DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Uyuşmazlık; genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde yetkiye borca ve borcun yapılandırıldığına dair itiraz niteliğindedir. Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü'nün 2020/9868 esas sayılı takip dosyasında alacaklı banka tarafından borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, 7 örnek ödeme emrinin davacı borçluya 19/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Genel haciz yolu ile başlatılan bir takipte yetki itirazı da dahil olmak üzere her türlü itirazın İİK'nın 62. maddesi uyarınca icra dairesine bildirilmesi zorunludur. Yasal sürede yapılan itiraz aynı Kanun'un 66. maddesi gereğince takibi durdurur. Şikayetçi borçlu vekilinin müvekkili hakkındaki yetkiye, borcun yapılandırıldığına ve borçlu bulunmadığına ve mükerrer takip yapıldığına dair itirazları borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre bu itirazların İİK'nın 62. maddesi uyarınca icra dairesine yapılması gerekir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Takibe konu bononun keşide yerinin İstanbul olduğunu, takibin İstanbul da başlatıldığını ve yetkili icra dairesinin İstanbul İcra Müdürlüğü'nün olduğunu, davacının yetki itirazlarının reddi gerektiğini, takibe konu senedin ön yüzünde davacı borçlunun imzasının bulunduğunu ve bu nedenle keşidecinin avali konumunda olduğunu, TTK. Md 702 gereğince keşideci şirket gibi yetki sözleşmesine bağlı olduğunu, yerel mahkemece eksik inceleme yapıldığını, davaya konu protokol ve ödeme aracı olarak bononun usul ve yasaya uygun olarak düzenlendiğini, borçlular tarafından imzalandığını, usulüne uygun olarak düzenlenen bononun kambiyo vasfının da haiz olduğunu, davacı tarafça imzaya ilişkin iddialarını ispatlayamadığını ve davanın reddi gerektiğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur....
İcra Müdürlüğünün 2015/4618 E. sayılı dosyası ile hakkında icra takibi başlatıldığı, davalının borca ve yetkiye itiraz ettiği,davalının haksız itirazların iptali ile icranın devamına karar verilmesi, haksız yapılan itirazlar nedeniyle %20 den aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi istenilmiş, mahkemece; başlatılan icra takibinde davalının yetkiye itiraz ettiği ancak taşınmazın ...Adliyesi hudutları dahilinde olduğundan yetkiye itirazın yerinde olmadığı, bu sebeple yetkiye itirazın iptali gerektiği görülmüş, davalının icra takibinden sonra ve dava açılmadan önce takibe konu parayı icra dairesine ödediğinden davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş, Ancak davalının icra dosyasındaki yetki itirazını kaldırmaması sebebiyle davacı alacağına ulaşamadığından dava açılmasına sebep olan davalının yargılama giderleri ve ücreti vekaletin 1/2'sinden sorumlu olması gerektiği görülerek, davalı icra takibinden...
Esas numaralı ...nden açılan takibe borçlu itiraz ettiğini, borçlunun süresi içerisinde takibe itiraz etmesi sebebiyle takibin durduğunu, davalı vekili ile gerçekleştirilen arabuluculuk görüşmeleri sonucunda taraflar arasında olumlu bir anlaşmaya varılamadığını, tüm bu açıklanan nedenlerle haklı davanın kabulü ile borçlunun itirazının iptalini, takibin devamına karar verilmesini, borca itiraz eden davalı aleyhine İİK madde 67/2 uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve sair tüm masrafların borçlu davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; işbu davanın yetkisiz mahkemede ikame edildiğini, yetkisizlik kararı verilmesini, yetkili mahkemenin müvekilinin yerleşim yeri olan Mersin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, yetkisizlik kararı verilerek dosyanın ... Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Davalılar hem borca, hem de icra dairesinin yetkisine itiraz edip, davada da ikametgahları mahkemesi olan Alaşehir Mahkemelerinin Yetkili olduğunu savunmuşlardır. Mahkemece; davalıların ikametgahının Alaşehir'de olması nedeniyle davanın yetki yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, para alacağının ödetilmesi isteğine ilişkindir. BK.nun 73 ve HUMK.nun 10.maddesi uyarınca bu tür davalara alacaklının ikametgahı mahkemesinde de bakılabilir. Dava konusu olayda da alacaklı, para borcunun ödenmesi için kendi ikametgahının bulunduğu ve yetkili olan Edirne'de takip başlatıp, aynı yer mahkemesinde de dava açmıştır. Mahkemece yetki itirazının reddi ile davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Bu haliyle davalı alacaklı tarafından davacı borçlulara karşı İstanbul İcra Dairelerinde icra takibi yapılamayacağından ve yetki itirazı ile birlikte borcun esasına itiraz edilmesi durumda öncelikle icra dairesinin yetkisinin araştırılması, şayet buna ilişkin itiraz yerinde değilse borcun esasına karşı itirazın incelenmesine geçilmesi gerektiğinden, davacı borçluların yetki itirazlarının kabulü ile İstanbul 1. İcra Müdürlüğünün 2020/26637 esas sayılı takip dosyasında yetkisizliğine, takip dosyasının karar kesinleştiğinde ve istek halinde İcra Müdürlüğü tarafından Trabzon Nöbetçi İcra Müdürlüğüne gönderilmesine, yetki itirazı kabul edildiğinden diğer şikayet ve itirazlar hakkında mahkememizce karar verilmesine yer olmadığına, " karar verildiği görülmüştür....
İcra Müdürlüğü'nün 2021/3637 esas sayılı dosyası ile ilamız icra takibi başlatıldığı, borçlunun süresinde yetkiye ve borca itiraz ettiği, yetki itirazında Ankara İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu bildirdiği, alacaklı vekilinin 03.05.2021 tarihinde, borçlunun seçimlik hakkında belirttiği Ankara İcra Müdürlüklerine dosyanın gönderilmesini talep etmek yerine, dosyanın İstanbul Anadolu İcra Müdürlüklerine gönderilmesini talep ettiği ve dosyanın İstanbul Anadolu 9.İcra Müdürlüğü'ne gönderildiği, alacaklının mevcut talebinin hukuki manada borçlunun yetki itirazının kabulü niteliğinde olmadığı, hukuken geçersiz olan talep üzerine müdürlükçe aynı gün 03.05.2021 tarihinde yetki itirazının alacaklı vekili tarafından kabul edildiği varsayılarak gönderme kararı vermesi ve hatalı işlemler sonucu takibe harçsız olarak İstanbul Anadolu 9.İcra Müdürlüğünde devam edilmesi mümkün olmadığından, Mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine...
Dava; takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, girişilen takibe karşı davalı tarafça borç ve fer'ilerinin yanında yetkiye de itiraz edildiği, ancak yetkili icra dairesinin gösterilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, İcra ve İflas Kanunu'nun 50. maddesi yollaması ile somut olayda uygulanması gereken ve itiraz tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HMUK'nın 23. maddesince uygun bir yetki itirazından söz etmek mümkün değildir. Açıklanan hususlar karşısında, İİK'nın 50. maddesi gereğince icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz bir karara bağlandıktan sonra, tarafların delil ve belgeleri toplanıp, oluşacak sonuca göre uyuşmazlığın esası yönünden karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince, davacının yetki itirazının reddine, davacının takibe ilişkin itirazının kabulü ile İzmir 26. İcra Müdürlüğünün 2019/11370 Esas sayılı takibin davacı borçlu yönünden iptaline karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, takibe dayanak senedin davacıya teslim edilen lahana fidelerinin bedeli karşılığında alındığından kambiyo senedi vasfı taşıdığını, teminat senedi niteliğinde olmadığını, mahkemenin yanlış bir değerlendirme yaptığını, davacının asılsız iddialarına itibar edilemeyeceğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 169/a maddesi uyarınca takibe konu senedin teminat senedi olduğu iddiasıyla borca ve yetki itirazına ilişkindir. İzmir 26....
İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği ve bu itirazın olumlu veya olumsuz sonuçlandırılmadığı hallerde geçerli bir takibin bulunamayacağı açıktır, o halde bu husus İİK'nın 67. Maddesi uyarınca bir dava şartıdır ve dava şartı da mahkemece resen gözetilmek zorundadır. (HMK nun 114/2 ve 115/1 maddeleri) Somut olayda, davalı hem icra dairesinin yetkisine hem borca itiraz etmiştir. İcra ve İflas Kanunun 50. Maddesi yetki sorununu düzenlemektedir. Maddenin 2. Fıkrasında yetki itirazının esas hakkında itiraz ile birlikte yapılacağı; İcra Mahkemesinin önce yetki itirazını inceleyip kesin bir sonuca bağlayacağı belirtilmiştir. Bu madde hükmünün itirazın iptali davasında da uygulanacağının kabulün gerekir. Zira İcra ve İflas Kanunu alacaklıya ya 68. Madde gereğince itirazın kaldırılması için icra mahkemesine yada 67. Madde gereğince itirazın iptali için genel mahkemeye dava açma bakımından bir tercih hakkı tanınmaktadır....