel yetki hükümlerine göre yetkili mahkeme belirlenmekte olup davalının süresinde ve usulüne uygun yetki itirazına göre davalıların davanın açıldığı tarihteki yerleşim yerleri incelendiğinde “Narman/Erzurum” olduğu Narman İlçesinin adli yönden Oltu Adliyesine bağlı olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....

                  Davalı vekili cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş ve davanın, davalının yerleşim yeri olan ... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini bildirmiştir. 6100 sayılı HMK'daki yetki kurallarına göre: Genel yetkili mahkeme davalının dava tarihindeki yerleşim yeri mahkemesidir (6/1). Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz (19/2). Kesin yetki bulunmayan hallerde yetki itirazı ilk itiraz olup, yetki itirazında bulunulmadığı takdirde mahkemenin yetkisi kesinleşir. Yetki itirazı üzerine yetkisizlik kararı verilmiş ancak davacı taraf temyiz başvurusunda bulunmamış ise davanın açıldığı mahkemenin yetkili olmadığı da her iki tarafça benimsenmiş ve kabul edilmiş olduğundan, temyiz incelemesinde davanın açıldığı mahkemenin yetkili olup olmadığının değerlendirilmesi mümkün değildir....

                    UYAP Entegrasyonu