Buna göre davacıya TK21/2'ye göre tebliğ edilen ihbarname kapıya yapıştırıldığı belli olmadığından yapılan tebligat usulsüzdür. Mahkememizce usulsüz tebligat durumu gözetilmiş, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile borçlunun tebligata muttali olduğunu bildirdiği tarihin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken sehven icra emrinin iptaline" şeklinde karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre, davacılar aleyhine 06/07/2018 düzenleme tarihli 1 adet bonodan dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, davacıların usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte yetki itirazında bulundukları, ayrıca takibe konu senedin teminat senedi olduğu iddiası ile borca itiraz ettikleri, takibin iptalini talep ettikleri, mahkeme tarafından ödeme emrinin davacılara usulsüz tebliğ edildiği, davanın süresinde açıldığı kabul edilerek yetki itirazının kabulüne karar verildiği, mahkemece verilen 22/06/2020 tarihli asıl kararda yetki itirazının kabulüne karar verildikten sonra yetkili İcra Müdürlüğünün Akçaabat İcra Müdürlüğü olduğunun tespitine karar verildiği, aynı tarihli ek karar da ise yetki itirazının kabulüne, yetkili İcra Müdürlüğünün İnegöl/Bursa İcra Müdürlüğü olduğunun tespitine karar verildiği, davalı tarafın yetki itirazının kabulü kararı yerinde olmadığından bahisle istinaf yoluna başvurduğu, her ne kadar ilk derece...
İcra Müdürlüğünün 2019/265 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, yapılan yetki itirazının alacaklı tarafından kabulü ve gönderme talebi üzerine takip dosyasının Anadolu İcra Müdürlüklerine gönderildiğini, ardından aynı alacağa ilişkin Foça İcra Müdürlüğünün 2019/167 ve Menemen İcra Müdürlüğünün 2019/343 Esas sayılı dosyaları ile de takipler yapıldığını, ayrıca Menemen İcra Müdürlüğünün 2019/343 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takipte ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, takipten 29/07/2019 tarihinde haberdar olunduğunu beyanla, öncelikle Menemen İcra Müdürlüğünün 2019/343 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin iptaline, bu talepleri kabul edilmediği takdirde usulsüz tebligat nedeniyle ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 29/07/2019 tarihi olarak kabulüne karar verilmesini istemiştir. YANIT :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, İzmir 16....
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlu icra mahkemesine başvurusunda, diğer itirazlarının yanında ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu da ileri sürdüğü halde, mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı, olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmediği görülmektedir. O halde mahkemece; öncelikle tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin incelenerek tebligatın usulsüz olduğu sonucuna varılması halinde, tebligat tarihinin TK.'...
Usulsüz tebligat şikayetinin 7 günlük yasal süresinde yapılıp yapılmadığı kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alındığında, borçlunun usulsüz tebligat şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonradır (Yargıtay 12. HD'nin 31.05.2021 tarihli, 2021/1917 E, 2021/5694 K. sayılı içtihadı). Yukarıda açıklanan nedenlerle, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelerle, istinaf edilen ilk derece mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- İzmir 8....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Usulsüz tebligata itiraz K A R A R İnceleme konusu karar usulsüz tebligat şikayeti olup, belirgin biçimde Dairemizin inceleme alanı dışında kalmakta ve niteliği bakımından Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 18.02.2012 tarih 28208 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (12.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 25.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İstinafa konu kararın kambiyo senetlerine özgü takipte usulsüz tebligat şikayeti, yetkiye imzaya ve borca itiraza dair olduğu, davacı vekilinin takibin durdurulmasını talep ettiği, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği, hüküm kısmında sehven İİK'nun 170/a maddesi gereğince iptaline yazılmış ise de kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturmamak için hüküm kısmında düzeltilme yapılmadığı belirtilmiş, yine dava yetkiye itiraz olarak da açılmış olup yargılama sürecinde davacı tarafın yetki itirazından feragat ettiği ancak feragat ile ilgili bir hüküm kurulmadığı görülmüş olup her iki hususun da HMK'nun 353/1- b-2 maddesi gereğince dairemizce yapılan istinaf incelemesi sırasında düzeltilebileceği görülmüştür....
Tebligat usulsüzlüğü iddiası ise İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet olmakla ıttıla tarihinden itibaren aynı sürede icra mahkemesine bildirilmesi gerekmektedir. Öte yandan HMK'nun 297/2. maddesi uyarınca taleplerin herbiri hakkında hüküm kurulması zorunludur. Somut olayda; örnek 13 nolu ödeme emrinin şikayetçi borçluya 30.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun tebligattan 09.05.2015 günü haberdar olduğunu beyan ederek yasal yedi günlük sürede tebligat usulsüzlüğü şikayetini ileri sürdüğüne göre mahkemece söz konusu şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karara bağlanması yetki itirazının ise icra müdürlüğüne yapılması gerektiği dikkate alınarak İİK'nun 62. maddesi uyarınca reddi gerekir iken tebligat usulsüzlüğü şikayeti hakkında gerekli inceleme yapılmaksızın bir karar verilmemiş olması ve yetki itirazının kabulü isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/241 Esas ve 2020/88 Karar sayılı kararı ile usulsüz tebligat işleminin tespit edilmiş olduğu, icra dairesince buna rağmen talebin reddine karar verildiği, yaptıkları şikayetin istinaf incelemesi sonucunda usulsüz tebligat yönünden kesinleştiği, ıttıla tarihi ve usülsüz tebligat şikayetinin kesinleşmekle şikayete konu hacizlerin tebliğinden önce işlenmiş olduğu ve usulsüz olarak konulmuş hacizlerin kaldırılmasının gerektiği, yetki itirazının kabulü kararı ile yetkisiz icra müdürlüğünde yapılan tüm işlemlerin usulsüz ve geçersiz olduğu, takip kesinleşmeden konulan hacizler nedeniyle borçlunun maaşından kesinti yapılan miktarların icra dosyasına iadesinin istenmesi gerektiği ileri sürülerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmiştir....
Davacı dava dilekçesinde usulsüz tebliğ şikayetinin yanında yetkiye ve borca itiraz ettiği halde, Mahkemece HMK'nın 297/2.maddesine aykırı olarak davacının usulsüz tebliğe yönelik şikayeti değerlendirilmeden, süresinde ileri sürülüp sürülmediği dikkate alınmadan doğrudan yetki itirazının kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Kaldı ki Mahkemece 28.04.2021 tarihli tensip zaptının 15 nolu ara kararında '' Senete keşide yeri İstanbul olduğundan yetki itirazının reddine'' dair karar tesis edildiği, bu ara karardan dönülmeden nihai kararda yetkisizlik kararı verilmesi de kendi içerisinde çelişki yaratmaktadır....