İcra dairelerinin yetkisi bakımından da özel bir düzenleme öngörülmemiş olup, yetki hususunda İİK’nun 50. maddesinde HUMK’a atıf yapılmaktadır. 6100 sayılı HMK'nin 447/2. maddesi uyarınca “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'na yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır. (KURU, B.: İcra ve İflas Hukuku, El Kitabı, 2.b., ... 2013, s.179 ve HGK., 24.04.2013 gün ve 2012/9-1435 E., 2013/569 K.). Bu nedenle itirazın iptali davasında olduğu gibi yetki itirazının taraflarca itiraz olarak ileri sürülmesi gerekmektedir. Bu aşamada yetki itirazında bulunulmasının takip hukuku bakımından değerlendirilmesi gerekirse; sadece icra dairesinin yetkisine itiraz edilmesi halinde bu yöndeki itirazı incelemek İİK'nun 50. maddesi hükmü uyarınca İcra Hukuk Mahkemesi’nin görevine girmektedir....
Bu istisnai nitelikteki yetki kurallarına “özel yetki” kuralları denilmektedir. İlke olarak, özel yetki kuralları genel yetkiyi kaldırmaz, onunla birlikte uygulanır. Ancak istisna olarak, bazı davaların mutlaka belli bir yer mahkemesinde açılması öngörülmüştür ki, bu halde kesin yetki söz konusudur. Kesin yetki halleri, genel yetkiye istisnadır. Bunun dışında, bir dava için özel yetki kuralı bulunsa bile, davacının genel yetki ile özel yetki arasında bir seçim hakkı vardır. Özel yetki kuralları ilke olarak kamu düzenine ilişkin değildir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.07.2009 gün 2009/10-236-345 sayılı kararında da aynı ilkeler benimsenmiştir. Ayrıca 6100 sayılı H.M.K m.19/2 hükmünde şöyle denilmiştir: “... yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir.” hükmü de göz önünde bulundurulmalıdır. 6100 sayılı HMK’nın 19/2. maddesine göre, yetkinin kesin olmadığı davalarda yetki itirazının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir....
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yetki itirazının ileri sürülmesini düzenleyen 19. maddesinin 2. fıkrası "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." şeklinde; aynı maddenin 4. fıkrası ise "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir" şeklinde düzenlenmiştir. Anılan yasa hükmü dikkate alındığında davalılardan ... ve ... tarafından yetki itirazı usulüne uygun ileri sürülmediğinden davanın açıldığı ... Mahkemeleri yetkili hale gelmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "davalının birden fazla olması halinde yetki" başlıklı 7. maddesinde "(1) Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir....
Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmü getirilmiştir. ( 1086 Sayılı HUMK'nun 22.maddesi) Ancak, yetki itirazında bulunmak için HMK'nun 19/2.maddesi gereğince "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." ...nun 19/4.maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir" hükmü getirilmiştir. Yetki itirazı HMK nun 116/1-a maddesi uyarınca ilk itirazlardan olup davanın görüldüğü Sulh Hukuk Mahkemesine göre ilk duruşma gününe kadar (ilk duruşma günü dahil) ileri sürülebilir....
Yetkinin kamu düzeninden olmadığı hâllerde, yetki itirazı sadece ilk itiraz (1086 sayılı Kanun md. 23, 187/2) olarak ileri sürülebilir. 21. Yetki itirazı, dâvanın başında esasa girişilmeden önce varsa diğer bütün ilk itirazlarla birlikte yapılır (1086 sayılı Kanun md. 188, 478). Mahkemenin yetkisiz olduğunu iddia eden davalı, yetki itirazında yetkili mahkemeyi göstermeye mecburdur (1086 sayılı Kanun md. 23/son cümle; 6100 sayılı Kanun md. 19/2). Davalı, sadece yetkili mahkemeyi (daha doğrusu hangi yer mahkemesinin yetkili olduğunu) göstermekle yükümlü olup, bundan başka hangi mahkemenin görevli olduğunu bildirmek zorunda değildir. 22. Davalı, yetki itirazında yetkili mahkemeyi göstermemişse, yetki itirazı kabul edilmez. Davalının yetki itirazında yetkili olduğunu bildirdiği mahkemenin gerçekten yetkili olması lâzımdır....
Yetki itirazı ancak görevli mahkemece değerlendirilebileceğinden mahkememizce yetki itirazı değerlendirilerek, görevli ve yetkili mahkemenin Aydın Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılmakla davalı tarafın yetki itirazının kabulüne, davanın mahkememizin yetkisizliği nedeni ile usulden reddine, süresinde ve istek halinde dosyanın görevli ve yetkili Aydın Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Yetki itirazında birden fazla mahkemeyi gösterirse yetkili mahkemeyi kesin olarak bildirmemiş olduğundan böyle bir yetki itirazı geçersizdir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." hükmünü içermektedir. Yine, 116/1-a maddesinde "Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı"nı "ilk itiraz" olarak düzenlemektedir. 117/1. madde ise; "ilk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez." hükmünü içermektedir. Somut olayda, ilk olarak icra takibinin yapıldığı İstanbul Anadolu 5....
Kendisini yetkili göndermesi halinde yetki itirazını reddederek icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemeye başlamalıdır. Mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi isabetli olduğundan kararın onanması gerektiği görüşündeyim. Bu nedenle sayın çoğunluğun bozmaya ilişkin görüşüne iştirak edemiyorum....
Farklı bölge adliye mahkemelerinin yargı çevresinde kalan ilk derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarının giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 6100 sayılı Kanunu’nun 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 sayılı Kanun) 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemelerdir. 2. 6100 sayılı Kanun'un "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19 uncu maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları şöyledir. " Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz....
Tüketici Mahkemesi ise; taraflarca herhangi bir yetki itirazında bulunmadığından bahisle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)'nun 19/2. Maddesinde" Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir.Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." düzenlemesi yer almaktadır. Dosya kapsamından,davacının satın aldığı dairenin ayıplı ve eksik olması nedeniyle,davanın teminat talebine ilişkin olduğu, taraflarca usulüne uygun herhangi bir yetki itirazında bulunulmadığıda anlaşılmaktadır. Bu durumda, usulüne uygun yetki itirazı bulunmadığına göre, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)'nun 19/2. Maddesi gereğince, davanın açıldığı ilk mahkeme olan ... 7.Tüketici Mahkemesi'nde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 Sayılı HMK.'...