Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu senedin metninde İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığını, takibin yetkili yerde başlatıldığını, mühlet kararı gereğince takibin davacı yönünden durdurulabileceğini, takibe konu senede ilişkin olarak keşideciye protesto çekilmediğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi; yetki itirazının reddine, davacı hakkında verilen kesin mühlet süresi içinde davacı aleyhine takip başlatıldığı gerekçesiyle davacı yönünden takibin iptaline karar vermiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Çanakkale İcra Müdürlüğünün 2020/34019 esas sayılı takip dosyasına yetki itirazı, husumet itirazı ve ödeme emrine itiraz ile ilgili taleplerinin reddedildiğini, takibe İİK. 'nun 65. Madde gereği Ankara'da yapılan tebligatın pandemi nedeniyle Ankara'da bulunmamaları sebebiyle ulaşmadığını ve gecikmiş itiraz ve yetki itirazlarının reddedildiğini, takibin devamına karar verildiğini, yetki itirazları konusunda karar tesis edilmemesinin yasaya açıkça aykırı olduğunu, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte yetkili icra dairesinin gayrimenkulün İstanbul / Pendik'de olması sebebiyle İstanbul İcra Müdürlüklerinden Pendik İcra Müdürlüğünün görevli ve yetkili olduğunu, yetki konusunun resen gözetilmesi gereken bir durum olduğunu, HMK....
İcra Müdürlüğü’nün 2001/4775 sayılı dosyasının içeriğine göre, davalı tarafından süresi içinde yapılan yetki itirazının kabulü ile dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, yetkili mahkemenin Kaynarca Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı takibe karşı borca itirazla birlikte icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itiraz incelenerek icra dairesinin yetkisiz olduğu sonucuna varılırsa, yetkili icra dairesinde takip yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddi, icra dairesinin yetkili olması halinde mahkemenin yetkisine yapılan itirazın incelenmesi ve uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye HukukMahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davalıların yetki itirazlarının kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Davacı vekili müvekkilinin 01.6.2004 tarihli 100 ton panda cinsi buğdayı davalılara sattığını, ancak bedelini alamadığını, bu nedenle icra takibine giriştiklerini ileri sürerek takibe yapılan itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, müvekkillerinin ikametgah adreslerinin İmamoğlu olduğunu, icra takibinin yetkisine de itiraz ettiklerini belirterek yetki ilk itirazında bulunmuşlardır....
Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir. Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur." hükmü yer almaktadır HUMK'nun 388/son maddesine göre ise, hükmün sonuç kısmında, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların gösterilmesi gereklidir. Öte yandan aynı yasa'nın 389. maddesi uyarınca, karar ile her iki tarafa tahmil ve bahşedilen vazife ile haklar şüphe ve tereddüdü gerektirmeyecek şekilde gayet sarih ve açık olarak yazılmalıdır. Aynı hükümler 6100 Sayılı HMK'nun 297. maddesinde de yer almış bulunmaktadır. Somut olayda mahkemece, yetki itirazı kabul edildiğine göre, talep halinde dosyanın yetkili ......
Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir. Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur." hükmü yer almaktadır HUMK'nun 388/son maddesine göre ise, hükmün sonuç kısmında, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların gösterilmesi gereklidir. Öte yandan aynı yasa'nın 389. maddesi uyarınca, karar ile her iki tarafa tahmil ve bahşedilen vazife ile haklar şüphe ve tereddüdü gerektirmeyecek şekilde gayet sarih ve açık olarak yazılmalıdır. Aynı hükümler 6100 Sayılı HMK'nun 297. maddesinde de yer almış bulunmaktadır. Somut olayda mahkemece, yetki itirazı kabul edildiğine göre, talep halinde dosyanın yetkili ......
İcra Dairesinden takibe geçildiği, davalının ise bu takibe yetki yönüyle de itiraz ederek takibin durmasını sağladığı anlaşılmakta olup, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, Mahkeme öncelikle, davalının süresinde ve usulünce ileri sürdüğü yetkiye ilişkin itirazı değerlendirmeli ve bu değerlendirme neticesinde yetkisiz icra dairesinde takip yapıldığının anlaşılması halinde İcra İflas Kanunu'nun 50/2’nci maddesi hükmü kapsamında, itirazın iptali davasının bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, taraf avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 24.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
itirazında bulunulduğu, talepleri üzerine dosyanın sehven İstanbul İcra Dairelerine gönderilmişse de Kooperatif Kanunu gereği yetkili yer kooperatif merkezinin bulunduğu Anadolu mahkemeleri ve icra daireleri olup, ilgili kural kesin yetki kuralı niteliğinde olduğu, Bu hususta icra dosyasına talepte bulunulmuş ise de icra dairesinin yetkiyi denetleme yetkisi olmaması nedeniyle dosyanın İstanbul icra dairelerine gönderildiği, alacağın tahsili talebine ilişkin ödeme emrinin davalı tarafa tebliğ olduğu ve borçlu davalının yetki ve borca itirazda bulunduğu, Davaya konu icra takibi yetki itirazı nedeniyle İstanbul ---.İcra Müdürlüğünün ---Esas sayılı dosyasına kaydı yapıldığı, borçlu/davalının iş bu dosyada da borca itiraz ettiğini, bu sebeple davanın kabulüne, itiraz nedeni ile duran İstanbul --- .İcra müdürlüğünün ------ Esas sayılı dosyası üzerinden takibin devamına, davalı yanın haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz etmesi nedeni ile % 20 'den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine...
Dava, ödenmemiş fatura alacaklarının tahsili talebiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul 1. İcra Dairesinin 2017/34163 E. Sayılı sayılı icra dosyasında, alacaklı T1 tarafından borçlular Ansel Temizlik ve Cihat Paydaş aleyhine fatura alacağında dayalı toplam 6.849,76 TL alacağın tahsili talebiyle takip başlatıldığı, borçlu Ansel Temizlik'in adresinin ŞanlıUrfa olduğu, takibe borçlu Cihat Paydaş tarafından 01/11/2017 tarihinde itirazın edildiği, itiraz dilekçesinde borca, faize, ferilerine, takibe ve yetkiye itiraz edilidğinin belirtildiği, yetkili icra dairesinin ise belirtilmedi anlaşılmaktadır. İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de İİK 50. maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK'nın 6. maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir....
Ltd.Şti. olduğu, toplam 64.800,00 TL alacak üzerinden takibe geçildiği, davalının yapılan takibe itiraz etmesi üzerine takibin geçici olarak durduğu görülmüştür. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında dava faturaya dayalı takibe karşı yapılan itirazın iptaline ilişkindir. Öncelikle usuli itirazlar ele alınmıştır. Yetki yönünden yapılan değerlendirmede davacı yan faturada yetki kaydı bulunduğunu ve sözleşmeden kaynaklanan para borcu alacağı olması sebebiyle davacının ikametgahı olan Antalya Adliyesinin yetkili olduğunu savunmuştur. Öncelikle faturadaki yetki kaydı ele alınmıştır. Faturanın zorunlu içeriği ve şekil şartlarına ilişkin ayrıntılı düzenleme Vergi Usul Kanunu'nda yer almaktadır. Anılan Yasanın 230. maddesinde, faturada bulunması gereken zorunlu unsurlar beş madde halinde gösterilmiştir. Bu zorunlu unsurlar, aynı zamanda, faturada olağan içeriğin ne olduğunu ortaya koymaktadır....