Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

A.Ş. hakkında genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte borçlunun süresinde yetkiye ve borca itiraz ettiği, alacaklı tarafından itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece yetki itirazının kaldırılması talebinin reddine karar verildiği görülmektedir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile yürürlükten kaldırılan 1086 Sayılı HUMK'nun 22. maddesinde; tarafların yetki sözleşmesi yapmak suretiyle yetkili olmayan bir mahkemenin yetkisini kabul edebilecekleri, buna göre tüzel kişilerin yanında gerçek kişilerin de yetki sözleşmesi yapabilecekleri düzenlenmiş bulunmakta idi. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu' nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde ise; "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, dava, sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır" düzenlemesine yer verilmiştir....

    Borçlu yalnız yetki itirazında bulunmuş ise alacaklı icra mahkemesinden İİK'nun 50/2. maddesi uyarınca itirazın kaldırılmasını talep eder. İtirazın kaldırılması isteminde ispat yükü alacaklıda olup, yetki itirazının haksız olduğunu İİK'nun 68/1. maddesinde sayılan belgelerle ispat etmek zorundadır. Somut olayda, alacaklı, borçlu hakkında enerji verimliliği hizmet sözleşmesine dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatmış olup, borçlu ise süresi içerisinde icra dairesinde takip dayanağı sözleşmeye, sözleşmedeki imzaya dair esas hakkındaki itirazları ile birlikte yetki itirazında bulunmuş ve yetkili icra dairesinin borçlu şirket merkezinin bulunduğu Konya icra müdürlüğü olduğunu ileri sürmüştür. Alacaklının İcra Mahkemesine başvurarak borca ve yetkiye yönelik itirazın kaldırılmasını istediği, mahkemece yetki itirazının kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür....

      Somut olayda, borçlunun itirazında icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz ettiği dikkate alındığında, öncelikle incelenmesi gereken yetki itirazının kaldırılması talebi hakkında inceleme yapılmadan ve bu konuda karar verilmeden, doğrudan borca itirazın kaldırılması istemi incelenerek karar verilmesi isabetsizdir. O halde mahkemece yapılacak iş, alacaklının, yetki itirazının kaldırılması talebi hakkında karar verilerek şayet borçlunun yetki itirazı yerinde ise alacaklının isteminin reddine; aksi halde yetki itirazı kaldırıldıktan sonra borca itirazın incelenmesine geçilerek oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir. 2) Alacaklının borçlu ... Tic. Ltd. Şti yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde; Alacaklı tarafından borçlu şirket hakkında 27/08/2013 keşide tarihli ve aynı tarihte ibraz edilen çeke dayalı olarak genel haciz yolu ile icra takibine geçilmiş ve adı geçene örnek 7 numaralı ödeme emri tebliğ edilmiştir....

        Korgan Sulh Hukuk Mahkemesi ise davanın sigortalısına tazminat ödeyen sigorta şirketinin zarar verene rücu hakkına dayanarak itirazın iptali davası olduğu,davanın sigorta sözleşmesine dayalı bir dava olmadığı, sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davalarında yetkinin HMK 15. madde de düzenlenmiş olup kesin yetki olmadığı somut olayda davacı ... şirketiyle davalı kiralayan malik arasındaki ilişkinin kira akdine dayandığı, kira akdine dayalı davalarda yetkinin kesin yetki olmadığı ve yetki itirazının HMK 116/1-a ve 117. maddeler gereğince ilk itiraz olup cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerektiği dava dilekçesinin davalıya 24/11/2011 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen yetki itirazının iki haftalık süre içerisinde yapılmadığı dolayısıyla davaya Samsun 1. Sulh Hukuk Mahkemesince devam edilmesi gerekirken yetkisizlik kararı verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle karşı yetkisizlik kararı verilmiştir....

          Mahkemece, imzası ikrar olunsa bile, tarihi inkar edilen tahliye taahhütnamesine dayalı itirazın kaldırılması istenemeyeceğinden ve davalı kiracı tanzim tarihine karşı çıktığından uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği, ayrıca tahliye taahhüdüne ilişkin takipte yetkili icra müdürlüğünün taşınmazın bulunduğu yer ile borçlunun yerleşim yeri adresi olduğu, tahliyesi istenilen taşınmazın Beşiktaş/... adresinde olduğu, borçlunun yerleşim yeri adresinin de ... adresi olduğu anlaşılmakla, davalının yetkiye itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle, davalının yetki itirazının kaldırılması talebinin reddine karar verilmiş, karar davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tahliye taahhüdü nedeni ile yapılan takibe itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. Davada dayanılan ve hükme esas alınan 18.01.2011 tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır....

            Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, borçlunun itirazında icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz ettiği dikkate alındığında, öncelikle incelenmesi gereken yetki itirazının kaldırılması talebi hakkında inceleme yapılmadan ve bu konuda karar verilmeden, doğrudan borca itirazın kaldırılması istemi incelenerek karar verilmesi isabetsizdir. O halde mahkemece yapılacak iş, alacaklının, yetki itirazının kaldırılması talebi hakkında karar verilerek şayet borçlunun yetki itirazı yerinde ise alacaklının isteminin reddine; aksi halde yetki itirazı kaldırıldıktan sonra borca itirazın incelenmesine geçilerek oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir. Öte yandan, inceleme konusu uyuşmazlık, İİK'nun 68/a maddesi gereğince itirazın kaldırılması olduğuna göre, itirazın iptali olarak nitelendirilip hüküm kurulması da yerinde değildir....

              O halde mahkemece, öncelikle alacaklının, yetki itirazının kaldırılması isteminin çözümlenmesi ve borçluların yetki itirazı yerinde görülmez ise, diğer (borcun olmadığı, işlemiş faize ve mükerrer takip yapıldığına yönelik) itirazların kaldırılması talebinin incelenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, öncelikle yetki itirazının kaldırılması istemi incelenmeksizin ve bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçluların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Somut olayda, borçlu icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde yetkiye ilişkin itirazda bulunup alacaklı da bu yöndeki itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğuna göre, anılan talep konusunda mahkemece herhangi bir değerlendirme yapılmadan sonuca gidilmiş olması, yukarıda değinilen İİK.'nun 50/2. ve HMK.'nun 297. maddeleri hükümlerine aykırıdır. O halde mahkemece, öncelikle yetki itirazının kaldırılması isteminin çözümlenmesi ve borçlunun yetki itirazı yerinde görülmez ise; borca itirazın kaldırılması talebinin esasının incelenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yetki itirazının kaldırılması istemi incelenmeksizin ve bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

                  İİK.nun 68/son maddesinin ilk cümlesine göre; "İtirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, talebin aynı nedenlerle reddi halinde ise alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine tazminata mahkum edilir". Somut olayda, alacaklının, yetki itirazının kaldırılması istemi, esasa ilişkin neden olmayıp, bu durumda borçlu yararına tazminat verilmesi koşulu oluşmadığınadan, alacaklının tazminatla sorumlu tutulması isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de; anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....

                    İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalı borçlunun yetki itirazının kaldırılması talebinin reddine, dava esasa ilişkin nedenlerle reddedilmediğinden davalı vekilinin tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu