DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, nafakanın kaldırılması talebine ilişkindir. Davacı taraf; yetkisizlik kararına yönelik olarak süresinde istinaf talebinde bulunmuş ve kararın bu yönlerden kaldırılmasını talep etmiştir. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda; HMK'nun 19/2 maddesine göre "Yetki itirazının kesin olmadığı davalarda yetki itirazının cevap dilekçesi ile ileri sürülmesi gerekir. Birden fazla yetkili mahkeme var ise seçtiği mahkemeyi bildirir, aksi taktirde yetki itirazı dikkate alınmaz." Davalı vekili cevap dilekçesinde müvekkilinin ikametinin Bor İlçesi olduğunu bildirmiş ancak yetkili mahkemeyi bildirmemiştir. 6100 sayılı HMK'da genel yetkili mahkeme 6.madde de düzenlenmiştir. Buna göre; ''Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.''...
KARAR Alacaklı vekili, borçlu aleyhine İznik Asliye (Aile) Mahkemesi’nin 11/03/2014 tarihli ve 10 nolu ara kararına dayanılarak başlatılan ilamsız takipte, borçlunun daha önce aynı ara kararına dayanılarak başlatılan ilamlı icra takibinin harç ödenmeksizin ilamsız takibe dönüştürülemeyeceği, HMK.nun 6. maddesi gereğince, borçlunun ikametgahı icra dairesinin yetkili olması nedeniyle yetki itirazında bulunması üzerine, İcra Müdürlüğü’nün takibin İİK.nun 66. maddesi uyarınca tamamen durdurulmasına karar verildiğini borçlunun yetki itirazı ile esasa ilişkin itirazının kaldırılmasına, alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme’ce borçlunun yetkiye ve borca itirazının kaldırılmasına, takibin devamına, asıl alacağın % 20'si olan, 180,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde, borçlunun yetkiye ve borca yönelik itirazlarının kesin olarak kaldırılması ve icra inkar tazminatına hükmolunması istemine ilişkindir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Somut olayda, davacı alacaklı tarafça, borçlunun borca yönelik itirazları ile birlikte yetki itirazının da kesin olarak kaldırılması talep edildiği halde, mahkemece, yetki itirazının kesin olarak kaldırılması istemi hakkında herhangi bir hukuki değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Öncelikle, yetki itirazının kesin olarak kaldırılması isteminin değerlendirilmesi usulen zorunludur....
Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; davalının itiraz dilekçesinde yetki itirazında bulunurken yetkili icra dairesini bildirmediği, usulüne uygun yapılmış bir yetki itirazının bulunmadığı, bu nedenle yetki itirazının kaldırılması gerektiği, alacaklının icra takibine dayanak gösterdiği rehin açığı belgesinin İİK.nın 68/1. maddesinde yazılı nitelikte belge olduğu, rehin açığı belgesine bağlanan alacaklar için faiz talep edilemeyeceğine dair yasal bir düzenleme olmadığına göre borçlunun itirazına konu olan faiz alacağına ilişkin olarak faize yönelik itirazında kaldırılması gerektiği, borçlunun icra takibine ilişkin itirazlarının esasa ilişkin nedenlere dayandığı ve aynı kuvvette bir belge ile kanıtlanamadığı, bu nedenle borçlunun itirazı mahkemece kaldırıldığından ve alacaklının da talebi bulunduğundan İİK'nın 68/son maddesi uyarınca alacaklı lehine tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu anlaşıldığından istinaf talebinin esastan kabulüne...
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan cari hesap ekstresinden bakiye alacağı bulunduğunu, alacağın tahsili içi ... 4.İcra Müdürlüğünün 2008/4161 Esas sayılı dosyası ile takip yaptıklarını, ancak davalının yetki itirazında bulunduğunu, yetki itirazının kabul edilerek Kadıköy 7.İcra Müdürlüğünün 2008/3815 Esas sayılı dosyası ile takibe devam ettiklerini, davalının bu kez borca ve fer’ilerine itiraz ederek takibi durdurduğunu bildirerek itirazın iptali ile takibin devamına, inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Hukuk Dairesinin 2016/25641 Esas, 2017/14510 Karar sayılı ilamı)" şeklindeki gerekçelerle davacının yetki itirazının REDDİNE karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürülen iddialar gözetilmeksizin hatalı hukuki değerlendirmeler ve yazılı gerekçelerle yetki itirazının reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla yapılan icra takibinde icra müdürlüğünün yetkisine itiraza ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir" hükmünü içermektedir. Bu hükme göre, başvurunun niteliği de gözetilerek mutlaka duruşma açılmalı ve yetki itirazı duruşmalı olarak incelenmelidir. Bu bağlamda, daha özel bir kanun olan İİK'daki usul hükümlerinin, daha genel bir kanun olan HMK hükümleri ile değiştirildiği söylenemez. Somut olayda, ilk derece mahkemesince duruşma açılmaksızın dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilmesi nedeniyle, verilen karar hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğindedir. Mahkemece yapılması gereken duruşma açılıp, taraf teşkili sağlandıktan sonra, taraflar gelmese bile yetki itirazının değerlendirilmesi, tarafların talebi halinde delillerini sunmaları için imkan tanınması, gösterecekleri deliller toplandıktan sonra, tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle, yetki itirazının yerinde olup olmadığı konusunda karar verilmesidir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dosyadaki faturaların İİK'nın 68 ve 68/a'da yazılı belgelerden olduğunu, kaldı ki davalı vekilinin 26/11/2019 havale tarihli itiraz dilekçesinin eki kısmında ödeme belgesi yazdığını, bu dilekçenin mahkeme içi ikrar sayılacağını, borçlu şirketin alacaklının nuvaffakatı olmadan bundan dönmesinin yasal olarak mümkün olmadığını, yetki itirazının İİK'nın 50. maddesine tabi olduğunu, TBK'nın 89/1. maddesine göre para alacağının alacaklının ikametgahında takip edileceğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 68. maddesine dayalı yetki itirazının kaldırılması istemine ilişkindir....
İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince: "Davacı alacaklı, borçlunun yetki itirazının ve borca itirazının kaldırılmasını talep etmiştir. İİK.nun 50/1. maddesine göre; HMK'nın yetkiye ilişkin hükümleri, para ve teminat alacaklarına dayalı takiplerde kıyas yolu ile uygulanır. Konusu mal varlığı olan borçlar hukukuna ilişkin sözleşmelerden doğan davalarda yetki, HMK.nun 10. maddesinde belirtilen kurallara göre çözümlenir. Anılan madde, sözleşmeden doğan davalar için sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin yetkili olacağı yönünde özel yetki kuralı koymuştur. Davacı da cari hesap alacağından kaynaklanan para alacağı için TBK.nun 89/1. maddesine göre alacaklının ikametgahının bulunduğu yer icra dairesinin yetkili olduğunu ileri sürmektedir....
Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davada mahkemece ara kararlarda verilen yetkisizlik itirazının reddi ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılması isteminin reddi kararlarına karşı davalı dernek vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesince 05.10.2020 tarihli kararda bu başvurunun reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin yetki ve geçici hukuki koruma ile ilgili kararları kesin olup temyiz yoluna başvurulamadığından temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklandığı üzere yetkiyle ilgili Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz yoluna başvurulamayacağından temyiz dilekçesinin REDDİNE, ödediği temyiz peşin ve Yargıtay başvurma harçlarının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine, 01.12.2020 gününde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi....