İİK'nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Yukarıda belirtilen kanun maddesinde yer alan yetkili makamların düzenledikleri belgelerin bu nitelikte belge kabul edilebilmeleri için, bu belgelerin, kanunda, İİK’nun 68. maddesinde sayılanlardan olduğuna ilişkin özel hüküm bulunması gerekir (İİK'nun 143/2, 105/1, 251/1, 634 sayılı Kanun'un 37. maddesi gibi). Somut olayda, davalının icra müdürlüğüne ibraz ettiği borca ve yetkiye itiraz dilekçesinde yetkili icra müdürlüğü gösterilmediğinden yetki itirazı ile ilgili olarak davalının itirazının kaldırılması gerekir. Bu nedenle yetki itirazına ilişkin olarak istinaf sebebi yerinde değildir....
Nitekim şikayet tarihinden önce borçlu Sacide Langert'in vefat ettiğini öğrenen alacaklının 15/09/2021 tarihinde borçlunun mirasçılık belgesinin temini için yetki belgesi talebinde bulunduğu, 16/09/2021, 28/09/2021 ve 29/09/2021 tarihlerinde borçlunun tek mirasçısı olduğunu bildirdiği davacıya ödeme emri gönderilmesi talebinde bulunduğu, artık satışa gidilmediği, 29/09/2021 tarihinde ödeme emri tebliğ zarfı hazırlandığı ve mirasçıya tebliğe gönderildiği, şikayet tarihinden sonra 02/10/2021 tarihinde davacı mirasçıya ödeme emri tebliğ edildiği, bu şekilde takibe dahil edilen ve borçlu sıfatını kazanan davacı mirasçının da 04/10/2021 tarihinde yetkiye ve borca itiraz ettiği, alacaklı vekilinin yetki itirazını kabulü üzerine de 11/10/2021 tarihinde takip dosyasının yetkili İstanbul Anadolu İcra Dairesi'ne gönderildiği görülmüştür....
Bu hali ile icra dosyasına kooperatif adına itiraz dilekçesi sunan Mustafa Ünal'ın yönetim kurulu başkanlığı görevi devam etmektedir (Yargıtay 12. H.D. 09/06/2006 tarih ve 2006/9132 esas, 2006/12269 karar sayılı ilamı). Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin süre gelen içtihatları uyarınca, itiraz tarihi itibariyle temsil ve ilzama yetkili olanlardan birinin başvurusu üzerine diğerlerinin buna karşı çıkmamaları halinde ve itiraz edene icazet verilmediği ispat edilmediği sürece, acele işlerden olan itiraz başvurusuna icazet verildiğinin kabulü gerekir. Kaldı ki, icra mahkemesine şikayet üzerine borçlu kooperatife çıkarılan dava dilekçesi ve gerekçeli karar kooperatif adına temsil ve ilzama yetkili diğer kişi olan ikinci başkan Mehmet Korkut'a tebliğ edilmiş olup itiraza karşı çıkılmadığına göre borca itiraza icazet verildiğinin kabulü gerekir (Yargıtay 12. H.D. 16/06/2014 tarih ve 2014/16335 esas, 2014/17462 karar sayılı ilamı)....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün şikayet olunan alacaklı üzerinde olduğu, şikayet olunanın alacağı varlığını ve miktarını usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerektiği, her zaman düzenlenmesi mümkün olan bononun alacağın varlığını ispatlamaya yeterli olmadığı, şikayet olunanın yapmış olduğu icra takibinde sadece dava dışı borçlunun ... Gıda San.Tic. A.Ş de bulunan alacağına haciz işlemi başlattığı ve icra dosyasında başkaca bir işlem yapmadığı, buna göre alacağın muvaazalı olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan temyiz etmiştir. 1- İcra ve İflâs Kanunu'nun 142 nci maddesine göre sıra cetveline itiraz davaları kural olarak genel mahkemelerde görülür. İtiraz yalnız sıraya ilişkin ise, görev İcra Mahkemesi'nindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Şikayet Hakkının Düşürülmesi Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 56/5. maddesi uyarınca avukatın başka bir avukatı tevkil etme yetkisine haiz olduğu, bütün vekaletletnamelerini kapsayacak şekilde başka bir avukata vekaletname yerine geçecek yetki belgesi verebileceği, bu yetki belgesinin vekaletname hükmünde olduğu, dosyada şikayetçi vekili tarafından Avukat ..., Avukat ....ve Avukat ... isimli üç ayrı avukata yetki belgesi verildiği, ayrıca şikayetçinin vekaletnamesinde Avukat ....ve Avukat ...'un da vekil olarak tayin edildiğinin anlaşıldığı, bu sebeplerle şikayetçinin dosyada toplam beş ayrı vekille temsil edildiği gözetildiğinde, vekillerden sadece Avukat...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜMLER : Şikayet Hakkının Düşürülmesi Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 56/5. maddesi uyarınca avukatın başka bir avukatı tevkil etme yetkisini haiz olduğu bütün vekaletnamelerini kapsayacak şekilde başka bir avukata vekaletname yerine geçecek yetki belgesi verebileceği, bu yetki belgesinin vekaletname hükmünde olduğu vekaletnamede on ayrı avukatın yetkilendirildiği ve vekaletname de ismi geçen avukatlar tarafından birçok avukata yetki belgesi verildiği, ayrıca şikayetçinin vekaletnamesinde bu sebeplerle şikayetçinin dosyada birçok vekille temsil edildiği gözetildiğinde, vekillerden sadece Avukat ...'...
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 24.09.2014 tarihli oturumda hazır bulunan ve şikayetçi vekili olduğunu belirten Avukat Yasemin Soylu'nun dosya içerisinde yetki belgesinin bulunmadığı anlaşılmış isede adı geçen avukata süre verilmesi halinde yetki belgesini mahkemeye ibraz edebileceğini beyan etmesi karşısında yetki belgesini sunması için süre verilmeden, duruşmada şikayetçi ya da vekilinin olmadığı gerekçesiyle şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi, Kabule göre de; Uygulama maddesinin İİK'nın 349/6. maddesi yerine İİK'nın 347. maddesi yazılarak yanlış gösterilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın...
, icra müdürlüğünün yetki itirazının mahkemeye yapılması gerektiği gerekçesi ile reddettiğini, müdürlüğün bu işleminin şikayet edildiğini, şikayetin de reddedildiğini, yerleşik Yargıtay kararlarına göre takip konusu senedin kambiyo senedi olup olmadığının mahkemece resen incelenmesi gerektiğini, mahkemece buna yönelik inceleme yapılmadan karar verildiğini, müvekkiline yapılmış tebligat olmadığından henüz itirazların yapılmadığını belirterek takibin iptaline, yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
-K A R A R- Şikayetçi vekili, sıra cetvelinin birinci sırasında yer alan şikayet edilenin haczinin iki yıllık süre içerisinde, icra mahkemesinden yetki alınıp izale-i şüyu davası açılmaması yani satış istenmemiş olması sebebiyle düştüğünü, ayrıca müvekkili tarafından yapılan haciz, izale-i şüyu, paraya çevirme ve paylaştırma gibi tüm ortakları ilgilendiren satış masraflarının da paylaştırmada öncelikli olarak ödenmesi gerekirken her hangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet edilen vekili, şikayetin reddini istemiştir....
Şikayet olunan vekili, müvekkilinin dava dışı borçlunun vefat eden babası adına olan taşınmaza haciz koyduklarını, yetki belgesi alarak ortaklığın giderilmesi davası açtıklarını, 1 yıllık süre içerisinde sürece dair işem yapılması nedeniyle satış süresinin kesildiğini, hacizlerinin düşmediğini savunarak açılan davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, şikayet olunanın dava dışı borçlunun vefat eden babası adına kayıtlı taşınmaza haciz koydurduğu, Bursa 7.İcra Hukuk Mahkemesinin 25.10.2011 tarihli ve 2011/275 Esas 2011/193 Karar sayısıyla hacizli olan taşınmazın ortaklığın giderilmemesi yoluyla satılmasına karar verildiği ve şikayet olunana bu konuda yetki verildiği, şikayet olunanın da dava açtığı ve verilen kararın kesinleştiği, sonrasında taşınmazın satıldığı, şikayet olunanın süresinde satış talep ettiği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir....