Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

No:81/12 Bağcılar/İstanbul adresinde ikamet ettiğini, takibin başlatılmış olduğu icra dairesinin yetikisine itiraz ettiklerini ayrıca yetkiye itiraz ile birlikte imzaya, borca, faize ve tüm fer'ilerine itiraz ettiklerini belirterek itirazlarının kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının dilekçesinin yetkiye itiraz, imzaya itiraz ve borca itiraz olarak düzenlendiğini, dilekçe incelendiğinde sadece yetki itirazında bulunduğunun açık olduğunu, dava konusunu taleple bağlılık ilkesi gereği yetki itirazı şikayetinin dışına çıkmadan değerlendirilmesi gerektiğini, senette ihtilaf halinde Kayseri İcra Dairelerinin ve mahkemelerinin yetkili kılındığını, davanın adresinin neresi olduğunun hiç öneminin olmadığını, bu nedenle davanın reddine, %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir....

Bu davada da iddiasını haksız fiilden doğan para alacağı olması nedeniyle HUMK'nun 21 ve BK.nun 73.maddesi gereğince davacının ikametgahının bulunduğu Ankara İcra Dairelerinin yetkili olduğu noktasına dayandırmıştır. Davalı borçlu ise; genel hükümlere göre borçlunun ikametgahı İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle hem İcra Müdürlüğünün hem de davanın açıldığı bu mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu savunmuş, böylece icra dairesinin yanında mahkemenin yetkisine de itiraz etmiştir. Mahkemece; icra takibinde davalının hem borca hem de yetkiye itiraz ettiği halde, davada yetkiye itirazın iptali yönünde istemde bulunulmadığı böylece yetki itirazının benimsendiği dolayısı ile geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir. İlamsız takipte borçlunun yetkiye ve borca birlikte itirazı nedeniyle takibin durması karşısında Yasa; bunu kabul etmeyen alacaklıya takibin devamını sağlamak için iki yol tanımıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliye İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira alacağının tahsili ve kiralananın tahliyesi amacıyla yapılan takipte borca ve yetkiye vaki itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine itirazının yerinde olduğundan bahisle, yetkiye yönelik itirazın kaldırılması talebinin reddine, borca itiraz yönünden bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. İcra dairelerinin yetkisine ilişkin düzenleme İİK'nun 50. maddesinde düzenlenmiş olup, İİK'nun 50/1 maddesinde “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte yetki ve borca itiraz niteliğindedir. Sakarya 4. İcra Müdürlüğünün 2020/9548 esas sayılı dosyasının tetkikinden; Alacaklı T3 borçlular T1 ve T2 aleyhine, 30.000,00 TL miktarlı 25/10/2018 vade tarihli ve 90.000,00 TL miktarlı 25/10/2018 vade tarihli iki adet bonoya dayalı olarak toplam 164.959,73 TL'nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davacı borçlulara 21/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davanın yasal süresi içerisinde 28/12/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK'nın, 297/c maddesinde kararın, ''Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri'' içermesi gerektiği belirtilmiştir....

      Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemece verilen kararın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalı tarafından başlatılan icra takibinde kefil olarak bulunan müvekkilinin takibe ilişkin borca itiraz ettiğini, müvekkilinin alacaklıya böyle bir borcunun olmadığını, takibin haksız ve kötüniyetli olduğunu, asıl senet borçlusunun İsa Gündoğan'ın söz konusu borcu ödediğini ve sadece 4.000,00 TL gibi bir miktarın kaldığını, alacaklı görünen tarafından borcun ödendiğine dair ikrarını içeren imzalı beyanın olduğunu, beyanla alakalı evrak ve çek resminin mahkemeye sunulduğunu, icra takibinde haksız ve fahiş bir faiz hesaplamasının bulunduğunu, bu nedenle borca, faize ve fer'ilerine açıkça itiraz ettiklerini, takibe konu senette belirtilen yerin Çiftlik olduğunu ve yetkili icra dairesinin Çiftlik İcra Daireleri olduğunu, ancak takibin Niğde de açıldığını, senedin düzenleme şekli bakımından yanlış ve eksiklikler olduğundan kambiyo senedi vasfını yitirdiğini, senette yer alan...

      - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin faturalardan kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, Mersin İcra Daireleri ve Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığını, müvekkiline mal teslim edilmediğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalının akdi ilişkiyi inkar ettiği, bu durumda yetki itirazının genel kurallara göre çözümlenmesi gerektiği, davalının ikametgahı mahkemelerinin yetkili olduğu, davacının yetkisiz yerde dava açtığı ve icra takibinde ileri sürülen yetki itirazının yerinde olduğu gerekçeleriyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı borçlu tarafından hem icra dairesinin yetkisine, hem de borca itiraz edilmiştir....

        . - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin faturaya dayalı alacağının tahsili amacıyla başlattığı icra takibinin, davalının borca ve İcra Müdürlüğü'nün yetkisine itiraz etmesiyle durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve davalı hakkında %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, süresinden sonra sunduğu dilekçe ile davanın reddini istemiştir....

          Yetkinin kamu düzenine ilişkin olduğu ve kesin yetki hallerinde, yetki itirazı ilk itirazlardan olmayıp taraflar (davalılar) her zaman yetki itirazında bulunabileceği gibi mahkemede kendiliğinden (re'sen) nazara almak zorundadır. Somut olayda, davacı ... Kadıköy 1. İcra Müdürlüğünün 2008/11807 Esas sayılı takip dosyası ile davalı aleyhinde icra takibinde bulunmuştur. Davalı ... vekili icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiş, sadece borca itiraz etmiştir. Borca itiraz üzerine duran icra takibine itirazın iptali istemi ile davalının merkezininde bulunduğu Şişli 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde iş bu dava açılmış davalı vekili yine mahkemenin yetkisine itirazda bulunmaksızın esas hakkındaki itirazlarını bildirmiştir....

            İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; "Mahkemenin usulune uygun yapılmayan bir yetki itirazını kesin yetki kuralı ile değerlendirerek hatalı bir karar verdiğini, oysaki HMK 17 maddesi gereği yetki sözleşmesi münhasır yetki niteliğinde olduğu, kesin yetki gibi değerlendirilemeyeceğini, mahkemenin bu hususu resen incelemesinin mümkün olmadığını, kesin yetki hallerinin HMK. 11/1 12/1, 14/2 ve 15/2 maddelerinde açıkça düzenlendiğini, tacirler arasında yetki sözleşmesini düzenleyen HMK 17. maddesinin kesin yetkinin var olmadığı hallerde uygulanabildiğini, yetki sözleşmesinin kesin değil münhasıran yetki kapsamında kaldığını, ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada davalının HMK 19/2'de belirtilen süreler dahilinde yetki itirazında bulunmadığını, mahkemenin yetki sözleşmesini kesin yetki kuralı sayarak hatalı karar verdiğini, ilgili icra dosyası incelendiğinde borçlunun yapmış olduğu usulüne uygun bir yetki itirazının olmadığını, borçlunun 'Borca,...

            İcra Müdürlüğü'nün ...esas sayılı takip dosyası kapsamında takip başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, borçlu şirketin tüm taşınmazları ve taşınır malları üzerindeki hacizlerin meblağ ve sayısı ve geçen süreler göze alındığında borçlu şirketin borcunu ödemeyeceğinin aşikar olduğunu, borca batık olduğunun sabit olduğunu, takip şeklinin İİK md. 43 kapsamında iflas yolu ile takibe çevirerek borçlu tarafa Örnek 11 Ödeme emri gönderildiğini ve borçlu şirket vekilinin ilgili dosyada yetkiye, borca ve fer'ilerine tümü ile itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, ilama dayalı alacaklarda alacaklının genel yetki kuralı ile bağlı olmadığını, borçlunun yetkiye itirazının geçerli olmadığını, takibe konu borcun ödenmediğini, takibe itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek borçlunun haksız itirazının kaldırılmasına, haksız itiraz sebebi ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, alacağın doğum tarihinden itibaren işlemiş tüm fer'ileri birlikte borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmesine...

              UYAP Entegrasyonu