Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

kendiliğinden gözetmediğini, borçlunun icra dairesinin yetkisiz olduğunu kendisine gönderilen ödeme emri üzerine itiraz yolu ile ileri sürmesi gerektiğini, süresi içinde yetki itirazı ileri sürülmezse, davada olduğu gibi icra dairesinin tüm takip için yetkili hale geldiğini, icra mahkemesinin yetkisinin, kural olarak icra dairesinin yetkisine göre belirleneceği için, borçlunun icra dairesinin yetkisine itiraz etmemekle, icra dairesinin ve dolayısıyla icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesinin yetkisini de kabul etmiş sayıldığını, burada bir fiksiyonun söz konusu olduğunu, borçlunun iradesinin gerçekten bu doğrultuda olmasına gerek olmadığını, itiraz ileri sürülmeyince icra dairesinin, kanundan dolayı yetki kazanmış olacağını, süresinde yetki itirazında bulunulmadığı için yetki itirazını ileri sürme hakkının düşmüş olacağını beyanla İstanbul Anadolu 3....

    İlk derece mahkemesi; borçlunun takibe itiraz dilekçesinde, yetki itirazı yanında açıkça borca itirazını belirtmediği, akdi ilişkiyi kabul ettiği yada reddettiği yönünde beyanda bulunmadığı, bu hali ile borçlunun akdi ilişkiyi kabul ettiği sonucuna varılması mümkün olmadığından, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 89. maddesinin uygulanması imkanı bulunmadığı, bu durumda HMK'nın 6. maddesi uyarınca borçlunun yerleşim yerinde takibin yapılması gerektiği gerekçesi davanın reddine karar vermiştir. Davacı/alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; davacının sadece yetki itirazında bulunduğunu, borca itiraz etmediğini, akdi ilişkiye bir itirazı bulunmadığını, HMK'nın 10 ve TBK'nın 89. maddeleri hükmü gereği müvekkilinin merkez adresinin bulunduğu İstanbul İcra Daireleri'nin yetkili olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

    hükmü mevcut olup kesin yetki düzenlemesi sözkonusu değildir. Buna karşın HMK'nun 19. maddesine göre, yetkinin kesin olmadığı hallerde yetki itirazı cevap dilekçesinde ileri sürülmelidir, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir. Somut olayda, davalının yetki itirazı bulunmadığı halde Gümüşhane Tüketici Mahkemesince re'sen yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın, Gümüşhane Tüketici Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22. maddeleri gereğince Gümüşhane Asliye Hukuk Mahkemesinin (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 22/11/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi...

      Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davada kesin yetkinin sözkonusu olmadığı, davalının yetki itirazında bulunmadığı gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22. maddesinin 5. fıkrasında “Değeri beşyüz milyon liranın altında bulunan uyuşmazlıklarda tüketici sorunları hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu uyuşmazlıklarda heyetin vereceği kararlar tarafları bağlar. Bu kararlar İcra ve İflas Kanununun ilamların yerine getirilmesi hakkındaki hükümlerine göre yerine getirilir. Taraflar bu kararlara karşı onbeş gün içinde tüketici mahkemesine itiraz edebilirler. İtiraz, tüketici sorunları hakem heyeti kararının icrasını durdurmaz. Ancak, talep edilmesi şartıyla hakim, tüketici sorunları hakem heyeti kararının icrasını tedbir yoluyla durdurabilir. Tüketici sorunları hakem heyeti kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine tüketici mahkemesinin vereceği karar kesindir.” düzenlemesi mevcuttur....

        Hal böyle olunca yetki itirazının genel yetki kuralları çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir. İtirazın iptali davalarında yetkili icra dairesinde takip yapılmış olması dava şartlarından olduğundan hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi halinde İİK.nun 50.maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisi incelenmelidir. Bu durumda mahkemece belirtilen ilkeler çerçevesinde icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davada kesin yetkinin sözkonusu olmadığı, davalının yetki itirazında bulunmadığı gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22. maddesinin 5. fıkrasında “Değeri beşyüz milyon liranın altında bulunan uyuşmazlıklarda tüketici sorunları hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu uyuşmazlıklarda heyetin vereceği kararlar tarafları bağlar. Bu kararlar ... ve İflas Kanununun ilamların yerine getirilmesi hakkındaki hükümlerine göre yerine getirilir. Taraflar bu kararlara karşı onbeş gün içinde tüketici mahkemesine itiraz edebilirler. İtiraz, tüketici sorunları hakem heyeti kararının icrasını durdurmaz. Ancak, talep edilmesi şartıyla hakim, tüketici sorunları hakem heyeti kararının icrasını tedbir yoluyla durdurabilir. Tüketici sorunları hakem heyeti kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine tüketici mahkemesinin vereceği karar kesindir.” düzenlemesi mevcuttur....

            Kooperatif, Ticaret, Eğitim ve Büro İşçileri Sendikası vekili cevap dilekçesinde; davacı işverene bağlı işyerlerinde toplu ... sözleşmesi yapmak için 25.10.2019 tarihinde davalı Bakanlığa müracaat ettiklerini, olumlu yetki tespiti yazısının verildiğini, davacı tarafın iki nedenden yetkiye itiraz ettiğini, bu gerekçelerin yasal olmadığını, yetki tespitinin kayıtlı işyerleri üzerinden yapılacağını, kayıtsız işyerlerinin yetki tespitinde yasal olarak dikkate alınmayacağını, sendika üyesi işçilerin üyeliklerin e-devlet üzerinden yapıldığını, tüm verilerin elektronik ortamda tutulduğunu, davalı Bakanlığın bu kayıtlar üzerinden yetki tespiti yaptığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini talep etmiştir. III....

              Sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığını, yetki tespitinin kanuna aykırı olduğunu ve iptali gerektiğini, yetki tespiti kararının işyeri bölümünde ... Yalıtım Malzemeleri San. ve Tic. Ltd. Şti. olarak belirlendiğini ve adresin .../..., .../... ve .../...'da bulunan fabrikaları şeklinde belirtildiğini, yetki tespiti kararının .../...'nde bulunan işyerine tebliğ edildiğini, söz konusu kararın işveren Şirket adına tebellüğ etme yetkisi olmayan çalışana tebliğ edildiğini, işveren Şirketin yetki tespitine 20.05.2019 tarihinde muttali olduğunu, buna göre 6 ... günü içerisinde itiraz yapıldığını, itiraz konusu yapılan yetki tespiti kararına konu olan yetkilendirmenin 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ......

                İkinci fıkrasında da; “İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir.”...

                Maddesi "Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir." hükmünün düzenlendiği, Yetki itirazında bulunmak için HMK'nun 19/2.maddesi gereğince "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz,"hükmünün düzenlendiği, 6100 Sayılı HMK.nın 19/2 maddesine göre, davalı şirketin adresine göre Malatya Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olduğu, davalının ... 7. İcra Dairesi'nin ... E....

                  UYAP Entegrasyonu