Davalının yetki itirazı hadise şeklinde incelenmeksizin davalı tarafın katılmadığı 19.02.2015 tarihli duruşmada reddedilmiş, yetki itirazının reddine ilişkin ara karar da davalı tarafa usulüne uygun tebliğ edilmemiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu kesin olmayan yetki itirazının bir ilk itiraz (HMK m. 116/1-a) olduğunu, ilk itirazların bir ön sorun gibi incelenmesi ve karara bağlanması gerektiğini (HMK m. 117/3) öngörmüştür. Ön sorunun incelenme yöntemi, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 164. maddesinde gösterilmiştir. Davalının yetki itirazı ise mahkemece hadise şeklinde incelenmeden karara bağlanmıştır....
Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. " hükmü mevcuttur. Somut olayda ise davacı borçlu icra mahkmesinde yetki itirazında bulunurken takibe konu çekin keşide yerinin Bucak olmasından dolayı Bucak İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, ayrıca davacı borçlunun adrsinin Antalya olduğundan dolayı da Antalya İcra Dairelerinin yetkili olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuş ancak; birden fazla olarak belirttiği yetkili icra dairelerinin hangisini seçtiğini belirtmemiştir. Davacı borçlu yetki itirazında HMK'nın 19/2 maddesinde yazılı "birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir" hükmünü yerine getirmemiştir. Bu nedenle davacı borçlunun yetki itirazının geçersiz olması nedeni ile yetki itirazının reddi gerekir iken mahkemece kabulü şeklinde yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir....
Ayrıca, HMK'nın 19. maddesine göre, yetkinin kesin olmadığı hallerde yetki itirazı cevap dilekçesinde ileri sürülmelidir; davalı, süresi içinde ve usûlüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir. Somut olayda; davacının, davalı ile aralarında düzenledikleri abonman sözleşmesinden dolayı 12/08/2015 tarihinde .... Tüketici Mahkemesinde dava açtığı anlaşılmaktadır. ... Genel Kurulunun 19/03/2014 tarih ve 129 sayılı kararı ile .... Tüketici Mahkemelerinin yargı alanı .... Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi ile aynı olarak belirlenmiştir. Buna göre; ..., ..., ...., ..., ..., ..., .., ..., ..., ..., ... ve ... ilçelerinin ... Tüketici Mahkemelerinin yetki alanında bulunduğu anlaşılmaktadır. Dosya kapsamından, tarafların İstanbul mahkemeleri yetki alanında bulunduğu, ancak olayda kesin yetki kuralı olmadığı ve davalının yetki itirazında bulunmadığı anlaşıldığından, uyuşmazlığın davanın ilk açıldığı .... 3....
./..." olduğu ve davalının yetki itirazında bulunduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... 6. İcra Mahkemesi tarafından ise; yetki kuralının kamu düzenine ilişkin olmadığından icra mahkemesinin yetkisizliğini kendiliğinden gözetemeyeceği, davalı tarafından ileri sürülen yetki ilk itirazının da usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Somut olayda uyuşmazlık, istihkak iddiasına ilişkindir. Basit yargılama usulüne göre yürütülen taşınır mala ilişkin istihkak davalarında yasaca kesin yetki kuralı öngörülmediğinden yetki itirazının ancak cevap dilekçesinde (HMK'nın 19/2) ileri sürülmesi gerekir. Kesin yetki kuralının bulunmadığı durumlarda, hâkim doğrudan yetkisizlik kararı veremez. Eldeki dava HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra açılmıştır. HMK'da mahcuz mala ilişkin istihkak davaları ile ilgili usûl ve esaslar belirlenmemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesince (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) ise yetkinin kesin olmadığı gibi davalının cevap süresi içinde yetki itirazında bulunmadığı, süresinde yapılmayan yetki itirazına dayanılarak verilen yetkisizlik kararının usûlüne uygun olmadığından bahisle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)'nın 19/2. maddesinde "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda, davacının, davalı bankadan kullandığı ticari krediden bankaca yapılan dosya masrafı adı altındaki kesintinin iadesine karar verilmesini talep ettiği, davalının herhangi bir yetki itirazında bulunmadığı gibi kararın tensiben verildiği anlaşılmaktadır....
Bütün davalar için uygulanan yetki kuralına genel yetki kuralı denilmekte olup, genel yetkili mahkeme, davalının ikametgahı mahkemesidir. Eş deyişle, her dava, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça açıldığı tarihte davalının ikametgahı sayılan yer mahkemesinde görülür (HMK.md.6/1). Bundan ayrı, bazı davalar için davalının ikametgahı mahkemesinin yanında, başka yer mahkemeleri de yetkili kılınmıştır. Bu istisnai nitelikteki yetki kurallarına özel yetki kuralları denilmektedir. İlke olarak, özel yetki genel yetkiyi kaldırmaz, onunla birlikte uygulanır. Ancak istisna olarak, bazı davaların mutlaka belli bir yer mahkemesinde açılması öngörülmüştür ki, bu halde kesin yetki söz konusudur. Kesin yetki halleri, genel yetkiye istisna olup, kesin yetki halleri kanunda açıkça düzenlenmiştir. Bunun dışında, bir dava için özel yetki kuralının bulunması halinde, davacının genel yetki ile özel yetki arasında bir seçim hakkı vardır....
L2, N1, N2" yetki belgesine sahip firmaların K1 yetki belgesi kapsamında da faaliyette bulunmalarının mümkün olduğu ifadelerine yer verildiği, bu durumda, Karayolu Taşıma Yönetmeliği'ne göre taşımacılık işi ile iştigal eden ve "C2, L1, L2, N1, N2" türü yetki belgesine sahip firmaların K1 yetki belgesi kapsamında da faaliyette bulunmalarının mümkün olduğu, bu kapsamda ihale dokümanında sadece K1 türü yetki belgesi istenilmesinin K1 türü yetki belgesi kapsamında da faaliyet gösterebilen "C2, L1, L2, N1, N2" yetki belgesi sahibi firmaların başvuru yapmasına engel oluşturmadığı, ihale dokümanının ihaleye katılımı daraltıcı nitelik taşımadığı, aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı kadın usulünce yetki ilk itirazında bulunmuş, mahkemece tarafların yetki itirazına yönelik delilleri sorulup toplanmadan yetki itirazının reddine karar verilerek işin esasına girilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu kesin olmayan yetki itirazının bir ilk itiraz (HMK m. 116/1-a) olduğunu, ilk itirazların bir ön sorun gibi incelenmesi ve karara bağlanması gerektiğini (HMK m. 117/3) öngörmüştür. Ön sorunun incelenme yöntemi Hukuk Muhakemeleri Kanununun 164. maddesinde gösterilmiştir. Davalının yetki itirazı ise mahkemece ön sorun şeklinde incelenmeden karara bağlanmıştır....
Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda borçlu ortağın alacaklısı icra mahkemesinden İcra ve İflas Kanunu'nun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra mahkemesinden yetki belgesi alınması zorunludur. İcra mahkemesinden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip davacı tarafa icra mahkemesinden yetki belgesi almak üzere süre verilmelidir....
Bu nedenle, mahkemece yetki itirazının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 164. maddesinde gösterilen şekilde incelenmesi için taraflara yetki konusunda delillerini gösterme olanağı tanınıp, gösterildiği takdirde toplanarak: gerçekleşecek sonucuna göre yetki itirazı hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davalının yetki itirazı hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 23.10.2017 (Pzt.)...