CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takip talebinde borcun sebebi olarak bononun gösterildiğini, icra dairesine kambiyo senedine dayalı takip başlatılacağının taraflarınca söylendiğini, davacının açmış olduğu davanın borca ve imaya itiraz davası olduğunu, bu davada ödeme emrinin usulsüzlüğünü ileri süremeyeceğini, takip talebinin İİK 58'e ve ödeme emrinin İİK 60'a uygun olmadığı hususundaki iddianın şikayet niteliğinde olduğunu, davacının yasal süresi içinde şikayet yoluna başvurmadığını, davacının yasal süresi içinde takibe itiraz etmediğini, İbrahim Küçürkköse'nin T1 ticari temsilcisi olduğunu ve kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi de verildiğini, TBK.'...
İİK'nun 168/4- 5. maddesi gereğince kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde imzaya ve borca itirazın (beş) günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilir. Bu durumda borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işlemi usulüne uygun olduğuna göre ödeme emrinin tebliğ edildiği 18/12/2020 tarihinden sonra borçlunun 30/12/2020 tarihinde icra mahkemesine yaptığı itiraz yasal beş günlük süreden sonradır. O halde mahkemece, tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayet reddedilerek, asıl dosyada takibe, yetkiye imzaya ve borca itiraz ve şikayetlerinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Karaman İcra Müdürlüğünün 2021/6192 Esas sayılı takip dosyasından gönderilen ödeme emrini müvekkilinin 18/11/2021 tarihinde tebliğ aldığını, yasal süresi içinde imzaya itiraz ettiklerini müvekkilinin yerleşim yerinin Antalya olduğunu, bu nedenle yetki itirazlarının olduğunu, takibe konu senedin davacı tarafından düzenlenmediğini, senet üzerindeki imzaların müvekkiline ait olmadığını, bu nedenle yetkiye borca ve imzaya itiraz ettiklerini, öncelikle yetki itirazlarının kabulüne, imzaya ve borca itirazlarının kabulüne, icra takibinin iptaline, %20'den aşağı olmamak üzere tazminata ve %10 para cezasına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ederek öncelikle yetki itirazının kabulü ile dosyanın yetkili İstanbul İcra Müdürlüklerine gönderilmesine ayrıca imzaya ve borca itirazlarının kabulü ile takibin iptaline karar verilmesini istemiştir....
Dairemizin kaldırma kararından sonra mahkemece yapılan yargılama neticesinde; takibe konu konu bononun incelenmesinde; 15/03/2018 tanzim ve 11/06/2019 vade tarihli olduğu, düzenleme yerinin İstanbul olarak yazılı olduğu, ihtilaf halinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu, lehtarın davalı/alacaklı olduğu, keşidecisinin davacı/borçlu olduğu, öncelikle yetki itirazı yönünden yapılan değerlendirmede; bonoda tanzim yeri olarak "istanbul" yazılı olduğu görülmekle yerinde olmayan yetki itirazının reddi gerektiği, davacı borçlu tarafın imzaya itirazı incelendiğinde, bu yönde davacıya ait kurumlardan toplanan samimi imza örnekleri ve davacının huzurda atılmış imza ve yazı örnekleri ile birlikte, imzanın davacının el ürünü olup olmadığının tesbit ve değerlendirilmesinin yapılması için dosya kül halinde bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından hazırlanan raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu davacının imzaya ilişkin itirazının yerinde olmadığı, yetki ve imza itirazı dışında davacı tarafın...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İncelenen tüm dosya kapsamına göre; alacaklı tarafından davacı aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun, yasal süresi içinde icra müdürlüğünün yetkisine ve imzaya itiraz ederek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, tensiple yetki itirazının reddine ve yargılama sonunda imza itirazının reddine karar verildiği görülmektedir. Takip dayanağı olan bonoda keşide yerinin İstanbul olması nedeni ile icra müdürlüğü yetkili olduğundan. yetki itirazı yerinde olmamakla yetki itirazının reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz İİK.nun 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir....
yetki itirazının kabulüne, dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesine, usulsüz tebligatın iptaline, borca, fer'ilerine ve imzaya itirazlarının kabulü ile takibin iptaline ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece; Davacı T1 yönünden; yetki itirazının kabulü ile; Kayseri İcra Dairelerinin Yetkisizliğinine, Yetkili İcra Dairesinin Niğde İcra Daireleri olduğuna, yasal sürede talep halinde icra dosyasının icra müdürlüğünce yetkili Niğde Nöbetçi İcra Müdürlüğüne gönderilmesine, davacının ileri sürmüş olduğu diğer itirazların yetkili ve görevli mahkemece değerlendirilmesine, davacı T2 yönünden, davacının imzaya itiraz davasının reddine, davacının borca itiraz davasının reddine, davacının yetki itirazının reddine, şeklinde karar verildiği görülmüştür....
tebliğ işlemi Tebligat Kanunun'nun 21/1 ve 23/7 maddeleri ile tebligat yönetmeliğinin 30 ve 35.maddeleri hükümlerine uygun olarak yapılmadığından usulsüz olduğunu, yapılan bu usulsüz tebligatlar nedeniyle takipten haberdar olmadıklarını, itiraz süresini kaçırdıklarını, haksız veyersiz olarak haciz işlemi uygulandığını ve zarara uğradıklarını, T1 hakkında 09/07/2019 tarihinde fiili haciz işlemi için adresine gelindiğinde ancak o zaman icra takibinden ve takibe konu senetlerden haberdar olduklarını, bu sebeplerle 11/06/2019 ve 13/06/2019 olarak kabul edilen ödeme emri tebliğ tarihlerinin öğrenme tarihi olan 09/07/2019 olarak düzeltilmesini talep etmiş devamla; takip konusu senetteki imzaya ve borca faize ve ferilerine itiraz ettiklerini, icra takibine konu senetlerle hiçbir ilgilerinin olmadığını beyanla, tüm itirazlarının kabulü ile takibin iptalini davalının kötüniyetli takip nedeniyle takip konusu alacağın %20 si oranında tazminata ve %10 oranında para cezasına mahkumiyetine karar verilmesini...
Davacı vekilinin icra dosyasına yaptığı borca itiraz dilekçesi incelendiğinde, sadece yetki itirazında bulunduğunu belirttiği ancak yetkili icra dairesini bildirmediği görülmüştür. Bu bağlamda davacı/borçlu yanca yapılan yetki itirazı geçersizdir. Ancak, buna karşın davalı/alacaklı yetki itirazını kabul etmiş ve dosyanın davacının şirket merkezinin bulunduğu, Bağcılar İlçesinin bağlı olduğu İstanbul Adliyesine gönderilmesini istemiştir. İcra Müdürlüğünün yetki itirazının geçerli olup olmadığını denetleme ve yetki itirazını geçersiz sayma gibi bir görev ve yetkisi bulunmadığı açıktır. Bu ancak alacaklı yanca açılacak itirazın kaldırılması davasında incelenebilecek ve Mahkemece karar verilecek bir durum olup, alacaklının geçersiz bir yetki itirazına karşın dosyanın başka bir icra dairesine gönderilmesini istemesi durumuna, bu borçlunun dosyanın gönderildiği icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz etme hakkı verecektir....