Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Değerlendirme İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının mürafaalı olarak yapılmasına HUMK'nın 438. ve İİK'nin 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oy birliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi: Herhangi bir belgedeki imza ve yazının, atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak; grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması; bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya...

    Bu nedenle, mahkemece davacının bu yöndeki borca itirazının da reddine karar verilmesi isabetlidir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının yetki ve borca itirazının reddine yönelik verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan davacının istinaf kanun yolu başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

    BORCA İTİRAZ 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 169 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 366 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki "borca itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kilis İcra HukukMahkemesi'nce davanın kısmen kabul ve kısmen reddine dair verilen 23.02.2010 gün ve 2/9 E., K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi üzerine, Yargıtay 12....

      BORCA İTİRAZ 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 169 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki "borca itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kilis İcra Hukuk Mahkemesi'nce davanın kısmen kabul ve kısmen reddine dair verilen 23.02.2010 gün ve 3/10 E., K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12....

        BORCA İTİRAZ 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 169 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki "borca itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kilis İcra Hukuk Mahkemesi'nce davanın kısmen kabul ve kısmen reddine dair verilen 23.02.2010 gün ve 4/11 E., K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12....

          Borçlunun imzaya itiraz dışındaki diğer nedenlerden dolayı ödeme emrine itirazı borca itiraz niteliğindedir. İİK’nın 168. maddesinin 5. fıkrası ile aynı Kanun’un 169. maddesi gereğince kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borçlu, borca itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirerek icra mahkemesinden itirazının kabul edilmesine karar verilmesini isteyebilir. Borcun mevcut olmadığı, ödendiği, ertelendiği, zamanaşımına uğradığı, takas, faiz oranına itiraz, yetki itirazı gibi itirazlar borca itiraz niteliğindedir (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, s. 783). İİK’nın 169/a maddesinin 5. fıkrası uyarınca itirazın kabulü kararı ile takip durur. 13. Bu aşamada belirtmek gerekir ki takibe dayanak bononun borçlusunun tüzel kişi olması hâlinde, yetki belgesinde tüzel kişiyi temsile yetkili şahısların bonoyu imzalamış olmasına ve usulünce kaşe basılmış olmasına dikkat edilmelidir....

            İcra Müdürlüğünün 2020/25238 Esas sayılı dosyası ile yürütülen takibe yetki yönünden itiraz ettiklerini, müvekkilin alacaklı görünen tarafa herhangi bir borcu olmadığını, takibe konu çekler üzerindeki imzaların da müvekkiline ait olmadığını, imzaya, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini belirterek, yetkiye, borca ve imzaya itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, ilamsız icra takiplerinde genel yetki kurallarına göre yetkili icra dairesi genel olarak borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesi olduğunu, ancak dava konusu icra takibinde iki tane borçlu olduğunu, borçlulardan Silver House İnş. .... A.Ş'nin ito kayıtlarındaki adresinin İstanbul ili Arnavutköy ilçesi olduğunu, bu adresin de İstanbul Adalet Sarayı yargı çevresinde bulunması sebebiyle taraflarınca başlatılan icra takibinin yetkili icra müdürlüğünde başlatıldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

            İcra Müdürlüğünün 2020/25238 Esas sayılı dosyası ile yürütülen takibe yetki yönünden itiraz ettiklerini, müvekkilin alacaklı görünen tarafa herhangi bir borcu olmadığını, takibe konu çekler üzerindeki imzaların da müvekkiline ait olmadığını, imzaya, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini belirterek, yetkiye, borca ve imzaya itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, ilamsız icra takiplerinde genel yetki kurallarına göre yetkili icra dairesi genel olarak borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesi olduğunu, ancak dava konusu icra takibinde iki tane borçlu olduğunu, borçlulardan Silver House İnş. .... A.Ş'nin ito kayıtlarındaki adresinin İstanbul ili Arnavutköy ilçesi olduğunu, bu adresin de İstanbul Adalet Sarayı yargı çevresinde bulunması sebebiyle taraflarınca başlatılan icra takibinin yetkili icra müdürlüğünde başlatıldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

            Davacı Havvagül tarafından borca itiraza yönelik incelemede ise, dava konusu dayanak bono incelendiğinde, bono üzerinde 2 adet imza olduğu şirket ve şirket temsilcisinin (aynı kişinin) elinden çıkmış iki imzanın bulunması halinde ve imzalayanın şirket temsilcisi olması durumunda, imzalardan şirket kaşesi üzerine atılanın şirket adına, diğer imzanın da imza sahibinin şahsı adına atılmış olduğunun kabulü zorunludur. Zira senetteki borçtan sorumlu olmak için keşidecinin tek imzası yeterli olup birden fazla imza atılmasına gerek bulunmamaktadır....

            Davacı ödeme belgesi sunmamış, senedin teminat senedi olduğu iddialarını da ispatlayamadığından davanın reddine ve takip durdurulmadığından davalının tazminat talebinin reddine dair karar verilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Borçluların icra mahkemesine başvurusu yetkiye ve İİK 169. maddesi uyarınca, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK 169/a maddesi kapsamında incelenmesi gerekmektedir. Yetkiye itiraz yönünden yapılan incelemede; senetteki keşide yerinin Antalya olduğu, takibe konu senedin keşide yeri itibariyle yetkili icra dairesinde takibe konulduğu anlaşılmakla, davacının yetki itirazına yönelik istinaf istemi yerinde görülmemiştir. Borca itiraz yönelik olarak; İİK 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir....

            UYAP Entegrasyonu