- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı ...Maden Ltd.Şti.arasında Ticari Kredi Sözleşmesi imzalandığını, davalıların bu sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzaladıklarını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine başlatılan takibe davalılarca haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, icra dairesinin yetkisine itiraz ederek, bu itirazlarının kabulünü istemiştir. Mahkemece toplanan deliller doğrultusunda, davalılarca sadece icra davasının yetkisine itiraz ettiği, ancak taraflar arasında yetki sözleşmesi göz önüne alınarak yetki itirazının reddine, bu itiraz kesinleşmeden işin esası hakkında karar verilemeyeceğinden itirazın iptali konusunda karar vermeye yer olmadığına karar verilmiş, hüküm her iki taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davalı borçlular hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz etmiştir....
Borçlunun şikayet dilekçesinde ileri sürmüş olduğu yetkiye, takip hakkına ve borca ilişkin iddialarının borca itiraz niteliğinde olduğu, icra dosyasında alacaklı banka tarafından başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde borçlunun ödeme emri tebliği üzerine süresinde borca itirazlarını icra müdürlüğüne bildirerek takibin durdurulmasını talep ettiği, icra müdürlüğünce verilen 05/01/2022 tarihli kararda takibin durdurulduğu, daha sonra verilen 12/01/2022 tarihli kararda ise ; 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 138/4 maddesi gereğince borca itirazın satış dışında takip işlemlerini durdurmayacağı gerekçesi ile borca itiraz talebinin reddine karar verildiği, takip konusu borcun 20/12/2011 tarihli genel kredi sözleşmesi borcuna istinaden gönderilen ihtarnameden kaynaklandığı görülmektedir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/01/2019 NUMARASI : 2018/1012 ESAS - 2019/54 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya, Borca İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; HMK'nun 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunarak müvekkili şirketin adresinin bulunduğu Adıyaman İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu, takibe konu çekteki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, müvekkili şirket ile alacaklı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, borca itiraz ettiklerini belirterek takibin iptali ile alacaklı hakkında tazminat ve para cezasına karar verilmesini talep etmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; davacıların yerleşim yeri adresinin Muş ili Korkut ilçesi olduğunu, aynı zamanda senedin keşide yerinin de Muş ili olduğunu, senet üzerinde yetkili yer olarak Güroymak yazılı ise de bu yetki sözleşmesinin geçerli olmadığını, öncelikle yetki itirazlarının kabulünün gerektiğini, esasa ilişkin olarak senedin kambiyo vasfına haiz olmadığını, senedin arkasında karalanmış olan ibarelerden senedin teminat için verildiğinin açıkça anlaşıldığını, senet nedeniyle müvekkillerinin davalıya borcu bulunmadığını, 15.11.2016 tarihli ibraname ile takip konusu senedin ödendiğinin ispat edildiğini, talep edilen faiz cinsi ve miktarı bakımından bilirkişi incelemesi yapılamaksızın eksik inceleme ile karar verildiğini beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, kambiyo takibinde icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ile kambiyo vasfına ilişkin şikayet davasına ilişkindir....
Yetki itirazı kaldırıldıktan sonra avukatın, icra dairesinde takibe devam edebilmesi için; MTS üzerinden “Yetki İtirazının Kaldırılması” seçeneğini seçerek işlem yapması ve varsa harçları ikmal etmesi zorunludur. …” şeklinde düzenlendiği, görüleceği üzere yönetmelikte borca itiraz durumunda 2004 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı; yetkiye itiraz durumunda sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğinin seçileceğinin belirtildiği, yani hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmemiş olduğu, hem yetki hem de borca itiraz durumunda takibin yetkili icra dairesine gönderilmesi gibi bir buton veya seçenek bulunmadığı, davalı tarafından yetkili icra müdürlüğü İstanbul olarak gösterildiği göz önünde bulundurularak İstanbul mahkemelerinde işbu davayı açma zaruretinin hasıl olduğu, İtirazın iptali davalarının 2004 Sayılı İcra İflas Kanununun 67....
Yetki itirazı kaldırıldıktan sonra avukatın, icra dairesinde takibe devam edebilmesi için; MTS üzerinden “Yetki İtirazının Kaldırılması” seçeneğini seçerek işlem yapması ve varsa harçları ikmal etmesi zorunludur. …” şeklinde düzenlendiği, görüleceği üzere yönetmelikte borca itiraz durumunda 2004 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı; yetkiye itiraz durumunda sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğinin seçileceğinin belirtildiği, yani hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmemiş olduğu, hem yetki hem de borca itiraz durumunda takibin yetkili icra dairesine gönderilmesi gibi bir buton veya seçenek bulunmadığı, davalı tarafından yetkili icra müdürlüğü İstanbul olarak gösterildiği göz önünde bulundurularak İstanbul mahkemelerinde işbu davayı açma zaruretinin hasıl olduğu, İtirazın iptali davalarının 2004 Sayılı İcra İflas Kanununun 67....
Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Somut olayda; borçlu Düzce İcra Dairesi'nin yetkisine ve borca kısmi itirazda bulunmuş ise de; itirazında yetkili icra dairesini bildirmediğinden yetki itirazının dikkate alınmasına yasal olanak bulunmamaktadır. Öte yandan HMK'nun dava şartlarını düzenleyen 114. maddesinin (h) bendinde, davacının dava açmakla hukuki yararının olması gerektiği belirtilmiştir. Borçlu itirazında yetkiye ve borca birlikte itiraz ettiğine göre alacaklının sadece yetki itirazının kaldırılması istemesinde hukuki yararı bulunmamaktadır. O halde, mahkemece alacaklının yetki itirazının kaldırılması isteminin açıklanan nedenle reddi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/07/2020 NUMARASI : 2019/1283 ESAS- 2020/700 KARAR DAVA KONUSU : Yetkiye ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Batman'da ikamet ettiğini, bu nedenle Batman İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğundan bahisle yetkiye, ayrıca müvekkilinin borcu bulunmadığından bahisle borca itiraz ettiği, imzaya itiraz hakkını ise saklı tuttuğunu bildirerek takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut olayda, ödeme emrinin 10/01/2016 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 10/01/2016 tarihinde takibe konu bonodaki imzaya ve borca itiraz ettiği, borçlu asilin ise 20/01/2016 tarihinde ıslah dilekçesi vererek yetki itirazında bulunduğu, bu durumda İİK'nun 168/5. maddesi gereğince, yetki itirazının yasal 5 günlük sürede yapılmadığı görülmektedir. O halde, mahkemece, borçlunun yetki itirazının süre aşımından reddi ile süresi içinde yapılan borca itirazlarının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca re'sen (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
konu senetten doğan bir borcu olmadığını, bu nedenle ödeme emrine konu borca da itiraz ettiklerini belirtmiş, açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, yetki itirazlarının kabulüne, dosyanın yetkili Alanya İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesine, borca itirazımızın kabulüne, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....