Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sendikasının da bu muafiyet kapsamında yer alan sendikalardan olduğunu, tanınan son muafiyetin ise 12.....2020 tarihinde bittiğini, mevzuat gereği yetki tespitine itirazın iki şekilde yapılabildiğini, olumlu ve olumsuz yetki tespitine itiraz şeklinde tesis edilen kararlara karşı ilgililerin süresi ve yöntemi içerisinde itiraz ederek dava açabildiğini, bu tür davalarda amacın yetkili sendikanın tespiti olduğunu, davacı tarafa ise yetki tespit başvurusuna istinaden yüzde bir barajını geçemediğinden başvurusunun işleme alınamayacağının bildirildiğini, davacının talebi olumsuz yetki tespitine itiraz şeklinde olduğundan davacının yetki tespitinde çoğunluğu sağlayıp sağlamadığı, hak kazanıp kazanmadığının incelenmesi gerektiğini ancak huzurdaki dosyada salt sendikanın yüzde bir barajı sağlama koşulu bakımından bir değerlendirme yapılarak müvekkili Bakanlığa yapması gereken işlem bakımından yönlendirme yapılacak şekilde hukuka aykırı hüküm kurulduğunu, davanın olumsuz yetki tespitine itiraz davası...

    Buna göre, yetki sözleşmesinin geçerli olması için taraflarının tacir ya da kamu tüzel kişisi olması gerekir. Davaya konu yetki şartının düzenlendiği bonoda, keşideci ve lehtar gerçek kişiler olup, tacir olduklarına dair herhangi bir iddia ve savunma ileri sürülmemiştir. Bu durumda, ortada geçerli bir yetki sözleşmesi bulunmadığı anlaşıldığından, ihtiyati hacze itiraz eden (borçlu) mümeyyiz ...’in geçerli yetki itirazı nedeniyle ihtiyati haciz kararına itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün ihtiyati hacze itiraz eden yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, .../.../2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      İtiraz dilekçesi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına veya ilgili Bölge Müdürlüğüne kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde onunu temsil edemeyen sendika yetki itirazında bulunamaz...” düzenlemesi yer almış olup , maddede yetkili mahkeme konusunda üç olasılık düzenlenmiştir. Maddeye göre yetki tespitinde itiraz, bir işyeri varsa işyerinin bağlı olduğu Bölge Müdürlüğünün bulunduğu yerdeki iş davalarına bakmakla görevli mahkemeye , toplu iş sözleşmesi birden fazla bölge müdürlüğünün yetki alanına giren işyerlerini kapsadığı hallerde ( Grup TİS ) ... iş mahkemesine ,İşletme toplu iş sözleşmesi söz konusu ise işletme merkezinin bulunduğu yerdeki iş mahkemesine yapılır. 2822 sayılı Yasanın 15. maddesinde özel yetki kuralına yer verilmiş olup , maddede gösterilen yetki belirlemesi, kamu düzeni ile ilgili olup kesin yetki saptamasıdır....

        Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve karar temyiz edildiği takdirde Yargıtay tarafından on beş gün içinde kesin olarak karara bağlanır. (4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır. (5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.” hükmü yeralmaktadır. Yasa maddesinde de açıkça düzenlediği üzere olumlu yetki tespitine itiraz ya da olumsuz yetki tespitine itiraz davalarında davanın işverene teşmili gereklidir. Hal böyle olunca mahkemenin davayı ......

          Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Asıl ve birleşen davada uyuşmazlık; 6356 sayılı Kanun'un 41 ... ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz ile yetki belgesinin iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 2709 sayılı ......

            Diğer taraftan ihtiyati hacze itiraz eden borçlu bonodaki yetki kaydının sonradan alacaklı tarafından doldurulduğunu, geçersiz olduğunu iddia etmiş olup, dosyaya ibraz edilen bono suretinden gerçekten bonodaki yetki kaydının sonradan doldurulduğu anlaşılmaktadır. Bu halde, yetki kaydının borçlunun muvafakati dahilinde yazıldığı hususunun alacaklı tarafından isbatı gerekmektedir. Bu konuda alacaklı tarafından yasal herhangi bir delil de sunulmamıştır. Bu nedenle de sonradan yazılan yetki kaydı nedeniyle ... Mahkemelerinin yetkili olduğunun kabulü mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle, borçlunun, yetki yönünden ihtiyati hacze itirazı kabul edilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile temyiz isteminin reddine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım....

              Ödeme emri tebliği üzerine borçlu sadece yetki itirazında bulunmuş ise,alacaklı İİK.nun 50/....maddesi uyarınca, bu itirazın kaldırılmasını ancak, ... hukuk mahkemesinden isteyebilir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmişse, alacaklı aynı Kanun'un 67/....maddesi uyarınca ... hukuk mahkemesine başvurabileceği gibi, dilerse genel mahkemeye itirazın iptali davası da açabilir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmişse, ... hukuk mahkemesi tarafından önce yetki itirazı incelenip karara bağlanacaktır. Borçlunun yetki itirazı ile birlikte borca itiraz etmesi ve alacaklının da genel mahkemede itirazın iptali davası açması halinde, genel mahkeme ... dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazı ... hukuk mahkemesi yerine geçerek çözümlemelidir. Zira, genel mahkemenin de yetki itirazını incelemeye yetkili olduğunun kabulü gerekir....

                Yetki sözleşmesi de ancak kesin yetki bulunmayan hallerde ve tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olmaları halinde geçerli olarak yapılabilir. Somut olayda taraflar tacir olup, dosyaya sunulan ......Sözleşmesine göre ... Mahkemelerinin yetkili olacağı kararlaştırıldığından sözleşmedeki yetki şartı geçerlidir. HMK'nın .... maddesi gereğince davanın sadece sözleşme ile belirlenen mahkemede açılacağına dair hüküm aksi de kararlaştırılabileceğinden münhasır yetki olup, kesin yetki niteliğinde değildir. Davalı tarafça da gerek icra dosyasında gerekse açılan itirazın iptâli davasında süresi içinde yetki itirazında bulunulmamıştır. Bu durumda ilk itiraz olarak mahkemenin yetkisiz olduğu ileri sürülmediği ve ilk itiraz süresinden sonra taraflar yetki hususunu tartışamayacakları ve kesin yetki de bulunmadığından mahkemece işin esasının incelenip, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamış, bozulması uygun bulunmuştur....

                  Diğer taraftan, yetki tespitinden önce itiraz konusu birimin işkoluna dair bir itiraz ve başkaca bir tespit talebi de söz konusu olmamıştır. 6356 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre “Yeni bir toplu iş sözleşmesi için yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliği tespiti bir sonraki dönem için geçerli olur. İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmaz.” Hükmün madde gerekçesinde de “...İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmayacaktır. Bu hüküm ile işkolu itirazlarının toplu sözleşme yapma sürecini gereksiz şekilde uzatması ve zaman zaman bu itirazların toplu sözleşme sürecini kilitlemek için kötüye kullanılması önlenmek istenmiştir.” hususları ifade edilmiştir....

                    Borçlu icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğine göre, mahkemece, borçlunun icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelenmelidir. (HGK 20.03.2002 tarih, 13/241-208 sayılı kararı) Zira; itirazın iptali davasının görülebilmesi için yetkili icra dairesinde geçerli bir takibin yapılmış olması şartına bağlıdır. Borçlu, icra dairesinin yetki itirazını ödeme emrine itiraz süresi içinde icra dairesine bildirmek zorundadır. İİK nın 50/2.maddesi gereğince yetki itirazı esas hakkındaki itiraz ile birlikte yapılmalıdır. Davalı (borçlu), süresi içerisinde ödeme emrine itiraz ederken, icra dairesinin yetkisine itirazını bildirmemiş ise; İcra dairesinin yetkisini kabul etmiş sayılır. Davacı (alacaklı)nın açtığı itirazın iptali davasında; davalının icra dairesinin yetkisiz olduğuna ilişkin itirazları kabul edilmez. Ancak, davalı borçlu daha sonra açılan itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz etme hakkı yine bulunmaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu