Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı borçlu borca itiraz dilekçesinde borca itirazla birlikte yetki itirazında bulunmuştur. İcra Müdürlüğüne sunulan yetki itirazı konusunda mahkemece öncelikli olarak inceleme yapılıp karar verilmesi gerekir. İcra dairesinin yetkili olması itirazın iptali davalarında dava şartı olduğundan mahkemece bu itiraz konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması nedeniyle mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İlk derece mahkemesinin; davacı borçlunun yetki itirazının kabulü kararında isabetsizlik bulunmadığı gibi davalının istinaf dilekçesinde kendi müvekkilinin tacir olduğu iddiasının bulunduğu karşı tarafla ilgili bir iddiasının bulunmadığı da sabit olmakla bu istinaf sebebi de yersizdir. Borca itiraz yönünden ise yukarıda da değinildiği gibi yetki itirazının kabulüne karar verilmekle, sair itiraz ve şikayetlerin de konusuz kalacağı ve bu hususlarda, yetkili icra müdürlüğünce çıkartılacak ödeme emri üzerine, itiraz halinde yetkili icra mahkemesince gerekli kararın verilebileceği aşikardır. HMK.'nun 355. Maddesi kapsamında Dairemizce resen nazara alınması gereken herhangi bir kamu düzenine aykırılık da bulunmamaktadır....

    İİK'nun 169/a-1. maddesinde; "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi, yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda başvuru, borca itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince, mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması (yetki itirazının incelenmesi hariç) gerekir....

      Somut olayda; başvuru, kambiyo takibinde yetki itirazının yanında borca, faize, imzaya, ferilerine itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. Ancak yetki itirazının incelenmesinde anılan madde hükümleri uygulanmayıp, taraflar gelmese bile gereken kararın verilmesi zorunludur. O halde mahkemece, duruşma açılarak, itirazlar incelenmek suretiyle varsa tarafların delilleri değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Bunun yanında davacı - borçlu tarafından aynı icra takip dosyasına ilişkin olarak İstanbul 25....

      Takip konusu bononun incelenmesinde düzenleme yerinin İstanbul olduğu, düzenleme yeri İstanbul olması nedeni ile İstanbul icra müdürlüklerinin takipte yetkili olduğu bu nedenle yetki itirazının kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığı davacının borca itirazını haklı kılacak İİK 169.maddesi kapsamında delil sunmadığı, talep edilen faiz oranı ve miktarının yasal olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin kabulüne ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına yetki itirazı ve borca itiraz yerinde olmadığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davalının istinaf talebinin KABULÜ ile İstanbul 9....

      Davacı vekili tarafından ... 4.İcra Müdürlüğünün 2009/6342 sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinde 2007/Kasım-2009/Mart arası aylara ilişkin toplam 10.200 TL kira alacağın tahsili istenmiş, davalı borçlu ise süresinde verdiği borca itiraz dilekçesinde; borca ve takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. Alacaklı tarafından itirazın kaldırılması ve tahliye istemiyle açılan işbu davada mahkemece 7.200 TL alacağa yönelik itirazın kaldırılmasına, kabul edilen miktarın %40’ı oranında davacı yararına, reddedilen kısmın %40’ı oranında davalı yararına icra tazminatına ve kiralananın tahliyesine karar verilmiştir. Yetki konusu İİK’nun 50.maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında yetki itirazının esas hakkında itirazla birlikte yapılacağı, mahkemenin öncelikle yetki itirazını inceleyip kesin olarak karara bağlaması gerektiği belirtilmiştir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Somut olayda, borçlunun, takibe itiraz dilekçesinde, yetki itirazı yanında borca itirazını belirttiği, akdi ilişkiyi kabul ettiği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 89. maddesinin uygulanması gerektiği, bu durumda HMK'nun 6. maddesi uyarınca alacaklı davacının yerleşim yerinde takibin yapılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, Ayrıca, somut olayda, davalı borçlunun icra dosyasına sunduğu itirazın borca kısmi itiraz niteliğinde olduğu, İİK'nun 62/4. maddesi gereğince itiraz edilen kısmın miktarı açıkça gösterilmediği, Buna göre, borca yönelik bu kısmi itiraz geçersiz bir kısmi itiraz olup bu doğrultuda verilen takibin durdurulmasına yönelik 24/11/2020 tarihli müdürlük kararı da yerinde olmadığı yönündeki gerekçe ile "Davanın KABULÜ ile borçlunun yetki itirazının KALDIRILMASINA, Borçlunun kısmi itirazının geçersiz olduğundan takibin durdurulmasına yönelik 24/11/2020 tarihli müdürlük kararının KALDIRILMASINA ve TAKİBİN DEVAMINA, Yasal şartlar...

        Borçlunun yetki itirazı ile birlikte borca itiraz etmesi ve alacaklının da genel mahkemede itirazın iptali davası açması halinde, genel mahkeme icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazı İcra Hukuk Mahkemesi yerine geçerek çözümlemelidir. Zira, genel mahkemenin de yetki itirazını incelemeye yetkili olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda, davalı borçlu vekili tarafından ödeme emrinin tebliği üzerine icra dairesine sunulan ve dosya kapsamında yer alan itiraz dilekçesinde yukarıda yer verildiği gibi sadece "yetki" itirazında bulunulmuştur. Borca ve fer'ilerine yönelik bir itiraz yoktur. "...İcra takibi sebebiyle gönderilen ödeme emrine karşı borçlu sadece yetki itirazında bulunmuş ise, bu itirazın kaldırılması yetkisi münhasıran icra mahkemesine ait olup, alacaklının itirazın kaldırılmasını icra mahkemesinden isteyebileceği İcra ve İflas Kanunu'nun 50/2. maddesi hükmü gereğidir (Baki Kuru, İcra İflas Hukuku Ders Kitabı,19.Bası,s.124)....

        itiraz edilmesi ve borca itiraz dilekçesinin davacı tarafa 16/11/2020 tarihinde tebliğ edilmiş olması halinde, İİK 67.maddesi uyarınca davanın en geç 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde 16/11/2021 tarihine kadar açılması gerekmektedir....

          Belirtilen sebeplerle, İzmir İcra Daireleri yetki sözleşmesi gereğince takipte yetkili olup, ilk derece mahkemesince yetki itirazının reddine karar verilmesi isabetlidir. Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde takibe dayanak senetlerin teminat amacıyla verildiğini ileri sürmüştür. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu; İİK'nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK'nun 169/a maddesi gereğince incelenmesi gerekmektedir. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir. Takip dayanağı senedin, teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da takip dayanağı senede açık atıf yapan yazılı bir belge ile ispatlanması gerekmektedir....

          UYAP Entegrasyonu