Bu durumda, diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar. Ancak, anılan hüküm, borçlulardan birinin, onun için genel yetkili yerleşim yeri icra dairesinde takip yapılması ve onun hakkındaki yetkinin kesinleşmiş olması hali içindir. Somut olayda, takip dayanağı çekde keşide yerinin ve borçlunun adresinin Kocaeli olduğu ayrıca muhatap bankanın da Kuveyt Türk Katılım Bankası A.Ş Körfez şubesi olduğu davacının yetki itirazına ilişkin başvurusunu 28/11/2018 tarihinde süresinde yaptığı tespit edilmiştir. Dava dışı diğer takip borçlularının adresinin Kağıthane ve bağcılar /İstanbul olup bu borçlular hakkındaki takiplerin davacı /borçlunun şikayet tarihinde henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır....
nin ise, borçlu .... yönünden Ankara İcra Müdürlüğünün yetkisi kesinleştikten sonra 09/10/2015 tarihinde yetki itirazı ile icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir. 6102 sayılı TTK'nun 780. maddesi uyarınca; düzenlenme yeri çekin şekli unsurlarındandır. Yine aynı Yasa'nın 781/3. maddesi gereğince; düzenlenme yeri gösterilmemiş olan çek, düzenleyenin adı yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılır. Belirtilen nedenlerle çekin şekli unsuru olan düzenlenme yerinin, yetki sözleşmesi ile tespit edilen yer olarak kabulü mümkün değildir. Yukarıda açıklandığı üzere HMK'nun 7/1. maddesi gereğince itiraz eden borçlu ... yönünden Ankara İcra Müdürlüğü'nde takip yapılmasında yasaya uymayan bir yön bulunmamaktadır. O halde mahkemece yetkiye itirazın reddi ile borçlunun sair şikayet ve itirazlarının esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
sadece nama yazılı olarak senet tanzim edilebileceğini, emre yazılı senedin geçersiz olduğunu beyanla şikayet ve itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde; davacının itirazı ile takibin durdurulmasına ilişkin kararların kendilerine tebliğ edilmediğini, tebliğ olmadan dava yoluna gidilemeyeceğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; takip dosyasının yetki itirazı üzerine durduğu, alacaklı belediye tarafından takibin devamına dair bir talepte bulunulmadığı gibi tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde dava da açılmadığı, İİK.nın 264/4 maddesi uyarınca ihtiyati haczin hükümsüz kaldığı gerekçesi ile, ' Davanın Kabulü ile, Gürpınar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/4 değ.iş sayılı kararı ile Gürpınar İcra Dairesinin 2017/12 esas sayılı takip dosyasında borçlu/şikayet eden T1 hakkında verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğinin tespitine' dair karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Şikayet Hakkının Düşürülmesi Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 56/5. maddesi uyarınca avukatın başka bir avukatı tevkil etme yetkisine haiz olduğu, bütün vekaletletnamelerini kapsayacak şekilde başka bir avukata vekaletname yerine geçecek yetki belgesi verebileceği, bu yetki belgesinin vekaletname hükmünde olduğu, dosyada şikayetçi vekili tarafından Avukat ..., Avukat ....ve Avukat ... isimli üç ayrı avukata yetki belgesi verildiği, ayrıca şikayetçinin vekaletnamesinde Avukat ....ve Avukat ...'un da vekil olarak tayin edildiğinin anlaşıldığı, bu sebeplerle şikayetçinin dosyada toplam beş ayrı vekille temsil edildiği gözetildiğinde, vekillerden sadece Avukat...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜMLER : Şikayet Hakkının Düşürülmesi Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 56/5. maddesi uyarınca avukatın başka bir avukatı tevkil etme yetkisini haiz olduğu bütün vekaletnamelerini kapsayacak şekilde başka bir avukata vekaletname yerine geçecek yetki belgesi verebileceği, bu yetki belgesinin vekaletname hükmünde olduğu vekaletnamede on ayrı avukatın yetkilendirildiği ve vekaletname de ismi geçen avukatlar tarafından birçok avukata yetki belgesi verildiği, ayrıca şikayetçinin vekaletnamesinde bu sebeplerle şikayetçinin dosyada birçok vekille temsil edildiği gözetildiğinde, vekillerden sadece Avukat ...'...
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 24.09.2014 tarihli oturumda hazır bulunan ve şikayetçi vekili olduğunu belirten Avukat Yasemin Soylu'nun dosya içerisinde yetki belgesinin bulunmadığı anlaşılmış isede adı geçen avukata süre verilmesi halinde yetki belgesini mahkemeye ibraz edebileceğini beyan etmesi karşısında yetki belgesini sunması için süre verilmeden, duruşmada şikayetçi ya da vekilinin olmadığı gerekçesiyle şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi, Kabule göre de; Uygulama maddesinin İİK'nın 349/6. maddesi yerine İİK'nın 347. maddesi yazılarak yanlış gösterilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın...
-K A R A R- Şikayetçi vekili, sıra cetvelinin birinci sırasında yer alan şikayet edilenin haczinin iki yıllık süre içerisinde, icra mahkemesinden yetki alınıp izale-i şüyu davası açılmaması yani satış istenmemiş olması sebebiyle düştüğünü, ayrıca müvekkili tarafından yapılan haciz, izale-i şüyu, paraya çevirme ve paylaştırma gibi tüm ortakları ilgilendiren satış masraflarının da paylaştırmada öncelikli olarak ödenmesi gerekirken her hangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet edilen vekili, şikayetin reddini istemiştir....
Şikayet olunan vekili, müvekkilinin dava dışı borçlunun vefat eden babası adına olan taşınmaza haciz koyduklarını, yetki belgesi alarak ortaklığın giderilmesi davası açtıklarını, 1 yıllık süre içerisinde sürece dair işem yapılması nedeniyle satış süresinin kesildiğini, hacizlerinin düşmediğini savunarak açılan davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, şikayet olunanın dava dışı borçlunun vefat eden babası adına kayıtlı taşınmaza haciz koydurduğu, Bursa 7.İcra Hukuk Mahkemesinin 25.10.2011 tarihli ve 2011/275 Esas 2011/193 Karar sayısıyla hacizli olan taşınmazın ortaklığın giderilmemesi yoluyla satılmasına karar verildiği ve şikayet olunana bu konuda yetki verildiği, şikayet olunanın da dava açtığı ve verilen kararın kesinleştiği, sonrasında taşınmazın satıldığı, şikayet olunanın süresinde satış talep ettiği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir....
Somut olayda, davacı yetki itirazında bulunduğu halde, mahkemece yetki itirazı ile ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmadan senet aslının icra müdürlüğüne ibraz edilmediği gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmesi, İİK'nun 50/2. ve HMK'nun 26. Maddesindeki emredici hükümlere aykırıdır. Mahkemece, öncelikle yetki itirazının çözümlenmesi gerekirken, yetki itirazı incelenmeksizin, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden, talep dışına çıkılarak takibin iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, mahkemece senet aslının veya onaylı örneğinin dosyaya celbi sağlanarak, yetki itirazıyla ilgili karar verilmek üzere dosyanın HMK.353/1- a6 maddesi gereğince mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davalının istinaf talebinin KABULÜ ile, İSTANBUL ANADOLU 11....