İcra Dairesinin... esas sayılı icra takibine itiraz edilmesi sonrasında takibin durduğunu, her ne kadar dava şartı arabuluculuk kurumuna başvurulmuşsa da anlaşma sağlanamaması sebebi ile mahkemeye başvurmak gerektiğini, davalı tarafından müvekkil şirkete ödemede bulunulmaması üzerine mahkeme huzurunda iş bu itirazın iptali davasını açma zarureti hasıl olduğunu, davalının itirazının soyut ve haksız olduğunu herhangi bir gerekçeye dayalı olmadığını, müvekkil şirketin alacağının her türlü ticari kayıt ve belge, itiraz edilmeyen fatura ve irsaliyeler ile sabit olduğunu, davalının vadesinde yapması gereken ödemeyi yapmadığını, likit alacağın tahsilini geciktirmek için takibe haksız olarak itiraz ettiğini, davalının takibe haksız bir biçimde itiraz ettiğini, alacağın da muayyen ve likit olduğundan davalı hakkında %20'den az olmayacak şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
İcra takiplerinde yetki hususu, 2004 sayılı İİK’nın 50. maddesi yollaması ile usul Kanunu hükümlerine göre yapılmaktadır. İİK’nın 50. maddesi; "(Değişik: 3/7/1940-3890/1 md.) Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir. Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur. İki icra mahkemesi arasında yetki noktasından ihtilaf çıkarsa Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 25 inci maddesi hükmü tatbik olunur." düzenlemesini içermektedir. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelindiğinde, itirazın iptaline konu ... Müdürlüğü'nün ......
Davalı borçlu icra dairesine yapmış olduğu itirazında yetkiye, takip konusu alacak ve tüm ferilerine itiraz etmiş olup, yetki itirazı yanında borca da itiraz ettiği anlaşılmıştır. Mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığını incelemesi gerekir. Yetkili icra dairesinde takibin yapılması dava şartıdır. Ancak yetki konusunda mahkemece takibi başlatan ve alacağını temlik eden şirketin idare merkezinin Konya olup olmadığı ve Konya ise İİK'nun 50. maddesi yollamasıyla HMK'nun 10. maddesi ve TBK'nun 89/1 maddeleri gereğince Konya icra dairesinin de yetkili olabileceği HMK'nun 17/1 maddesi şubenin bulunduğu yer icra dairesi için ek bir yetki vermekte ise de bunun şirket merkezinin bulunduğu yer icra dairesinin yetkisini ortadan kaldırmayacağı hususları üzerinde durulmaması doğru görülmemiş ve eksik incelemeye dayalı kararın bozulması gerekmiştir....
İstinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; davalının davacılar aleyhine bonolara dayanarak kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlattığı, süresinde açılan davada davacıların yetkiye ve borca itiraz ettikleri, Mahkemece yetki itirazının reddine karar verildiği, ancak davacılar tarafından yetki itirazının reddine ilişkin mahkeme kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmadığı, bu nedenle Mahkemenin yetki itirazının reddine ilişkin kararının istinaf incelemesi dışında tutulduğu, davacıların, takip tarihi itibariyle muaccel hale gelmeyen bonolar yönünden borca itiraz ettikleri, ancak davalının icra dosyasına sunduğu ve davacılar tarafından imzasına itiraz edilmeyen "Taahhütname" başlıklı belgede takibe konu bonolar hakkında açıkça muacceliyet şartı getirildiği, bu nedenle davacıların muacceliyete ilişkin borca itirazlarının reddi gerektiği, takibe konu bonoların finansal kiralama sözleşmesi kapsamında düzenlendiklerinin tarafların kabulünde...
Akdî ilişkinin varlığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık varsa, bu durumda alacaklının kendi yerleşim yeri mahkemesinde açtığı itirazın iptali davası yetki itirazı ile karşılaşabilir. Borçlu, takibe itirazında sadece alacağın varlığını ve bu ilişki nedeniyle takip konusu meblağ kadar alacaklı olduğunu kanıtlamalıdır. Somut olayda; borçlu, borca ve yetkiye itiraz etmiştir. Bu durumda, akdî ilişkinin çekişmesiz olduğu kabul edilemeyeceğinden, TBK'nın 89/1. (eski 73.) maddesi uygulanmaz. Davalının dava tarihindeki ikametgâhı ".../..."dır. Davalı yetki itirazında yetkili mahkemeyi bildirmemiştir. Bu durumda; uyuşmazlığın, ... Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 22/11/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Mahkemece; "...davalı-borçlunun icra dairesinin yetkisine itiraz etmediği, ancak itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz ettiği, takibe ve davaya konu Adana 8. İcra Müdürlüğünün 2011/7170 esas sayılı dosyası içerinde bulunan tarihsiz orta gerilim elektrik enerjisi satış sözleşmesi incelendiğinde işyeri aboneliği için sözleşme yapıldığı, her iki tarafın tacir olduğu, sözleşmenin 10. maddesinde de anlaşmazlıkların giderilmesinde Osmaniye Mahkemelerinin yetkili kılındığı, 6100 sayılı HMK.nun 19/1 maddesi kapsamında sözleşmeyle yetkili kıldıkları Osmaniye mahkemeleri yanında kanunen yetkili olan genel ve özel yetkili mahkemelerin de yetkisinin devam edeceğinin düzenlenmediği, böylelikle taraflarca yetkili kılınan Osmaniye mahkemelerinin kesin yetkili olduğu..." gerekçe gösterilerek, davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. ./.....
Bu açıklamalar göstermektedir ki, itirazın iptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir. Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;davacının, davalı şirket aleyhinde İzmir ......
başlatıldığını, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takibe konu çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, bu nedenle takip alacaklısına müvekkilin borcu olmadığını beyanla yetki itirazlarının kabulü ile İstanbul 11.İcra Müdürlüğünün yetkisizliğine, yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan takibin iptaline, takibe konu alacak için İskenderun İcra Müdürlükleri’nin yetkili olduğunun tespitine, yetki itirazlarının reddi halinde, takibe konu olan çekteki imzanın müvekkiline ait olmaması sebebiyle, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla girişilen takibin durdurulmasına ve iptaline, kötü niyetli alacaklının takip konusu alacağının yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir....
Madde gereği Ankara'da yapılan tebligatın pandemi nedeniyle Ankara'da bulunmamaları sebebiyle ulaşmadığını ve gecikmiş itiraz ve yetki itirazlarının reddedildiğini, takibin devamına karar verildiğini, yetki itirazları konusunda karar tesis edilmemesinin yasaya açıkça aykırı olduğunu, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte yetkili icra dairesinin gayrimenkulün İstanbul / Pendik'de olması sebebiyle İstanbul İcra Müdürlüklerinden Pendik İcra Müdürlüğünün görevli ve yetkili olduğunu, yetki konusunun resen gözetilmesi gereken bir durum olduğunu, HMK....
İstinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; mahkemece öncelikle, borçlu aleyhine takip tarihi itibariyle, takip yapabilme hukuki koşulunun bulunup bulunmadığı tespit edilerek, bu koşulun varlığı halinde, takibe konu borca ilişkin olarak ileri sürülen itiraz ve şikayetlerin incelenmesi gerektiğinden, mahkemece öncelikle davacı aleyhine takip yapma yasağı getiren Ticaret Mahkemesinin geçici mühlet kararı verilmesine dair kararı gereğince inceleme yapılarak geçici mühlet içinde davacı hakkında takip başlatılamayacağı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Zira, konkordato sürecinin sonucuna göre daha sonra yeniden takip başlatılması halinde, borçluya gönderilecek ödeme emri ile borçlunun borca itiraz ve şikayet hakkı doğacağından, davacı borçlunun, takibe konu senedin protesto edilmediğine yönelik iddiasının bu aşamada incelenmesine gerekte bulunmamaktadır....