Tüketici Mahkemesi ise; yetkinin kesin olmadığı gibi, davalının cevap süresi içinde yetki itirazında bulunmadığı, süresinde yapılmayan yetki itirazına dayanılarak verilen yetkisizlik kararının usulüne uygun olmadığından bahisle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)'nun 19/2. Maddesinde" Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir.Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." düzenlemesi yer almaktadır. Dosya kapsamından, davacı ile ile davalı arasında bulunan abonelik sözleşmesine istinaden, davacının, hizmet bedelinin ödenmemesi nedeniyle tahsili için, ... 24.İcra Müdürlüğünün 2011/ 7282 esas sayılı dosya üzerinden icra takibi başlatması ve davalının süresinde borca itiraz etmesi üzerine, ......
İcra Dairesinin yetkisine itiraz ettikleri, ayrıca borcun zamanaşımına uğradığını, alacaklıya borçlarının bulunmadığını bildirerek borca ve fer’ilerine de itirazda bulundukları, bunun üzerine alacaklının borçluların itirazları ile duran takibin devamını sağlamak amacıyla itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece ilk olarak yetki itirazı değerlendirilmeksizin davanın kabulü ile takibin devamına karar verildiği, Dairemizin 23.01.2017 tarih ve 2016/9433 E. - 2017/825 K. sayılı ilamı ile; “... mahkemece, öncelikle alacaklının, yetki itirazının kaldırılması isteminin çözümlenmesi ve borçluların yetki itirazı yerinde görülmez ise, borca itirazın kaldırılması talebinin incelenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yetki itirazının kaldırılması istemi incelenmeksizin ve bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...” gerekçesi ile hükmün bozulduğu, bozma üzerine, mahkemece...
Ayrıca borçlu vasisi yetkiye ve borca itiraz etmiş olup yetkiye itirazda taraflar gelmese bile davaya devam edilerek karar verilmesi gerekir. O halde mahkemece borçlu vasisine duruşma günü tebliğ edilerek tarafların duruşmaya katılması halinde borca itiraz hususunda, yetki itirazı konusunda taraflar gelmese dahi olumlu-olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlu vasisinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
- K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında 05.04.2005 ve 21.04.2006 tarihli kredi sözleşmeleri imzalandığını, kredi borcunun zamanında ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek takibe geçildiğini, davalıların icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ettiğini, takip borçlusu ... ...’ın icra dairesinin yetkisine itirazı bulunmadığını, bu nedenle Kastamonu İcra Dairesi’nin yetkili hale geldiğini, borca itirazların haksız olduğunu ileri sürerek davalıların itirazının iptali ile takibin devamına, % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili cevabında, Kastamonu İcra Dairesi’nin takip yönünden yetkisiz olduğunu belirterek davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece kredi sözleşmesinin Devrek Şubesi’nce imzalandığı, davalıların Devrek’te ikamet ettiği, yetki itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İlk derece mahkemesi tarafından; davacı tarafça davalı taraf aleyhine genel kredi sözleşmesine dayanılarak genel haciz yoluyla ilamsız takip yapıldığı, örnek 7 ödeme emri tebliği üzerine davalı tarafın süresinde yetkiye ve borca itirazı nedeniyle takibin durduğu, cari hesap alacağına dayalı olarak genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde borçluların yetki itirazı ile birlikte borç miktarına kısmen itiraz etmiş olup alacaklı ile aralarındaki hukuki ilişkiyi inkar etmediklerinden olaya uygulanması gereken BK.'nun 73/1 (TBK.nun 89/1) maddesine göre alacaklının kendi ikametgahında icra takibi başlatılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, davalıların hesap kat ihtarı üzerine hesap katına itiraz etmediklerinden İİK.'...
İcra takibinde hem icra dairesinin yetkisine ve hem de borca itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali davasında mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığını incelemesi, yetkili ise borca yapılan itirazı değerlendirerek davayı sonuçlandırması, icra dairesi yetkili değilse bu takdirde sadece icra dairesinin yetkisizliğine karar verilmelidir. Çünkü icra dosyası yetkili icra dairesine gittiği zaman borçluya yeniden ödeme emri tebliğ edilmesi ve buna itiraz edilmesi halinde iptal davası açılacak, itiraz edilmediği takdirde ise takip kesinleşecektir. Böyle olunca mahkemenin sadece icra dairesinin yetkisizliğine karar vermesi ve ortada yetkili bir icra dairesince yapılmış bir takip olmadığından kararın esasına ilişkin yada mahkemenin yetkisine dair bir karar oluşturulmamalı, bu konudaki dava şeklen reddedilmelidir (HGK.26.6.2002 ... 2002/10-553 E. 2002/550 K.)....
DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....
Mahkemece davanın yetki yönünden reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dava, icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, Mahkemece; ... Sulh Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğundan bahisle davanın yetki yönünden reddine karar verilmiştir. Ancak, davacı tarafından başlatılan icra takibi sırasında davalı borçlu icra dairesinin yetkisiyle birlikte borca itiraz etmiş, açılan bu davada da mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir. İtirazın iptali davasının görülebilmesi için ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekmektedir. Bir icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise, bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece açıklanan nitelikte bir icra takibinin varlığından söz edilemez....
Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz" hükmü yer almaktadır. Somut olayda ise borçlular, icra mahkemesinde yetki itirazında bulunurken borçlu şirketin ticari ikametgahının ..., diğer üç borçlunun ise ... ilçe sınırlarında olduğunu, ... veya ... İcra Müdürlüklerinden birisinin yetkili olduğunu ileri sürerek yetki itirazında bulunmuşlar, ancak; birden fazla olarak belirttikleri icra dairelerinden hangisini seçtiklerini bildirmemişlerdir. Bu durumda borçlular yetki itirazında, HMK'nın 19/2. maddesinde yazılı "birden fazla yetkili mahkeme (icra dairesi) varsa seçtiği mahkemeyi (icra dairesini) bildirir" hükmünü yerine getirmemişlerdir. O halde mahkemece borçluların yetki itirazlarının geçersiz olduğu gözetilerek yetki itirazının reddi ile borca itirazlarının esasının incelenmesi gerekirken, yetki itirazının kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davalıların icra müdürlüğüne yaptıkları yetki itirazının iptaline ilişkin açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalıların Adana 3. icra müdürlüğünün 2008/7685 Esas sayılı takip dosyasına yapılan itiraz iptalini istemiştir. Davalılar, icra dosyasına yaptıkları itiraz ile icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmişlerdir. Mahkemece, sadece yetki itirazı konusunda karar verilmiş olup, borca aslına yönelik itirazlar konusunda olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir....