Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, takibin iptali ve haczedilmezlik şikayeti yönünden dosya tefrik edilerek iş bu dosya üzerinden yargılamaya devam edildiği anlaşılmıştır. DOSYADA TOPLANAN DELİLLER: Sakarya 3. İcra Müdürlüğü'nün 2020/2209 esas sayılı dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; İİK'nın 4. maddesi gereğince takip hangi icra dairesinde başlamış ise bu takiple ilgili itiraz ve şikayetlerin takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde çözümleneceği, anılan yetki kuralı kamu düzenine yönelik olup, kesin nitelikte olduğu, mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiği, Yasada, koşulların oluşması halinde İİK'nın 79 ve 360. maddelerinin bu husustaki yetkiyle ilgili istisnalar olduğu, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinin Sakarya 3. İcra Dairesi'nin 2020/2209 esas sayılı dosyası ile başlatıldığı, Düzce İcra Dairesi'nce taşınmaz üzerine konulmuş bir haciz bulunmayıp, Sakarya 3....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, İİK’nun 168/4-5 maddesinde öngörülen 5 günlük süreden sonra imzaya ve borca itiraz ederek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, usulsüz tebliğ şikayeti incelenemeden işin esasının incelenerek imzaya itirazın kabulü karar verilmesi üzerine, mahkeme kararının Dairemizce, öncelikle usulsüz tebliğ şikayeti yönünden inceleme yapılması gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu...

    isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. 1- Usulsüz tebliğ şikayeti yönünden Dairemizce yapılan incelemede, davacı borçlu adına çıkartılan örnek 10 ödeme emri tebligatında "Adreste kimse bulunmaması üzerine muhatap komşusu Ahmet Çınar'dan soruldu muhatabın işte (nerede olduğu bilinmediği) sözlü beyan etti....

    Somut olayda, davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Ilgın İcra müdürlüğünün 2010/644 talimat sayılı dosyasından alınan kıymet takdiri raporunu içerir tebligatın usulsüz olduğunu ve gecikmiş itiraz ileri sürerek tebligatın iptalini, meskeniyet şikayeti ileri sürerek haczin kaldırılmasını ve kıymet takdirine itirazını ileri sürerek yeniden rapor aldırılmasını talep etmiş olup; -Davacının usulsüz tebligat ve gecikmiş itiraz şikayeti inceleme yetkisinin, İzmir 14. İcra Dairesinin bağlı olduğu İzmir İcra Hukuk Mahkemelerine aittir. - Meskeniyet şikayetine konu mahcuz taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde, taşınmaza, asıl takip dosyası olan İzmir 14. İcra Müdürlüğü'nün 2008/5275 Esas sayılı dosyasından yazılan müzekkere ile doğrudan haciz konulduğundan, şikayeti inceleme yetkisinin, haciz işlemini yapan icra dairesinin bağlı olduğu İzmir İcra Hukuk Mahkemelerine ait aittir. - İzmir 14....

    a 22.05.2008 tarihinde bizzat tebliğ edilmesine karşın hükümlünün kararı süresi içerisinde temyiz etmediği gerekçesiyle 06.07.2010 tarih,36-174 sayılı ek karar temyiz isteminin reddine karar verilmiş ise de;hükümlünün “kararın tebliğ edildiği bildirilen 22.05.2008 tarihinde Buca'da bulunan Yeşilyurt Hastanesinde tedavi görmesi nedeniyle Alaşehir Cezaevinde olmadığını,Buca Cezaevinde bulunduğunu bu nedenle kararın kendisine tebliğ edilmediğini” iddia etmesi ve hükümlünün Alaşehir Cezaevi İnfaz Bürosu görevlileri ile ilgili şikayeti üzerine Alaşehir C.Başsavcılığı tarafından soruşturma açılarak 06.08.2010 tarihinde hükümlünün beyanının alındığının anlaşılması karşısında kararın hükümlüye bizzat tebliğ edildiği belirtilen 22.05.2008 tarihinde hükümlünün Alaşehir Cezaevinde olup olmadığı,anılan tarihte Yeşilyurt Hastanesinde tedavi görmek için Buca Cezaevinde kalıp kalmadığı belirlenerek ve hükümlünün şikayeti üzerine yapılan soruşturmanın sonucuda araştırılarak dosyanın temyiz incelemesi için...

      Mahkemece, şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmiş, kararın temyiz edilmesi üzerine üzerine, Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda, özetle; usulsüz tebligat şikayeti ile ilgili karar verildikten sonra işin esasına girilmesi gerektiği yönünde verilen bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gereklerine uygun şekilde usulsüz tebligat şikayeti nedeniyle ödeme emrinin hangi tarihte tebliğ edilmiş sayıldığına ilişkin hüküm kurulmaması isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile şimdilik diğer yönler incelenmeksizin mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Dairemizin kararından sonra yapılan yargılama sonucunda ilk derece mahkemesi; davacı borçluların usulsüz tebliğ şikayetinin yasal süresinde olduğu, her iki davacı/borçlu yönünden yapılan ödeme emri tebliği mazbatalarının incelenmesinde yapılan tebliğ işleminin Tebligat Kanunun 21., Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30.-31. maddelerine aykırı ve usulsüz olup, her iki borçlu yönünden usulsüz tebligat şikayetinin yerinde olduğu, bu nedenle yetki itirazının incelemesine geçildiği, takibe konu çekte adresin Malatya olduğu, davacının yetki itirazında haklı olduğu gerekçesiyle usulüne uygun yetki itirazının kabulüne, sair itiraz ve şikayetler hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir....

        Davacı vekili tarafından tek dava dilekçesi ile meskeniyet şikayeti ile kıymet takdirine itiraz şikayetinin birlikte yapıldığı, mahkemece tensip kararı ile meskeniyet şikayeti yönünden dosyanın tefrik edilerek inceleme konusu esasa kaydının yapıldığı ve akabinde dosya üzerinden yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmıştır. İİK'nın 4. maddesi gereğince, takip hangi icra dairesinde başlamış ise, bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Koşulların oluşması halinde İİK'nın 79. ve 360. maddeleri, kanunun yetki ile ilgili istisnalarını oluşturmaktadır. İİK'nın 79/2. maddesinde; "haczolunacak mallar başka bir yerde ise haciz yapılmasını malların bulunduğu yerin icra dairesine hemen yazar. Bu halde hacizle ilgili şikayetler, istinabe olunan icra dairesinin tabi bulunduğu icra mahkemesince çözümlenir..." hükmü yer almaktadır....

        Kıymet takdirine ilişkin itiraz davadan tefrik edilmiş, yetki itirazı ve meskeniyet şikayeti hakkında karar verilmiştir....

        Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiası İİK.nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup açıkça ve delilleriyle ileri sürülmesi gerekir (HGK'nun 27.01.2010 tarih 2009/12-539 E.,2010/16 sayılı kararı). Somut olayda borçlunun icra mahkemesine verdiği dilekçesinde kendisine gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz olduğuna dair açık bir iddiası bulunmamaktadır. Şikayet dilekçesinde yer alan: "ödeme emrinin muhtara bırakıldığı, ödeme emrinden 21.09.2015 tarihinde haberdar olunduğu" şeklindeki beyanlar usulsüz tebligat şikayeti olarak yorumlanamaz. Zira tebligat usulsüzlüğü ayrıca, açıkça ve delilleriyle ileri sürülmüş değildir. O halde yöntemine uygun olarak açıkça ve delilleriyle ileri sürülen bir tebligat usulsüzlük şikayeti bulunmadığı halde mahkemece hukuki tavsifte hataya düşülerek 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uygulanmak suretiyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

          UYAP Entegrasyonu