Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, ödeme emrinin 10/01/2016 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 10/01/2016 tarihinde takibe konu bonodaki imzaya ve borca itiraz ettiği, borçlu asilin ise 20/01/2016 tarihinde ıslah dilekçesi vererek yetki itirazında bulunduğu, bu durumda İİK'nun 168/5. maddesi gereğince, yetki itirazının yasal 5 günlük sürede yapılmadığı görülmektedir. O halde, mahkemece, borçlunun yetki itirazının süre aşımından reddi ile süresi içinde yapılan borca itirazlarının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca re'sen (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz İİK. nun 170. maddesinde düzenlenmiş olup, icra mahkemesince bu maddeye göre imzanın borçluya ait olup olmadığı yukarıda açıklandığı şekildeki yöntemle incelenerek, sonucuna göre imzaya itirazın reddine ya da kabulüne karar verilir. Önemli olan imzanın borçluya aidiyeti hususu olup, senet üzerindeki yazıların borçlunun eli ürünü olmasının, imzaya itiraz açısından hiçbir önemi yoktur. Bir diğer anlatımla icra mahkemesinde değerlendirilecek olan husus yalnızca imza olup, senet üzerinde yer alan yazıların aidiyeti ancak genel mahkemede tartışma konusu yapılabilir....

    Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz İİK. nun 170. maddesinde düzenlenmiş olup, icra mahkemesince bu maddeye göre imzanın borçluya ait olup olmadığı yukarıda açıklandığı şekildeki yöntemle incelenerek, sonucuna göre imzaya itirazın reddine ya da kabulüne karar verilir. Önemli olan imzanın borçluya aidiyeti hususu olup, senet üzerindeki yazıların borçlunun eli ürünü olmasının, imzaya itiraz açısından hiçbir önemi yoktur. Bir diğer anlatımla icra mahkemesinde değerlendirilecek olan husus yalnızca imza olup, senet üzerinde yer alan yazıların aidiyeti ancak genel mahkemede tartışma konusu yapılabilir....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/03/2019 NUMARASI : 2018/940 ESAS - 2019/281 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Yetkiye, İmzaya ve Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı davada İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından müvekkilleri aleyhine kambiyo takibi yapıldığını, takipte Ankara İcra Müdürlüğü yetkili olmayıp Çorum İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, ayrıca çekler üzerindeki imzaların müvekkillerine ait olmadığını belirterek yetkiye, imzaya ve borca itiraz etmiş, yetki itirazının kabulü ile dosyanın yetkili yer olan Çorum İcra Dairesine gönderilmesine, yargılama yapılarak her iki müvekkili yönünden takibin iptali ile %20'den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir....

    DELİLLER: Aksaray İcra Dairesi'nin 2021/6150 Esas sayılı dosyası, İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Gönderilen muhtıraya rağmen süresi içerisinde usulüne uygun vekaletname veya yetki belgesi sunulmadığından, HMK 76, 118 ve 119 maddeleri gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından, dava açılırken yetki belgesi sunulduğu ancak sehven yanlış yetki belgesinin sunulmuş olduğu, tensip zaptında bundan bahsedilmiş olsaydı yetki belgesinin ibraz edileceği, celse talikine neden olmadan eksikliğin giderildiği belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur....

    İhtiyati haciz isteyen vekili; İtiraz eden vekilinin beyanlarını kabul etmediklerini, İİK'nın 265. maddesinde itiraz sebeplerinin tek tek sayıldığını, borçlunun imzaya itirazı hususunun bu maddede sayılmadığını savunarak itirazın reddini istemiştir....

      No: 2 Muratpaşa /Antalya olduğunu, genel yetki kuralı gereği Antalya İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, icra dosyasının dayanağı olan çekin keşide yeri ve muhatap banka şubesinin de Manisa Adliyesi yargı yetkisinde olmadığını, ayrıca kambiyo senetlerine bağlı alacakların aranacak borçlardan olduğundan alacaklının yerleşim yeri adresinin de yetkili olmadığını, yine takibe konu çekte bulunan imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, müvekkilinin talimat ile imza yazı örneklerinin alınması ve çekte bulunan imza üzerinde inceleme yapılması halinde imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığının ortaya çıkacağını, tüm bu nedenlerle imzaya itiraz ettiklerini, açıklanan nedenlerle öncelikle yetki itirazlarının kabulü ile icra dosyasının yetkili Antalya İcra Müdürlüğüne gönderilmesine, ayrıca imzaya itirazlarının kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      İtiraz ise İ.İ.K.'nın 265. Maddesinde düzenlenmiş olup; Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder.Borçlu vekili tarafından imzaya ve yetkiye itiraz edilmiş, mahkemece yetki itirazının reddine, itiraz edenin ihtiyati tedbirin verilme sebeplerine yönelik itirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Somut olayda, imzaya itiraz eden keşideci ...'...

        İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/09/2020 NUMARASI : 2018/921 ESAS - 2020/457 KARAR DAVA KONUSU : Yetkiye ve İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı borçlu şirket yetkilisi dava dilekçesinde özetle; takibe konu çekteki imzanın şirket yetkilisi olarak kendisine ait olmadığını belirterek yetkiye ve imzaya itiraz etmiştir....

        Oysa borçlu yargılama sırasında 17/05/2016 havale tarihli ek beyanını içerir dilekçesinde, yetki itirazında bulunmuş ve mahkemece bu husus değerlendirilerek yetkisizlik kararı verildiği görülmüştür. Bu durumda mahkemece yetki itirazının yasal süresi içerisinde ileri sürülmemesi bakımından reddine karar verilerek imzaya ve borca itirazların esasının incelenmesi gerekirken yetki itirazının kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          UYAP Entegrasyonu