Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/06/2020 NUMARASI : 2020/42 ESAS, 2020/340 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz|Yetki İtirazı|Takibin Taliki Veya İptali|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü....

sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun, haksız ve kötüniyetli olarak takibe, takip konusu borca ve yetkiye itiraz ettiğini, davacı müvekkili ile davalı- borçlunun, ticari ilişkisi içerisinde bir süre ticaret yaptıklarını, ancak davalı borçlunun borcunu ödemediğini, faturalara konu alacak sebebi ile müvekkilinin davalı tarafa sağlamış olduğu ardiye ücreti ile navlun bedeli olduğunu, yapılacak inceleme neticesinde davalı borçlunun haksız ve kötü niyetle itiraz ettiğinin de sabit olacağını, davalı–borçlunun, icra takibine yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline, takibin devamına, icra takibine haksız ve kötüniyetli olarak itiraz eden davalı- borçlunun, takip konusu alacağın % 20’ sinden aşağı olmamak üzere, icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı - borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Madde 68 ve devamındaki maddelerde bahsedilen belgelerden biri olmadığını yerel mahkemenin dosyada yetki itirazı yönünden inceleme yaptığı ve bu incelemeye bağlı olarak yetki itirazını kaldırmış olmasının gerekçesini açıkladığını, ancak borca itiraz konusunda ve davacı tarafın borca itirazın kaldırılması yönündeki talebine karşı incelemesinden bahsetmediğini, kararda alacaklı ile borçlu arasında İİKm.68 anlamında bir belge olup olmadığının incelenmediğini, gerekçeli karar hakkının adil yargılanma hakkının temel unsurlarından biri olduğunu ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur....

    İcra Müdürlüğü’nün 2015/402 Esas sayılı dosyasından çıkarılan örnek 7 ödeme emrinin 22/01/2015 günü tebliğ edildiği, borçlunun 04/02/2015 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunduğu, icra müdürlüğünce itirazın süresinde yapılmadığı gerekçesiyle reddedildiği görülmektedir. Alacaklı tarafça başlatılan ilamsız takipte borçlu yetki itirazında bulunmuş, dosya yetkili icra dairesine gönderilmiştir. Yetkili icra dairesinden borçluya gönderilen ödeme emri borçluya yeniden itiraz hakkı verir. Borçlunun yetkisiz icra dairesinde yaptığı borca itiraz, yetkili icra dairesinde başlatılan takip yönünden hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağından, mahkemenin, ... İcra Müdürlüğü'ne yapılan 04/08/2014 tarihli itirazdan bahisle, bu tarihten itibaren yetkili icra dairesinde başlatılan takibin durdurulmasına ilişkin kararı isabetsizdir....

      Ayrıca borçlu vasisi yetkiye ve borca itiraz etmiş olup yetkiye itirazda taraflar gelmese bile davaya devam edilerek karar verilmesi gerekir. O halde mahkemece borçlu vasisine duruşma günü tebliğ edilerek tarafların duruşmaya katılması halinde borca itiraz hususunda, yetki itirazı konusunda taraflar gelmese dahi olumlu-olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlu vasisinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Maddesi uyarınca geçerli olan yetki şartı nedeniyle İlk Derece Mahkemesince verilen ve istinafa konu edilmeyen bu hususta usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, ödeme iddialarına yönelik İİK.nun 169/a-1. Maddesinde tanımlanan resmi veya imzası ikrar edilmiş belge sunamadıklarından davacı şirketin borca itirazın reddine karar verilmesinde de usul ve yasaya aykırılığın bulunmadığı anlaşılmakla borçlu şirket yönünden istinaf istemi yerinde görülmemiştir....

        Davalı, haciz yoluyla ilamsız icra takibinde icra dairesinin yetkisine ve borca, açılan itirazın iptali davasında ise mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz üzerinde durularak bir karar verilmesi gerekirken yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          ALÇI VE DOLGU MAD. BOYA KİMYA SAN. VE TİC....

            İcra Müdürlüğü olduğunu belirterek yetki itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiş ve ödeme emrinin usulsüzlüğü şikayeti ile imzaya itiraz ederek takibin durdurulması ile kötü niyet tazminatı talep etmiş ve borca da itiraz etmekle takibin iptalini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde; davacı borçlu tarafın iddialarına karşı çıkarak davanın reddini savunmuştur. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; takibe dayanak yapılan bonolarda, TTK.nun 776/1-f maddesinde zorunlu kılınan tanzim yeri bulunmamakla, aynı kanunun 777/son maddesine uygun bir biçimde bonolarda tanzim edenin ad ve soy adının yanında yazılı idari birim olarak .../... gösterildiği, davacının adresinin .../... olduğu itirazın usule uygun şekilde bildirildiği gerekçesiyle, yetki itirazının kabulüne, davacı borçlu açısından Ankara İcra Müdürlüklerinin yetkisizliğine, İstanbul ......

              Borca itiraz üzerine duran icra takibine itirazın iptali istemi ile iş bu dava da, HUMK.’ndaki genel yetki kuralları uyarınca davalıların ikametgahı olan Osmaniye Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmıştır. İİK.’nun 67.maddesine dayanan ve İcra Dairesi’nin yetkisine itiraz olmayan itirazın iptali davasının, takibi yapan İcra Dairesi’nin yetki çevresinde açılacağını gösteren bir usul hükmü de yoktur. Bu durumda mahkemece, işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 16.11.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu