Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, yetki itirazının kaldırılması istemine ilişkindir. ... 19. İcra Hukuk Mahkemesince, alacağın kredi kartından kaynaklanması nedeniyle, yetkiye ilişkin itirazın Tüketici Mahkemesince değerlendirileceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 5. Tüketici Mahkemesi ise, icra takibine yapılan itirazının İcra Hukuk Mahkemesinde görüleceğini belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. İİK'nun 50/II. maddesinde “Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur.” hükmüne yer verilmiştir. Davacı, yaptığı takipte davalının yetki yönünden itirazda bulunduğunu belirterek, itirazın kaldırılmasını talep etmiştir....
Somut olayda; takibin İstanbul İcra Dairesi'nde başlatıldığı, borçlunun icra müdürlüğüne sunduğu itiraz dilekçesinde ikamet adresinin Amasya olduğu açıklamasıyla yetki itirazında bulunduğu, ancak yetkili icra dairesini açıkça belirtmediği anlaşıldığından, usulüne uygun ve geçerli bir yetki itirazı söz konusu değildir. Bu durumda yetki itirazı dikkate alınmayacağından ve takibin durması sunucunu da doğurmayacağından alacaklının yetki itirazının kaldırılmasını talep etmesi fuzuli bir başvurudur. Mahkemece bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı nedenlerle reddedilmesi isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle; davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının yetki itirazının kaldırılması talebinin, borçlunun geçerli bir yetki itirazı olmadığından reddine, davacının sair istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Mahkemece borca itirazın esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken geçerli bir yetki itirazının bulunduğu ve yetki itirazının kaldırılması istenmeden sadece borca itirazın kaldırılması istendiği gerekçesiyle itirazın usulden reddine karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
A.Ş. hakkında genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte borçlunun süresinde yetkiye ve borca itiraz ettiği, alacaklı tarafından itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece yetki itirazının kaldırılması talebinin reddine karar verildiği görülmektedir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile yürürlükten kaldırılan 1086 Sayılı HUMK'nun 22. maddesinde; tarafların yetki sözleşmesi yapmak suretiyle yetkili olmayan bir mahkemenin yetkisini kabul edebilecekleri, buna göre tüzel kişilerin yanında gerçek kişilerin de yetki sözleşmesi yapabilecekleri düzenlenmiş bulunmakta idi. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu' nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde ise; "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, dava, sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır" düzenlemesine yer verilmiştir....
Borçlu yalnız yetki itirazında bulunmuş ise alacaklı icra mahkemesinden İİK'nun 50/2. maddesi uyarınca itirazın kaldırılmasını talep eder. İtirazın kaldırılması isteminde ispat yükü alacaklıda olup, yetki itirazının haksız olduğunu İİK'nun 68/1. maddesinde sayılan belgelerle ispat etmek zorundadır. Somut olayda, alacaklı, borçlu hakkında enerji verimliliği hizmet sözleşmesine dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatmış olup, borçlu ise süresi içerisinde icra dairesinde takip dayanağı sözleşmeye, sözleşmedeki imzaya dair esas hakkındaki itirazları ile birlikte yetki itirazında bulunmuş ve yetkili icra dairesinin borçlu şirket merkezinin bulunduğu Konya icra müdürlüğü olduğunu ileri sürmüştür. Alacaklının İcra Mahkemesine başvurarak borca ve yetkiye yönelik itirazın kaldırılmasını istediği, mahkemece yetki itirazının kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür....
Somut olayda, borçlunun itirazında icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz ettiği dikkate alındığında, öncelikle incelenmesi gereken yetki itirazının kaldırılması talebi hakkında inceleme yapılmadan ve bu konuda karar verilmeden, doğrudan borca itirazın kaldırılması istemi incelenerek karar verilmesi isabetsizdir. O halde mahkemece yapılacak iş, alacaklının, yetki itirazının kaldırılması talebi hakkında karar verilerek şayet borçlunun yetki itirazı yerinde ise alacaklının isteminin reddine; aksi halde yetki itirazı kaldırıldıktan sonra borca itirazın incelenmesine geçilerek oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir. 2) Alacaklının borçlu ... Tic. Ltd. Şti yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde; Alacaklı tarafından borçlu şirket hakkında 27/08/2013 keşide tarihli ve aynı tarihte ibraz edilen çeke dayalı olarak genel haciz yolu ile icra takibine geçilmiş ve adı geçene örnek 7 numaralı ödeme emri tebliğ edilmiştir....
Korgan Sulh Hukuk Mahkemesi ise davanın sigortalısına tazminat ödeyen sigorta şirketinin zarar verene rücu hakkına dayanarak itirazın iptali davası olduğu,davanın sigorta sözleşmesine dayalı bir dava olmadığı, sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davalarında yetkinin HMK 15. madde de düzenlenmiş olup kesin yetki olmadığı somut olayda davacı ... şirketiyle davalı kiralayan malik arasındaki ilişkinin kira akdine dayandığı, kira akdine dayalı davalarda yetkinin kesin yetki olmadığı ve yetki itirazının HMK 116/1-a ve 117. maddeler gereğince ilk itiraz olup cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerektiği dava dilekçesinin davalıya 24/11/2011 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen yetki itirazının iki haftalık süre içerisinde yapılmadığı dolayısıyla davaya Samsun 1. Sulh Hukuk Mahkemesince devam edilmesi gerekirken yetkisizlik kararı verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle karşı yetkisizlik kararı verilmiştir....
Mahkemece, imzası ikrar olunsa bile, tarihi inkar edilen tahliye taahhütnamesine dayalı itirazın kaldırılması istenemeyeceğinden ve davalı kiracı tanzim tarihine karşı çıktığından uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği, ayrıca tahliye taahhüdüne ilişkin takipte yetkili icra müdürlüğünün taşınmazın bulunduğu yer ile borçlunun yerleşim yeri adresi olduğu, tahliyesi istenilen taşınmazın Beşiktaş/... adresinde olduğu, borçlunun yerleşim yeri adresinin de ... adresi olduğu anlaşılmakla, davalının yetkiye itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle, davalının yetki itirazının kaldırılması talebinin reddine karar verilmiş, karar davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tahliye taahhüdü nedeni ile yapılan takibe itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. Davada dayanılan ve hükme esas alınan 18.01.2011 tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır....
Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, borçlunun itirazında icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz ettiği dikkate alındığında, öncelikle incelenmesi gereken yetki itirazının kaldırılması talebi hakkında inceleme yapılmadan ve bu konuda karar verilmeden, doğrudan borca itirazın kaldırılması istemi incelenerek karar verilmesi isabetsizdir. O halde mahkemece yapılacak iş, alacaklının, yetki itirazının kaldırılması talebi hakkında karar verilerek şayet borçlunun yetki itirazı yerinde ise alacaklının isteminin reddine; aksi halde yetki itirazı kaldırıldıktan sonra borca itirazın incelenmesine geçilerek oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir. Öte yandan, inceleme konusu uyuşmazlık, İİK'nun 68/a maddesi gereğince itirazın kaldırılması olduğuna göre, itirazın iptali olarak nitelendirilip hüküm kurulması da yerinde değildir....
O halde mahkemece, öncelikle alacaklının, yetki itirazının kaldırılması isteminin çözümlenmesi ve borçluların yetki itirazı yerinde görülmez ise, diğer (borcun olmadığı, işlemiş faize ve mükerrer takip yapıldığına yönelik) itirazların kaldırılması talebinin incelenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, öncelikle yetki itirazının kaldırılması istemi incelenmeksizin ve bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçluların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....