Anılan yetki kuralı kamu düzenine yönelik olup, kesin niteliktedir ve Mahkemece re’sen gözetilmelidir. (HGK. 21.3.2001 tarih, 2001/12-235) Yasada, koşulların oluşması halinde İİK’ nun 79 ve 360. maddeleri bu husustaki yetkiyle ilgili istisnalardır. Somut olayda; Geyve İcra Dairesince taşınmaz üzerine konulmuş bir haciz bulunmayıp, Sakarya 1. İcra Müdürlüğü’nce 2012/3056 esas sayılı icra takip dosyasından Geyve Tapu Sicil Müdürlüğü’ne doğrudan yazılan yazı ile şikayet konusu taşınmazın tapu kaydına 07.08.2012 tarihinde haciz uygulanmıştır. O halde anılan hacze karşı şikayeti inceleme yetkisi haciz yazısını doğrudan tapu sicil müdürlüğüne yazan icra dairesinin bağlı bulunduğu İcra Mahkemesine aittir. Bu durumda uyuşmazlığın Sakarya 3.İcra Hukuk Mahkemesi tarafından görülüp, çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Sakarya 3....
Somut olayda; kıymet takdirinin, Ankara Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğü'nce yapıldığı anlaşılmakla şikayeti inceleme yetkisi Ankara 13. İcra Hukuk Mahkemesi’ne aittir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanun’un 36/3. maddesi gereğince; Ankara 13. İcra Hukuk Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 09/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda; kıymet takdirinin, Ankara Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğünce yapıldığı anlaşılmakla şikayeti inceleme yetkisi Ankara 13. İcra Hukuk Mahkemesi’ne aittir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanun'un 36/3. maddesi gereğince; Ankara 13. İcra Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 09/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda; kıymet takdiri, İstanbul Anadolu Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğü'nce yapıldığı anlaşılmakla şikayeti inceleme yetkisi İstanbul Anadolu 2. İcra Hukuk Mahkemesi’ne aittir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanunu’nun 36/3. maddesi gereğince; İstanbul Anadolu 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 07/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Farklı bölge adliye mahkemelerinin yargı çevresinde kalan ilk derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarının giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 sayılı Kanun) 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemelerdir. 2. 2004 sayılı Kanun’un “Kıymet takdirine ilişkin şikayet” başlıklı 128/a maddesinin birinci fıkrası şöyledir: “Kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikâyette bulunabilirler.” C. Değerlendirme Dosya kapsamından, kıymet takdirinin Van 1. İcra Müdürlüğünce yapıldığı anlaşılmakla şikayeti inceleme yetkisi Van İcra Hukuk Mahkemesine aittir. III....
İcra Müdürlüğünce yapıldığı anlaşılmakla şikayeti inceleme yetkisi İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesine aittir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21. ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanun'un 36/3. maddesi gereğince; İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 26.09.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra İflas Kanunu'nun 128/a maddesindeki kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikâyette bulunabilirler hükmü dikkate alındığında; Somut olayda, kıymet takdiri talimat yoluyla Antalya Gayrimenkul Satış İcra Dairesince yapıldığı anlaşılmakla şikayeti inceleme yetkisi Antalya 3. İcra Hukuk Mahkemesi’ne aittir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanun'un 36/3. maddesi gereğince; Antalya 3. İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 07.11.2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi....
İcra Dairesi'nin takibine karşı şikayeti inceleme görevi yukarıda açıklanan yasa hükmü gereğince ... İcra Mahkemesi'ne aittir. Anılan yetki kuralı kamu düzenine yönelik olup, kesin niteliktedir. Mahkemece resen gözetilmelidir. (HGK. 21.3.2001 tarih, 2001/12-235) Bu durumda Mahkemece yetkisizlik kararı ile dosyanın ... İcra Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmesi yerine, işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Kararın bu nedenle bozulması gerekirken Dairemizce sehven onandığı anlaşılmakla, şikayetçi vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. SONUÇ: Şikayetçi vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 02.10.2012 tarih ve 2012/ 8067 esas, 8466 karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece; şikayetin ve yetki itirazının süre yönünden reddine karar verilmiş hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir. Sair temyiz itiraz yerinde değil ise de; İİK'nun 149/1. maddesi, "İcra müdürü ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcunu ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir." hükmünü içermektedir. Borçlu vekilinin takip dayanağı ipoteğin, limit ipoteği olup ilam niteliği taşımadığı ve bu nedenle de ilamlı takip yapılamayacağı ve icra emri gönderilemeyeceği yönündeki başvurusu; ilama aykırılık şikayeti niteliğindedir. İlamlı icra takibinde, ilama aykırılık kamu düzenine ilişkin olduğundan, anılan başvuru İİK'nun 16/2. maddesine göre süresiz olarak ileri sürülebilir. (HGK'nun 21.06.2000 tarih, 2000/12-1002 sayılı kararı). Bu nedenle Mahkemece, şikayetin süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir....
Tipi Cezaevinde infaz koruma memuru olarak görev yapan sanığın, yetki ve görevi olmamasına rağmen cezaevinde hükümlü olan katılanın talebi üzerine alyansını alıp cezaevi dışında nakte çevirdiği halde bedelini katılana vermediği, katılanın şikayeti üzerine 130 TL'yi soruşturma aşamasında katılan adına cezaevi emanet hesabına yatırdığı olayda; görevi kötüye kullanma suçunun düzenlendiği TCK'nın 257. maddesi genel, tali ve tamamlayıcı bir hüküm olup kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında görevin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olunması ya da kişilere haksız bir menfaat sağlanması ile oluşacağı nazara alındığında, sanığın eyleminin zilyetliği kendisine devredilen mal üzerinde kendisinin yararına olarak zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunma öğesinin gerçekleştiği bu surette TCK'nın 155/1. maddesinde düzenlenen güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule...