Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi’nin gerekçesinde, borçlular tarafından sunulan yenileme dilekçesinde duruşma günü tebligatının usulsüz olduğuna yönelik bir iddia bulunmadığından süresi içerisinde yapılmayan usulsüz tebligat iddiasının istinaf aşamasında dinlenemeyeceği belirtilmiş ise de; İİK’nın 16. maddesinin, icra ve iflas dairelerinin işlemleri hakkında olduğu nazara alındığında, mahkemece yapılan tebligat işleminin usulsüz olduğuna yönelik iddia yönünden uygulama alanı olmadığının kabulü gerekir. O halde; borçluların duruşma günü tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin iddialarının gerekirse zabıta araştırması yapılarak değerlendirilmesi ve iddianın doğru olması halinde usulüne uygun duruşma günü tebliğ edilerek yargılama yapılması maksadıyla kararın bozulması gerekmiştir. Öte yandan; borçluların 25.12.2018 tarihli icra mahkemesine başvuru dilekçesinde, borca ve imzaya itirazın yanısıra yetki itirazı ve bir kısım şikayet nedenlerinin de bulunduğu görülmektedir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin faturalardan kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, Mersin İcra Daireleri ve Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığını, müvekkiline mal teslim edilmediğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalının akdi ilişkiyi inkar ettiği, bu durumda yetki itirazının genel kurallara göre çözümlenmesi gerektiği, davalının ikametgahı mahkemelerinin yetkili olduğu, davacının yetkisiz yerde dava açtığı ve icra takibinde ileri sürülen yetki itirazının yerinde olduğu gerekçeleriyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı borçlu tarafından hem icra dairesinin yetkisine, hem de borca itiraz edilmiştir....
ŞİKAYET Şikayetçi icra mahkemesine başvurusunda; adi ortaklık hakkında takip başlatıldığını, adi ortaklığın tüzelkişiliği dolayısıyla taraf ehliyeti olmadığını, takibin husumet yönünden reddi ve ödeme emrinin iptali gerektiğini, borca, yetkiye ve ferilerine itiraz ettiklerini, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu, borca ve ferilene yapılan itirazın süresinde olduğunun kabul edilerek takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ettiklerini belirterek takibin husumet ve yetki yönünden reddine, usulsüz tebligat nedeniyle icra takibinin ve ödeme emrinin iptaline, borca itirazların kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı cevap dilekçesinde; adi ortaklığın yaptığı ticari faaliyetler sonucu doğan hak ve borçlarının ortaklığa ait olacağını, icra müdürlüğüne süresi içerisinde yapılmayan borca ve yetkiye itirazların icra dairesi yerine icra mahkemesinde ileri sürülmesinin sonuç doğurmayacağını belirterek şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin faturaya dayalı alacağının tahsili amacıyla başlattığı icra takibinin, davalının borca ve İcra Müdürlüğü'nün yetkisine itiraz etmesiyle durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve davalı hakkında %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, süresinden sonra sunduğu dilekçe ile davanın reddini istemiştir....
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; "Mahkemenin usulune uygun yapılmayan bir yetki itirazını kesin yetki kuralı ile değerlendirerek hatalı bir karar verdiğini, oysaki HMK 17 maddesi gereği yetki sözleşmesi münhasır yetki niteliğinde olduğu, kesin yetki gibi değerlendirilemeyeceğini, mahkemenin bu hususu resen incelemesinin mümkün olmadığını, kesin yetki hallerinin HMK. 11/1 12/1, 14/2 ve 15/2 maddelerinde açıkça düzenlendiğini, tacirler arasında yetki sözleşmesini düzenleyen HMK 17. maddesinin kesin yetkinin var olmadığı hallerde uygulanabildiğini, yetki sözleşmesinin kesin değil münhasıran yetki kapsamında kaldığını, ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada davalının HMK 19/2'de belirtilen süreler dahilinde yetki itirazında bulunmadığını, mahkemenin yetki sözleşmesini kesin yetki kuralı sayarak hatalı karar verdiğini, ilgili icra dosyası incelendiğinde borçlunun yapmış olduğu usulüne uygun bir yetki itirazının olmadığını, borçlunun 'Borca,...
Yetkinin kamu düzenine ilişkin olduğu ve kesin yetki hallerinde, yetki itirazı ilk itirazlardan olmayıp taraflar (davalılar) her zaman yetki itirazında bulunabileceği gibi mahkemede kendiliğinden (re'sen) nazara almak zorundadır. Somut olayda, davacı ... Kadıköy 1. İcra Müdürlüğünün 2008/11807 Esas sayılı takip dosyası ile davalı aleyhinde icra takibinde bulunmuştur. Davalı ... vekili icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiş, sadece borca itiraz etmiştir. Borca itiraz üzerine duran icra takibine itirazın iptali istemi ile davalının merkezininde bulunduğu Şişli 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde iş bu dava açılmış davalı vekili yine mahkemenin yetkisine itirazda bulunmaksızın esas hakkındaki itirazlarını bildirmiştir....
İcra Dairesinin 2021/6178 esas sayılı takip dosyasında 20.09.2021 onay tarihli tensip zaptı ile, "borçlunun UETS adresi var iken fiziki olarak yapılan tebligatın usulsüzlüğü nedeniyle borçlu vekilinin itirazının kabulüne, takip kesinleşmediğinden ve ayrıca borçlu vekilince tüm borca itiraz edildiğinden mevcut konulan tüm hacizlerin kaldırılmasına" karar verilerek takibin durdurulduğunu, icra mahkemeleri tarafından yapılacak yargılamaya tabi olan uyuşmazlığa konu usulsüz tebligat hakkında, yasaya ve usule aykırı olarak icra dairesi tarafından inceleme yapılarak karar verildiğini, usulsüz tebligat sebebiyle itiraz süresini kaçıran borçlunun, tebliğden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 gün içerisinde, hem ilgili icra müdürlüğünün bulunduğu yer icra hukuk mahkemesine usulsüz tebliğ işlemine karşı İcra ve İflas Kanunu madde 16 gereği şikayette bulunulması, hem de aynı süre içerisinde ilgili icra müdürlüğüne itiraz dilekçesi verilmesi gerektiğini, ekte sunulmakta olan belgelerle ( ptt tebligat...
Mahkemece, takip dosyasında icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemiş ise de itirazın iptali davasına bakmakla görevli (yetkili) mahkeme takibin yapıldığı Gaziantep Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan, mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Gaziantep Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan tazminatın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı Gaziantep 6.İcra Müdürlüğünün 2011/8258 sayılı takip dosyası ile davalılar aleyhinde icra takibinde bulunmuş, davalılar icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiş, sadece borca itiraz etmiştir. Borca itiraz üzerine duran icra takibine karşı, itirazın iptali istemi ile açılan iş bu dava HMK’ndaki genel yetki kuralları uyarınca, davalıların ikametgahı olan yetkili Adana 8.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmıştır....
İcra Müdürlüğü'nün ...esas sayılı takip dosyası kapsamında takip başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, borçlu şirketin tüm taşınmazları ve taşınır malları üzerindeki hacizlerin meblağ ve sayısı ve geçen süreler göze alındığında borçlu şirketin borcunu ödemeyeceğinin aşikar olduğunu, borca batık olduğunun sabit olduğunu, takip şeklinin İİK md. 43 kapsamında iflas yolu ile takibe çevirerek borçlu tarafa Örnek 11 Ödeme emri gönderildiğini ve borçlu şirket vekilinin ilgili dosyada yetkiye, borca ve fer'ilerine tümü ile itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, ilama dayalı alacaklarda alacaklının genel yetki kuralı ile bağlı olmadığını, borçlunun yetkiye itirazının geçerli olmadığını, takibe konu borcun ödenmediğini, takibe itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek borçlunun haksız itirazının kaldırılmasına, haksız itiraz sebebi ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, alacağın doğum tarihinden itibaren işlemiş tüm fer'ileri birlikte borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmesine...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte, alacaklı şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurarak; borçlunun icra dosyasına vermiş olduğu itiraz dilekçesinde borca itiraz bulunmadığından icra müdürlüğünce takibin durdurulması işleminin kaldırılmasını talep etmiştir. Somut olayda borçlunun icra dosyasına verdiği itiraz dilekçesinde borca itirazın bulunduğu görülmektedir....