kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine girişildiğini, müvekkillerinin ikamet adreslerinin Düzce olduğunu, Düzce mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğunu, takip konusu senedin davalı taraf ile müvekkilleri arasında yapılan sözleşmenin teminatı olması amacıyla düzenlendiğini belirterek yetkiye, borca ve takibe itiraz etmişlerdir....
Sözleşmenin konusunun ticari iş olması gerçek kişilere yetki sözleşmesi yapma imkanı vermemektedir. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; alacaklının franchise sözleşmesine ve teminat senedine dayanarak ilamsız takibe başladığı, sözleşmenin 18. maddesinde ve dayanak senette İstanbul mahkemelerinin (icra dairelerinin) yetkili kılındığı, sözleşmenin taraflarca imzalandığı, senette de alacaklının lehtar ve borçlunun keşideci olduğu, tarafların ticaret şirketi olduğu bu durumda, sözleşmede ve senette düzenlenen yetki anlaşmasının tarafları bağladığının kabulü gerekir. Aynı maddeye göre, taraflarca aksi kararlaştırılmamışsa takibin yetki sözleşmesinde belirlenen yerde başlatılması gerekir. Borcun dayanağı olan sözleşme ve senette yetkili yer olarak İstanbul İcra mahkemelerinin belirlendiği ve kanunen yetkili kılınan genel veya özel yetkili icra dairelerinin de yetkisini devam ettirmek istedikleri yönünde bir ibare bulunmadığı görülmektedir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen icra dosyası fotokopisi ve tüm dosya kapsamına göre; davalı vekili tarafından davacı aleyhine bono alacağından bahisle kambiyo senedine özgü icra takibine gidildiği, davacı takip borçlusunun Bakırköy İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu iddiasıyla yetki itirazında bulunduğu, ayrıca takibe konu bonodaki keşideci imzasına ve borca itiraz ettiği, ilk derece mahkemesince imzaya itiraz yönünden bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve davanın reddine karar verildiği, ilk itiraz niteliğinde olan yetki itirazı ile ilgili değerlendirme yapılmadan davacı tarafın esasa yönelik imzaya itirazı ile ilgili inceleme yapılarak davanın reddine karar verildiği, davacının yetki itirazı ile ilgili herhangi bir hüküm verilmediği görülmüştür....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/03/2022 NUMARASI : 2021/251 ESAS 2022/79 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca/Yetkiye İtiraz) KARAR : Yukarıdaki esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme'si kararının incelenmesi için istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya içeriğindeki tüm bilgi ve belgeler okunup, tetkik edilip heyetçe yapılan müzakerede, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı incelenerek aynı Kanun'un 353. maddesi gereğince duruşma yapılmaksızın yapılan inceleme sonunda gereği görüşülüp düşünüldü: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Sakarya 3....
Davacı vekilince yargılamayı sürüncemede bırakacak şekilde, ilk derece mahkemesine müracaatında her hangi bir borca itiraz ileri sürmeksizin ve borca itirazlarını da saklı tutarak yetki itirazında bulunulması, ilk derece mahkemesince de davacının yetki itirazının kabulü yönündeki karar aleyhine borca itirazlar ileri sürülerek istinaf yoluna başvurulması haksız ve kötü niyetli olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi ile HMK'nın 351. maddesi atfıyla HMK'nın 329/2 maddesi uyarınca davacı vekili hakkında takdiren 3.000,00 TL disiplin para cezası uygulanması gerekmektedir....
Yetki itirazı kaldırıldıktan sonra avukatın, icra dairesinde takibe devam edebilmesi için; MTS üzerinden “Yetki İtirazının Kaldırılması” seçeneğini seçerek işlem yapması ve varsa harçları ikmal etmesi zorunludur. …” şeklinde düzenlendiği, görüleceği üzere yönetmelikte borca itiraz durumunda 2004 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı; yetkiye itiraz durumunda sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğinin seçileceğinin belirtildiği, yani hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmemiş olduğu, hem yetki hem de borca itiraz durumunda takibin yetkili icra dairesine gönderilmesi gibi bir buton veya seçenek bulunmadığı, davalı tarafından yetkili icra müdürlüğü İstanbul olarak gösterildiği göz önünde bulundurularak İstanbul mahkemelerinde işbu davayı açma zaruretinin hasıl olduğu, İtirazın iptali davalarının 2004 Sayılı İcra İflas Kanununun 67....
Yetki itirazı kaldırıldıktan sonra avukatın, icra dairesinde takibe devam edebilmesi için; MTS üzerinden “Yetki İtirazının Kaldırılması” seçeneğini seçerek işlem yapması ve varsa harçları ikmal etmesi zorunludur. …” şeklinde düzenlendiği, görüleceği üzere yönetmelikte borca itiraz durumunda 2004 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı; yetkiye itiraz durumunda sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğinin seçileceğinin belirtildiği, yani hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmemiş olduğu, hem yetki hem de borca itiraz durumunda takibin yetkili icra dairesine gönderilmesi gibi bir buton veya seçenek bulunmadığı, davalı tarafından yetkili icra müdürlüğü İstanbul olarak gösterildiği göz önünde bulundurularak İstanbul mahkemelerinde işbu davayı açma zaruretinin hasıl olduğu, İtirazın iptali davalarının 2004 Sayılı İcra İflas Kanununun 67....
Borçluların icra mahkemesine başvurusu yetkiye ve İİK 169. maddesi uyarınca, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK 169/a maddesi kapsamında incelenmesi gerekmektedir. Yetkiye itiraz yönünden yapılan incelemede; senetteki keşide yerinin Antalya olduğu, takibe konu senedin keşide yeri itibariyle yetkili icra dairesinde takibe konulduğu anlaşılmakla, davacının yetki itirazına yönelik istinaf istemi yerinde görülmemiştir. Borca itiraz yönelik olarak; İİK 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir. HGK 14.3.2001 tarih 2001/12- 233 ve 20.6.2001 tarih 2001/12- 496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır....
Madde 68 ve devamındaki maddelerde bahsedilen belgelerden biri olmadığını yerel mahkemenin dosyada yetki itirazı yönünden inceleme yaptığı ve bu incelemeye bağlı olarak yetki itirazını kaldırmış olmasının gerekçesini açıkladığını, ancak borca itiraz konusunda ve davacı tarafın borca itirazın kaldırılması yönündeki talebine karşı incelemesinden bahsetmediğini, kararda alacaklı ile borçlu arasında İİKm.68 anlamında bir belge olup olmadığının incelenmediğini, gerekçeli karar hakkının adil yargılanma hakkının temel unsurlarından biri olduğunu ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur....
İcra Müdürlüğü'nün 2017/7189 E sayılı dosyası ile icra takibine başladığını, ancak icra dosyasına yapmı olduğu yetkiye, borca ve takibe itiraz sebebi ile takibin durduğunu, davalı borçlu aleyhine ödenmeyen toplam alacağın 5.580,38 TL olduğunu, toplam alacağın takip tarihinden itibaren %28,08 temerrüt faiz oranı üzerinden işleyecek temerrüt faizi ile tahsilinin talep edildiğini, bu miktar üzerinde takibe geçildiğini, öncelikle borçlunun yasaya ve usule uygun olmayan yetki itirazının reddi gerektiğini, davalı borçlunun borca ve takibe yapmış olduğu itirazlarının da hukuki mesnetten yoksun ve tamamen kötü niyetli ve takibin sürüncemede bırakılmasına sebebiyet vermek kasdıyla yapılmış itirazlar olduğunu belirterek, davalı borçlunun yasaya ve usule uygun olmayan yetki itirazının reddi ile takibin açıldığı yer icra müdürlüğünün yetkili olduğuna, haksız ve de yasal dayanaktan yoksun bulunan borca ve takibi de yapılan tüm itirazlarının iptali ile takibin devamına, kötü niyetli olarak itirazda...