İcra Müdürlüğü'nün 2017/7189 E sayılı dosyası ile icra takibine başladığını, ancak icra dosyasına yapmı olduğu yetkiye, borca ve takibe itiraz sebebi ile takibin durduğunu, davalı borçlu aleyhine ödenmeyen toplam alacağın 5.580,38 TL olduğunu, toplam alacağın takip tarihinden itibaren %28,08 temerrüt faiz oranı üzerinden işleyecek temerrüt faizi ile tahsilinin talep edildiğini, bu miktar üzerinde takibe geçildiğini, öncelikle borçlunun yasaya ve usule uygun olmayan yetki itirazının reddi gerektiğini, davalı borçlunun borca ve takibe yapmış olduğu itirazlarının da hukuki mesnetten yoksun ve tamamen kötü niyetli ve takibin sürüncemede bırakılmasına sebebiyet vermek kasdıyla yapılmış itirazlar olduğunu belirterek, davalı borçlunun yasaya ve usule uygun olmayan yetki itirazının reddi ile takibin açıldığı yer icra müdürlüğünün yetkili olduğuna, haksız ve de yasal dayanaktan yoksun bulunan borca ve takibi de yapılan tüm itirazlarının iptali ile takibin devamına, kötü niyetli olarak itirazda...
İcra Müdürlüğü'nün 2011/11094 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borca haksız itirazı nedeniyle itirazın iptali ile inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; müvekkilinin ...'da ikamet ettiğini, davanın ...'da açılması gerektiğini belirterek, yetki itirazında bulunmuş, ayrıca görevli olan davacının eksik KDV tahakkuk ettirmesinin kendi kusurundan kaynaklandığını, davanın zaman aşımına uğradığını, davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, davalının yerleşim yeri ..., işlemin gerçekleştiği yer Boğazlıyan olmakla, davalının süresindeki yetki itirazının kabulü ile dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı tarafından, ... 6....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, yanlar arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklanan yüklenici alacağının tahsili için Bingöl İcra Müdürlüğü'nün 2009/3640 sayılı dosyasıyla girişilen icra takibine yöneltilen itrazın iptâli, takibin devamı ve %40 icra-inkâr tazminatının davalıdan tahsili istemiyle açılmış, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı Birlik, kendisine gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine, icra dairesinin yetkili olmadığını, Tekirdağ İcra Dairesi'nde takip yapılması gerektiğini belirterek yetki ve borca itiraz etmiştir. Mahkemece yetki itirazı reddedilerek dava kabul edilmiştir....
Yetki itirazı üzerine alacaklı, borçlunun yetki itirazını kabul eder ise takip dosyasının borçlunun yetkili olarak bildirdiği icra dairesine gönderilmesini ister. Dosyayı alan yetkili icra dairesi borçluya yeni bir ödeme emri gönderir. Borçlu bu yeni ödeme emrine karşı esasa yönelik itiraz edebilir. Borçlu sadece yetki itirazında bulunmuş olup da alacaklı yetki itirazını kabul etmez ise icra mahkemesinden itirazın kendisine tebliğinden itibaren 6 ay içinde itirazın kaldırılmasını talep edebilir, genel mahkemelerde itirazın iptali davası açamaz, borçlu yetki itirazı ile birlikte borca veya imzaya itiraz etmiş ise icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını veya mahkemede dava açarak itirazın iptalini isteyebilir. Alacaklı, borçlunun yetki itirazını benimser ise, borçlunun yetkili icra müdürlüğü olarak gösterdiği icra dairesine gönderilmesini talep etmesi ve o yer icra müdürlüğünden yeniden ödeme emri çıkarılması gerekmektedir....
O halde bu husus İİK' nun 67. maddesi uyarınca bir dava şartıdır ve dava şartları da mahkemece re'sen gözetilmek zorundadır. İlamsız icra takibinde takip borçlusunun yetkiye ve borca birlikte itirazı nedeniyle takibin durması ve takip alacaklısının takibin devamını sağlamak üzere İcra İflas Kanununun 68 ve 69’uncu maddelerine göre icra hukuk mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemek yerine, aynı Kanunun 67’nci maddesi gereğince mahkemeye başvurarak itirazın iptalini istemesi durumunda, mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı icra hukuk mahkemesinin yerine geçerek İcra İflas Kanunu 50’nci maddesi hükmü çevresinde inceleyerek sonuçlandırması gerekmektedir. İİK 50/2’nci maddesinde, "Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur." hükmü yer almaktadır....
Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibinde birden fazla takip borçlusu bulunması halinde, her borçlunun yetkiye ve borca itirazları ayrı ayrı incelenir. Bir borçlunun yetki itirazının kabulü ve itiraz eden borçlu yönüyle yetkili icra müdürlüğünün tespiti, diğer borçlular yönüyle de yetkili icra müdürlüğünün tespit edildiği anlamına gelmez. Belirtilen nedenlerle, bir borçlunun yetki itirazı hakkında hüküm tesisi, diğer borçluların yetkiye ve borca ilişkin itirazlarının incelenmesine engel değildir. O halde mahkemece, borçlunun yetki itirazının incelenerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. (3) Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir. (4) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir." şeklinde olup, Somut olayda, takibe dayanak bono olduğuna göre bononun düzenleme yeri (somut olayda Of) ve borçlunun ikametinin bulunduğu yer (somut olayda Ortahisar/Trabzon) icra daireleri yetkilidir. Ancak yukarıda anılan yasa hükmü uyarınca borçlu yetki itirazında seçtiği yeri ayrıca ve açıkça göstermesi gerekmektedir. Aksi halde yetki itirazının dikkate alınması mümkün değildir....
Öyle ki, kamu düzenine ilişkin olmayan yetki hallerinde yetki itirazı, ilk itiraz olarak ileri sürülebilmektedir. Bazı durumlarda ise davanın belli yer mahkemelerinde açılmasında, kamu düzeninin gerçekleşmesi açısından yarar vardır. Bu durumlar, kesin yetki kuralları ve kesin olmayan kamu düzenine ilişkin yetki kurallarının uygulama alanı bulduğu hallerdir. Kamu düzenine ilişkin yetki kurallarından kesin yetki kurallarının sözkonusu olduğu hallerde dava yalnız kesin yetkili mahkemede açılabileceği gibi, kesin yetki itirazı her zaman ileri sürülebilir ve mahkemece de, yetkisizlik re'sen dikkate alınabilir. Nitekim, 6100 sayılı HMK Md. 19/2 de:" Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." denilerek yetki itirazının geçerlilik şartları belirlenmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 7 numaralı ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; yetki itirazı ile beraber borca itiraz ettiği, mahkemece, yetki itirazının kabulü ile ... ... İcra Dairesi'nin yetkili olduğuna karar verildiği anlaşılmaktadır. Genel haciz yolu ile başlatılan bir takipte, her türlü itirazın İİK'nun 62. maddesi uyarınca icra dairesine bildirilmesi zorunludur....
Takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığı ileri sürülmüş ise de, İİK'nın 50/1 maddesi atfıyla uygulanacak olan HMK'nın 19/2 maddesi uyarınca yetki itirazında bulunan tarafın yetkili mahkemeyi bildirmemesi halinde yetki itirazı dikkate alınmayacağından ve davacı tarafça yetkili icra dairesi bildirilmediğinden, mahkemece yetki itirazının reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun olup, buna ilişkin istinaf başvurusu yerinde değildir. HMK'nın 297/2 maddesine göre, hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında hüküm kurulması gerektiği açıkça düzenlemiş olup, bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan resen gözetilmelidir....