Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; davacılar vekilinin yetki tespitine ilişkin itirazlarının yetki tespitinin iptalini gerektirecek nitelikte olmadığını, 6356 ... Kanun uyarınca itiraz dilekçesinin görevli makama kayıt ettirilmesinin dava şartı olduğunu, davacıların görevli makama kayıt yaptırıldığına dair herhangi bir bilgi veya belgenin sunulmadığını, yetki tespiti başvuru tarihi olan 13.08.2018 tarihi itibarıyla işyerinde çalışan 74 işçinin 65'inin müvekkili Sendika üyesi olduğunu, itiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin sunulmadığını beyanla davanın reddini istemiştir. III....
İlk olarak davacı sendikanın, kendilerinin çalışanı olan 46 işçinin yetki tespitinde dikkate alınması gerektiğine dair itirazı değerlendirilmelidir. Dosya kapsamı ile sabit olduğu ve bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, itiraz konusu 46 işçi bakımından işe giriş bildirgelerinin yetki başvuru tarihinden sonra Sosyal Güvenlik Kurumuna verildiği anlaşıldığından bu işçilerin yetki tespitinde dikkate alınması mümkün değildir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden vekili,sözleşmedeki yetki hükümlerine hem de genel yetki kurallarına aykırı olarak, yetkisiz mahkemede ihtiyati haciz kararı verildiğini, müvekkilinin gerçek kişi kefil olduğunu, yetki sözleşmesinin kendisini bağlamadığını, müvekkili hakkında kat ihtarnamesi tanzim ve tebliğ edilmediğini,geçerli bir kefalet ilişkisinin kurulup kurulmadığının incelenmediğini, alacaklı banka tarafından İstanbul Arabuluculuk Bürosu'na başvurulduğunu, yetki itirazlarının kabul edilerek Ankara Arabuluculuk Bürosu'nun yetkili olduğuna karar verildiğini, alacaklı bankanın merkezinin İstanbul değil Ankara olduğunu, icra takibine konu kredinin Üsküdar Zeynep Kamil Şubesi'nce verildiğini İstanbul Anadolu Adliyelerinin yetki alanında olduğunu, müvekkili ile diğer dosya borçlularının da İstanbul'da ikamet etmediğini, ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
İcra Memurluğu'nun 2008/6735 sayılı dosyası ile yapılan icra takibine yetki ve esas yönünden itiraz edilmesi üzerine açılmıştır. Davalının yetki itirazını ilk itiraz olarak esasa cevap süresi içinde yapması gerekir. Gösterilen yetkili icra dairesi veya mahkemenin gerçekten yetkili olması icab eder. Yetki itirazında gösterilen yer yetkili değil ise yetki itirazı yapılmamış sayılır. Sözleşme konusu olayda işin ifa yeri Gebze, davalının ikametgahı ve sözleşme ile yetkili kılınan yer ise Ankara'dır. Bu haliyle icra takibi yetkili mahal memurluğunda yapılmamış ise de davalı yetki itirazında gerçekten de yetkili bulunan hem Gebze ve hem de Ankara icra dairelerinin yetkili olduğunu belirterek itiraz etmiş ancak kesin bir mahal göstermediğinden HUMK madde 23 uyarınca yetki itirazı geçersiz kalmıştır....
Tüketici Mahkemelerinin yetki alanı, ... Asliye Hukuk Mahkemelerinin yargı çevresi ile aynı olup, bu kapsamda hem tüketicinin yerleşim yeri, hem kararına itiraz olunan ... Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin, ... Tüketici Mahkemeleri yetki alanı/yargı çevresinde olmadığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... Tüketici Mahkemesi ise, 6502 sayılı Kanunun 70/3. maddesindeki yetki kuralının kesin yetki kuralı olduğu, bu yetki kuralı gereğince tüketici hakem heyeti kararlarına yönelik itirazların tüketici hakem heyetinin bulunduğu yer tüketici mahkemesine yapılması gerektiği, HSYK'nın 19/03/2014 tarih 129 sayılı kararı ile ... Tüketici Mahkemesinin yargı alanının ... Ağır Ceza Mahkemeleri ile aynı olduğunun belirlendiği, Küçükçekmecenin ......
Mahkemece, itiraz nedenlerinin İİK'nun 265. maddesinde sınırlı olarak sayılan ihtiyati hacze itiraz sebepleri içerisinde değerlendirilmesi mümkün olmadığından itirazın reddine karar verilmiş, kararı ihtiyati hacze itiraz eden vekili temyiz etmiştir. İcra ve İflâs Kanunu'nun 265’inci maddesinde sınırlı olarak sayılan ihtiyati hacze itiraz sebepleri arasında “yetki itirazı” yapılabileceği açıkça belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece yetki itirazı hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden ya da gerekçede yetki itirazına ilişkin bir değerlendirmede bulunulmadan itirazın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; "Mahkemenin usulune uygun yapılmayan bir yetki itirazını kesin yetki kuralı ile değerlendirerek hatalı bir karar verdiğini, oysaki HMK 17 maddesi gereği yetki sözleşmesi münhasır yetki niteliğinde olduğu, kesin yetki gibi değerlendirilemeyeceğini, mahkemenin bu hususu resen incelemesinin mümkün olmadığını, kesin yetki hallerinin HMK. 11/1 12/1, 14/2 ve 15/2 maddelerinde açıkça düzenlendiğini, tacirler arasında yetki sözleşmesini düzenleyen HMK 17. maddesinin kesin yetkinin var olmadığı hallerde uygulanabildiğini, yetki sözleşmesinin kesin değil münhasıran yetki kapsamında kaldığını, ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada davalının HMK 19/2'de belirtilen süreler dahilinde yetki itirazında bulunmadığını, mahkemenin yetki sözleşmesini kesin yetki kuralı sayarak hatalı karar verdiğini, ilgili icra dosyası incelendiğinde borçlunun yapmış olduğu usulüne uygun bir yetki itirazının olmadığını, borçlunun 'Borca,...
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca 17.05.2012 tarihinde bir adet senet nedeniyle 424.835,28 TL alacak için ihtiyati haciz kararı verildiği, ihtiyati hacze dayanak teşkil eden senette Ankara Mahkemelerinin yetkisinin kabul edildiği, tanzim yerinin ve borçluların adreslerinin Bursa olduğu, itirazın süresinde bulunduğu, HMK'nın 19/2. maddesinde yetkinin kesin olmadığı davalarda yetki itirazında bulunan tarafın yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirmesi gerektiği, aksi takdirde yetki itirazının dikkate alınmayacağı hususunun düzenlendiği, borçlu vekilinin süresinde yetki itirazında bulunmasına rağmen hangi mahkemenin yetkili olduğunu açıkça belirtmediği gerekçesiyle yetki itirazının reddine karar verilmiştir. Kararı, itiraz eden vekili temyiz etmiştir....
ve usulüne uygun itiraz bulunmaması nedeniyle Muş İcra Dairesinin yetkili hale geldiğini, mahkemece yetki itirazı hakkında tarafların delillerinin toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken tebligat tarihi ve yapılan itirazın süresinde yapılıp yapılmadığını denetlemesi gerekirken eksik incelemeyle karar verilmesinin hatalı olduğunu, takip konusu senette Muş Mahkemeleri yetkili olduğuna dair kayıt konulmasına rağmen yetki itirazının kabulünün hatalı olduğunu, kambiyo senetlerinde geçerli bir yetki sözleşmesi varlığı halinde aksine bir anlaşma bulunmadığı takdirde takibin belirlenen yerde yapılabileceğini, kambiyo senetlerinde kesin yetki kuralının bulunmadığını, borçluların adreslerinin Ankara olduğunun belirtilmesinin eksik araştırmanın göstergesinin olduğunu, davacı T2 yönünden itiraz edilmediğinden bu borçlu yönünden İcra Dairesinin yetkisinin kesinleştiğini diğer borçlu yönünden de Muş İcra Dairesinin yetkili hale geldiğini beyanla kararının kaldırılarak davanın reddine karar...
İcra Müdürlüğünün 2019/14764 E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine 25/11/2019 havale tarihli dilekçesi ile yetki yönünden ed itiraz edilmesi üzerine davalının yetki itirazı kabul edilerek, icra dosyasının davalının talebi / yetki itirazı doğrultusunda yetkili olarak belirlediği İstanbul Anadolu İcra Dairelerine gönderilerek burada İstanbul Anadolu 17. İcra Dairesi 2020/3780 esasını aldığını, akabinde davalı yan, kendisi tarafından yetkili olarak belirlenen İstanbul Anadolu 17. İcra Dairesi'nin 2020/3780 E. sayılı dosyasında sunduğu itiraz dilekçesinde borca itiraz etmiş olup icra dairesinin yetkisine itiraz etmediğini, davalı yanın İzmir 28. İcra Müdürlüğünün 2019/14764 E. sayılı dosyasına yaptığı yetki itiraz ile kendi belirlediği İstanbul Anadolu 17. İcra Dairesi'nin 2020/3780 E. sayılı icra dosyasından düzenlenen ödeme emrine yetki itirazında bulunmaksızın itiraz etmesi ve itirazın iptali istemiyle davalı aleyhine İstanbul Anadolu 4....