DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibinde, borca ve yetkiye itiraza ilişkindir. Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte borçlunun yasal süresi içinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda; sair itirazları ile birlikte takibi yapan Bursa 9. İcra Dairesi'nin yetkisine itiraz ettiği anlaşılmıştır. HMK'nun 19/2. maddesine göre yetki itirazında, yetkili icra dairesinin doğru olarak gösterilmesi gerekir. Aksi halde geçerli bir yetki itirazının varlığından söz edilemez. Somut olayda, davacı/borçlunun yetki itirazında yetkili icra dairesini göstermediği anlaşılmakla yetki itirazının reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. İİK’nun 169/a-l. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir....
Mahkemece, toplanan delillere göre, mahkemenin yetki alanı içerisinde başlatılan bir icra takibi bulunmadığından davanın usul yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TTK.nun 1301.maddesinden kaynaklanan tazminatın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı ... şirketi, Şişli 1.İcra Müdürlüğü’nün 2006/8302 Esas sayılı takip dosyası ile davalılar aleyhinde icra takibinde bulunmuş, davalılar icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiş, sadece borca itiraz etmiştir. Borca itiraz üzerine duran icra takibine karşı, itirazın iptali istemi ile açılan iş bu dava HUMK.’ndaki genel yetki kuralları uyarınca, davalıların ikametgahı olan yetkili Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılmıştır. İİK.nun 67.maddesine dayanan ve İcra Dairesinin yetkisine itiraz olmayan itirazın iptali davasının, takibin yapıldığı İcra Dairesinin yetki çevresinde görüleceğine dair bir usul hükmü de yoktur....
Davalı vekili, davacının itirazi kayıt ileri sürmeksizin ve ayıp ihbarında bulunmaksızın dairesinde 2000 yılından itibaren oturmaya başladığını, 2002 yılında yaptırdığı tespitlerin de süresinden sonra olduğunu savunarak, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu, bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; davacının tamamlanmamış işler nedeniyle davalı kooperatife ihtarname göndermediği ve uygun bir süre vermediği, davalı kooperatifin davacıyla ilgili özel uygulamaya zimni olarak rıza gösterdiği yönünde bir kabulün kooperatifin amacı ve hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceği, davacının icra takibine konu borca itiraz etmediği, taraflar arasındaki 25.02.2005 tarihli protokolde davacının devam eden davadaki haklarını saklı tuttuğu, bu durumda davacının davalı kooperatiften bir talepte bulunamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
, borca ve fer'ilerine itiraz ettiklerini belirterek itirazlarının kabulüne ve tazminata hükmedilmesini talep etmiştir....
Davacı İdare hem yetkiye hem de borca itiraz edilmesi karşısında genel mahkemede itirazın iptali davasını açmak yolunu seçmiştir. Bu davada da iddiasını haksız fiilden doğan para alacağı olması nedeniyle HUMK'nun 21 ve BK.nun 73.maddesi gereğince davacının ikametgahının bulunduğu ... İcra Dairelerinin yetkili olduğu noktasına dayandırmıştır. Davalı borçlu ise; genel hükümlere göre borçlunun ikametgahı İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle hem İcra Müdürlüğünün hem de davanın açıldığı bu mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu savunmuş, böylece icra dairesinin yanında mahkemenin yetkisine de itiraz etmiştir. Mahkemece; icra takibinde davalının hem borca hem de yetkiye itiraz ettiği halde, davada yetkiye itirazın iptali yönünde istemde bulunulmadığı böylece yetki itirazının benimsendiği dolayısı ile geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir....
Davacı İdare hem yetkiye hem de borca itiraz edilmesi karşısında genel mahkemede itirazın iptali davasını açmak yolunu seçmiştir. Bu davada da iddiasını haksız fiilden doğan para alacağı olması nedeniyle HUMK'nun 21 ve BK.nun 73.maddesi gereğince davacının ikametgahının bulunduğu ... İcra Dairelerinin yetkili olduğu noktasına dayandırmıştır. Davalı borçlu ise; genel hükümlere göre borçlunun ikametgahı İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle hem İcra Müdürlüğünün hem de davanın açıldığı bu mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu savunmuş, böylece icra dairesinin yanında mahkemenin yetkisine de itiraz etmiştir. Mahkemece; icra takibinde davalının hem borca hem de yetkiye itiraz ettiği halde, davada yetkiye itirazın iptali yönünde istemde bulunulmadığı böylece yetki itirazının benimsendiği dolayısı ile geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir....
Davacı İdare hem yetkiye hem de borca itiraz edilmesi karşısında genel mahkemede itirazın iptali davasını açmak yolunu seçmiştir. Bu davada da iddiasını haksız fiilden doğan para alacağı olması nedeniyle HUMK'nun 21 ve BK.nun 73.maddesi gereğince davacının ikametgahının bulunduğu Ankara İcra Dairelerinin yetkili olduğu noktasına dayandırmıştır. Davalı borçlu ise; genel hükümlere göre borçlunun ikametgahı İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle hem İcra Müdürlüğünün hem de davanın açıldığı bu mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu savunmuş, böylece icra dairesinin yanında mahkemenin yetkisine de itiraz etmiştir. Mahkemece; icra takibinde davalının hem borca hem de yetkiye itiraz ettiği halde, davada yetkiye itirazın iptali yönünde istemde bulunulmadığı böylece yetki itirazının benimsendiği dolayısı ile geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir....
in, borca itirazlarının yanında ... İcra Dairelerinin yetkili olduğunu ileri sürerek takibe itiraz ettiği, alacaklının borçluların borca ve yetkiye itirazlarının kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, borçlulardan ...'a ödeme emri tebliğ edilmediği, yetkiye itiraz eden borçluların ikametgahının ... olduğu gerekçesi ile yetki itirazının kabulü ile itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.İİK.nun 50.maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken HMK.nun 7/1.maddesi birinci cümlesine göre borçlu birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yeri icra müdürlüğünde takip yapılabilir. Bu durumda, diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar. Ancak, anılan hüküm borçlulardan biri için genel yetkili icra dairesinde takip yapılması ve onun hakkındaki yetkinin kesinleşmiş olması hali içindir. Somut olayda, itiraz eden borçluların adresinin ..., takip borçlularından ...'...
İcra Müdürlüğünün 2013 /209 Esas sayılı dosyasında yapılmış, borçlu süresinde borca itiraz etmiş, icra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmemiştir. Davalı, 05.12.2013 gününde yapılan dava dilekçesi tebliğinden sonra 11.12.2013 tarihinde süresinde yetki itirazında bulunmuştur. İtirazın iptali davasında yetkili mahkeme HMK'nın 6. maddesi uyarınca davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Akdi ilişkinin çekişmesiz olduğu durumlarda TBK'nın 89/1. madde hükmüne göre alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde de itirazın iptali davası açılabilir. Akdi ilişkinin varlığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık varsa, bu durumda alacaklının kendi yerleşim yeri mahkemesinde açtığı itirazın iptali davası yetki itirazı ile karşılaşabilir. Borçlu takibe itirazında sadece alacağın varlığını ve bu ilişki nedeniyle takip konusu meblağ kadar alacaklı olduğunu kanıtlamalıdır. Somut olayda borçlu, borca, takibe ve imzaya itiraz etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2012/18258 Esas sayılı dosyasında Türkiye Vakıflar Bankası tarafından ... aleyhine icra takibi yapıldığı, borçlu vekilinin icra müdürlüğüne verdiği 21/11/2012 tarihli itiraz dilekçesi ile yetkiye ve borca itiraz ettiği ancak yetkili İcra Müdürlüğünü belirtmediği, yetki itirazının açık olarak yapılması gerektiği, HMK'nın 19. maddesi uyarınca usûlüne uygun yetki itirazı bulunmadığı gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. İtirazın iptali davasında yetkili mahkeme HMK'nın 6. maddesi uyarınca davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Akdî ilişkinin çekişmesiz olduğu durumlarda TBK'nın 89/1. maddesi hükmüne göre alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde de itirazın iptali davası açılabilir. Akdî ilişkinin varlığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık varsa, bu durumda alacaklının kendi yerleşim yeri mahkemesinde açtığı itirazın iptali davası yetki itirazı ile karşılaşabilir....