Tüketici Mahkemesinde açtığı, davalının taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 17 nci maddesi uyarınca Bolu Mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı gerekçesiyle yetki itirazında bulunarak yetki şartı çerçevesinde Bolu Mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle dosyanın Bolu Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. 6. 6100 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesi gereğince davalı, yetki itirazında yetkili mahkemeyi göstermemişse, yetki itirazı kabul edilmez. Davalının yetki itirazında yetkili olduğunu bildirdiği mahkemenin gerçekten yetkili olması lazımdır. Mahkeme, yetki itirazını incelerken, kendisinin yetkili olup olmadığını tespit bakımından, davalının yetki itirazındaki beyanları ile bağlı olmayıp, yetki hakkındaki kanuni hükümleri bütün şümulü ile nazara almak ve ona göre yetkili olup olmadığı hakkında bir karar vermek zorundadır....
Bu aşamada, genel ve özel yetki kurallarının açıklığa kavuşturulmasında yarar ./.. vardır. Bütün davalar için uygulanan yetki kuralına genel yetki kuralı denilmekte olup, genel yetkili mahkeme, davalının ikametgâhı mahkemesidir. Eş deyişle, her dava, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça açıldığı tarihte davalının ikametgâhı sayılan yer mahkemesinde görülür (HMK md.6, HUMK. md.9/1). Bundan ayrı, bazı davalar için davalının ikametgâhı mahkemesinin yanında, başka yer mahkemeleri de yetkili kılınmıştır. Bu istisnai nitelikteki yetki kurallarına “özel yetki” kuralları denilmektedir. İlke olarak, özel yetki kuralları genel yetkiyi kaldırmaz, onunla birlikte uygulanır. Ancak istisna olarak, bazı davaların mutlaka belli bir yer mahkemesinde açılması öngörülmüştür ki, bu halde kesin yetki söz konusudur. Kesin yetki halleri, genel yetkiye istisnadır. Bunun dışında, bir dava için özel yetki kuralı bulunsa bile, davacının genel yetki ile özel yetki arasında bir seçim hakkı vardır....
Bu istisnai nitelikteki yetki kurallarına “özel yetki” kuralları denilmektedir. İlke olarak, özel yetki kuralları genel yetkiyi kaldırmaz, onunla birlikte uygulanır. Ancak istisna olarak, bazı davaların mutlaka belli bir yer mahkemesinde açılması öngörülmüştür ki, bu halde kesin yetki söz konusudur. Kesin yetki halleri, genel yetkiye istisnadır. Bunun dışında, bir dava için özel yetki kuralı bulunsa bile, davacının genel yetki ile özel yetki arasında bir seçim hakkı vardır. Özel yetki kuralları ilke olarak kamu düzenine ilişkin değildir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.07.2009 gün 2009/10-236-345 sayılı kararında da aynı ilkeler benimsenmiştir....
Kesin yetki kuralı bulunmadığı durumlarda, hakimkendiliğinden (re'sen) yetkisizlik kararı veremez. Bu aşamada, genel ve özel yetki kurallarının açıklığa kavuşturulmasında yarar vardır. Bütün davalar için uygulanan yetki kuralına genel yetki kuralı denilmekte olup, genel yetkili mahkeme, davalının ikametgahı mahkemesidir. Eş deyişle, her dava, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça açıldığı tarihte davalının ikametgahı sayılan yer mahkemesinde görülür. Bundan ayrı, bazı davalar için davalının ikametgahı mahkemesinin yanında, başka yer mahkemeleri de yetkili kılınmıştır. Bu istisnai nitelikteki yetki kurallarına özel yetki kuralları denilmektedir. İlke olarak, özel yetki genel yetkiyi kaldırmaz, onunla birlikte uygulanır. Ancak istisna olarak, bazı davaların mutlaka belli bir yer mahkemesinde açılması öngörülmüştür ki, bu halde kesin yetki söz konusudur. Kesin yetki halleri, genel yetkiye istisnadır....
Mahkemece, 6100 sayılı HMK'nın 17. maddesinde tacirler arasında yetki sözleşmesi düzenlenebileceğini, bu halde taraflar aksini kararlaştırmamış ise, düzenlenen yer mahkemesinin yetkisinin kesin yetki olduğunun hükme bağlandığı, taraflar arasındaki sözleşmeye göre, anlaşmazlık halinde ... mahkemelerinin yetkili olduğunun düzenlendiği, bu düzenleme ile kesin yetki sözleşmesinin yapıldığı gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine ve dosyanın kesin yetkili ... Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK' nın 17. maddesi hükmü uyarınca yapılan yetki sözleşmesindeki yetki kesin yetki olmayıp, yine aynı yasanın 19/2 maddesinin "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir......
Ancak mahkemece bozma ilamına uyulmuş, bozma ilamının gereği yerine getirilmeksizin, süresinde gerçekleşen yetki itirazının süresinde olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Bozma ilamında yetki itirazının ön sorun şeklinde incelenmesi gerektiği belirtilmesine rağmen davalının yetki itirazı mahkemece ön sorun şeklinde incelenmeden karara bağlanmıştır. O halde mahkemece yetki itirazının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 164. maddesinde gösterilen şekilde incelenmesi için taraflara yetki konusunda delillerini gösterme olanağı tanınarak, bildirdikleri takdirde delillerin toplanmasıyla birlikte tarafların dava tarihi itibarıyla ...... Adres Kayıt Sistemindeki yerleşim yeri adresleri de araştırılarak tüm deliller birlikte değerlendirilip gerçekleşecek sonucuna göre yetki itirazı hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde 15.03.2016 tarihli bozma ilamının gereği yerine getirilmeksizin eksik incelemeyle hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." hükmünü içermektedir. Yine, 116/1-a maddesinde "Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı"nı "ilk itiraz" olarak düzenlemektedir. 117/1. madde ise; "ilk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez." hükmünü içermektedir....
Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK'nın 17. maddesi uyarınca geçerlidir. Yalnızca tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilir. Bu yeni düzenleme, 01.10.2011 tarihinden sonra açılacak davalar bakımından uygulanmakla birlikte, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir. Mahkemece re'sen yetkisizlik kararı verilebilecek haller, dava şartı olan, kesin yetki halleridir. HMK'nın 18. maddesi kesin yetkinin olduğu hallerde tarafların yetki sözleşmesi yapamayacaklarını açıkca düzenlemiştir....
Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır." 4.6100 sayılı Kanun'un "Yetki sözleşmesinin geçerlilik şartları"" başlıklı 18 inci maddesinin birinci fıkrası şöyledir. " Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hâllerinde, yetki sözleşmesi yapılamaz." 5.6100 sayılı Kanun'un "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19 uncu maddesinin ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkrası şöyledir: "(2)Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." "(3)Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir." "(4)Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir." C....
nun 19. maddesi gereğince, munhasır yetki şartı davalı tarafça usulüne uygun şekilde ileri sürülmediği takdirde, sanki bir kesin yetki şartıymış gibi mahkemece re'sen dikkate alınamaz. Bu bakımdan yerel mahkemece davalı tarafından yetki şartı ileri sürülmediği halde münhasır yetki şartı kesin yetki şartı olarak değerlendirilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 17/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....